Aşkın barut kokan hâli...
UYARI!
→ İncelemekte olduğunuz kitap 16 yaş ve üzeri için uygundur. Olumsuz örnek oluşturabilecek unsurlar içermektedir.
→ Kitaptaki olaylar, mekanlar ve kişiler tamamen hayal ürünüdür.
→ (Ç)alıntı durumunda yasal işlem b...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
☪ 30. BÖLÜM
"Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli."
YAZAR'DAN
Güneş henüz gökyüzünde varlığını belli etmemişken Alkarlar timi yola koyulmak üzere içinde koşuşturdukları hangarda son hazırlıklarını yapıyordu. Neva'nın güvenliğini sağlamakla görevli olan Ozan ve esir tutulduğu koğuşta öldürülmek istenen Yılan'ı Ankara'da konuşturmaya çalışan Ayaz dışındaki herkes kamuflajlarını üzerine geçirmiş, verilen emri yerine getirmek için acele ediyordu.
"İstihbarat uzmanı Nihat Ergün'den kordinat bilgisi alınmıyor çünkü irtibat saatler önce kesildi. Yüksek olasılıkla kimliği deşifre edildi." diye son derece otoriter bir sesle bağırmıştı binbaşı Mehmet dakikalar öncesinde. "Bu gelişmeyle birlikte haftaya yapmayı planladığımız Ustura operasyonunun beş gün öne çekilerek bugün yapılmasına karar verildi." Çatmış olduğu kaşlarını bir saniye bile düzeltmeden "Siz Alkarlar! Şimdi gideceksiniz, istihbarat uzmanı Nihat Ergün'ü buraya getireceksiniz. Bakın! Farkındaysanız özellikle kardeşimi getireceksiniz demiyorum. Ülkeye hizmet veren istihbarat uzmanını geri getireceksiniz diyorum! İster ölüsünü ister dirisini, hiç fark etmez! Geri getireceksiniz! Anlaşıldı mı?" diye sormuştu duygularından arınmış bir şekilde.
"Anlaşıldı komutanım!"
"Güzel! Çipten gelen son sinyalin bulunduğu bölgeye vardığınızda sizi Jandarma Özel Harekat'tan Turgut üsteğmenin timi karşılayacak. Onlar bölgeyi karış karış ararken sizler onlardan alacağınız bilgilerle operasyonu başlatacaksınız. Merak etmeyin, gereken yerlerde İHA'lar sizlere eşlik edecek. Emir komuta ise Öztürk üsteğmende olacak. Bunun dışında anlaşılmayan bir şey var mı?"
"Hayır komutanım."
"Öyleyse Allah yâr ve yardımcınız olsun." diyen binbaşı Mehmet, sanki kimliği açığa çıkan ve ölme ihtimali olan kişi kendi öz kardeşi değilmiş gibi vermesi gereken emri verdikten hemen sonra sert mizacından gram taviz vermeden harekât odasını terk etmişti.
"Komutanım uçuş emri verildi. Helikopter hazır. Pilot harekete geçmek için teyakkuzda bekliyor." diyen sesle birlikte elindeki eldiveni boştaki parmaklarına geçiren Altay üsteğmen kafasında dönüp dolaşan komutanının cümlelerini bir köşeye bıraktı ve kapının önünde kendisiyle konuşmaya çalışan astsubayı başını sallayarak onayladı.
"Tamamdır Murat. Beş dakika içerisinde geliyoruz." Eldivenlerini takma işini bitirince arkasını dönüp timin son durumunu kontrol etti. Selin, Selçuk, Alara, Tuğra ve Ekin. Herkes hazır görünmesine rağmen, "Herkes hazır mı?" diye sordu.
Selin ve Selçuk'la aynı rütbede olsa bile onlardan daha kıdemli olduğu için "Hazırız komutanım." cevabını almıştı. Geriye kalanlar ise "Hazırız üsteğmenim." diyerek beklediği cevabı vermişti.