☪ 6. BÖLÜM
"Kahraman ırkıma bir gül... ne bu şiddet bu celâl?"
NEVA'DAN
Altay'ın gidişinin üzerinden iki hafta geçmişti geçmesine de ben hâlâ o günde yaşıyor gibiydim. Bir türlü kendime yediremiyordum yaşadıklarımı. Evet, onun için bir değerimin olmadığını biliyordum. Beni sürekli üzdüğünün farkındaydım ama böyle reddedilmeyi hiç beklemiyordum. Annesinin konuşmasını bir anda kesip sınıra göreve gideceğini söylemişti. İkimizin bir araya gelme ihtimaline bile katlanamıyordu. Günlerdir canımı yakıyordu bu gerçek.
"Neva? Duyuyor musun beni canım?"
Duyduğum cümleyle kendime gelip dalgınlığımı anında sonlandırdım. En azından çalıştığım saatlerde Altay'ı düşünmemem gerekiyordu. "Dinliyorum tabiki." diyerek Pelin hanıma odaklandım. Bir haftadır çalışmaya başlamıştım ve Pelin hanımın ofisiyle Ayşe teyze arasında her gün zigzag çiziyordum.
"Ayşe teyzenin doktoru 15 dakika önce kontrole evine uğramış. İstersen doktor gitmeden yanına uğra, Ayşe teyze hakkında gerekli bilgileri al. Daha sonra doktorun yanına gidip zaman kaybetmekle uğraşmazsın."
"Öyle mi? Ben hemen çıkayım o zaman." derken oturduğum yerden kalktım. Çantamı alarak saçlarımı düzelttim. "Bu arada çay için teşekkür ederim." dedim gülümseyerek. Gidip doktorla konuşmam lazımdı, en azından bu işi aradan çıkarmış olurdum.
"Rica ederim. Kolay gelsin sana."
Pelin'in yanından çıkıp otobüs durağına yöneldim. Sabahın köründe evden çıkıp soluğu Pelin'in yanında almıştım iki haftadır yaptığım gibi. Kafamı çalışarak dağıtıyordum aksi takdirde Altay'ın şuan ne durumda olduğunu düşünmekten kafayı yiyebilirdim. Onun göreve gittiğini bilerek sakin kalmam imkansızdı. Üstelik sınıra göreve gittiğini bilmek...
Düşünmemelisin, kendine gel Neva!
Otobüs beni bekletmeden geldiğinde hızlıca binip bir koltuğa oturdum. Sabahın çok erken saatleri olduğu için otobüste çok fazla kişi yoktu. Bu yüzden oturacak yer bulmak zor olmamıştı. Gözlerimin önünden geçip giden şehir manzarasını suskunluğuma inat haykıran kalbimle, bakışlarımdaki gizli esaretle, duygularıma gem vuran onlarca kelimenin ağırlığıyla izledim.
Dakikalar sonra Ayşe teyzenin evinin yakınlarında duran otobüsle yerimden kalkmış ve şoförün vurdumduymaz bakışları eşliğinde inmiştim. Bir müddet çevremi incelemiştim. Hemen ardından cadde boyunca hiçbir yöne sapmadan uzayan kaldırıma çıktım. Sabahın ilk saatlerinde kaldırımda yürürken topuklu ayakkabılarımın çıkardığı melankolik ses boşlukta yankılanarak zihnimde kendine hatırı sayılır bir alan oluşturuyordu. Bu durumun biraz rahatsız edici olduğunu itiraf edebilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EKSTREM
RomanceAşkın barut kokan hâli... UYARI! → İncelemekte olduğunuz kitap 16 yaş ve üzeri için uygundur. Olumsuz örnek oluşturabilecek unsurlar içermektedir. → Kitaptaki olaylar, mekanlar ve kişiler tamamen hayal ürünüdür. → (Ç)alıntı durumunda yasal işlem b...