5. BÖLÜM

2K 179 3
                                    

Merhaba arkadaşlar. CESUR 14. BÖLÜM sitede yayınlandı. Okumak isteyenler profildeki linkten okuyabilir. Buradaki bölüm için keyifli okumalar!

***

Hayat ne garipti, yıllar boyu görmediğin, haberini almayıp sesini dahi duymadığın kişinin sesini ilk duyuşunda hissettiği özlem anlatılacak bir duygu değildi. Yaşanmış ama anlatmaya kelimeler bulunamayan duygular vardır. Koşmak istersin, sarılmak istersin ama ayakların yerinde sabitlenerek seni yarı yolda bırakır. Konuşmak istersin sesin dahi çıkmaz. İki kızında bulundukları durum aynı bu şekildeydi. Konuşmak istiyorlar, sitem etmek istiyorlar ama ağızlarından tek söz çıkmıyordu. Özlemini çektikleri adama koşup sarılmak istiyorlardı ama ayakları duygularına itaat etmiyordu. Öylece bakan iki kız ne yapacağını bilememişti.

Cesur kardeşlerinin bakışlarında ki tereddüttü anlayabiliyordu. Kızının kendisine sığınmasıyla kolunu genç kızın omzuna atarak onu kanatlarının altına almıştı. Tamamen istem dışı hareket etmişti. Ona göre doğal olan bu hareket iki kızın bakışlarının kısılmasına neden olmuştu. Özellikle küçük kardeşinin gözlerinde yanıp sönen alev Cesur'u şaşırtmıştı. Kardeşi kızını kıskanmıştı. Yıllar sonra bile aynı kıskançlığı hissedebiliyordu.

"Ah hoş geldin oğlum, ay şunun güzelliğine bak Servet, maşallah..." Ayşem Hanım torununun yüzünü avuçlarken genç kız yutkunmadan edememişti. Hastane odasında pek dikkat edemese de kadının gözleri aynı babasının gözleri gibi sıcacıktı.

"Öpeyim efendim," Ayşem adını aldığı kadının elini öperken Servet Bey kaşlarını çatmıştı.

"Efendim mi? Cesur, kızına kime nasıl hitap edeceğini belletememişsin anlaşılan."

"Merak etme baba, kızım toplumda nasıl davranacağını iyi bilir." Ayşem Hanım kocasının kaş çatmasına dayanamayarak araya girmişti.

"Rahat bırak çocuğu Servet Bey, zamanla alışır babaanne demeye!"

"Babaanne mi?" Soner karşısında ki kişilere öfkeyle bakarken kulaklarına dolan sözle kendisine gelmişti.

"Hadi masaya geçelim, yemekler soğuyacak."

"Kızlar siz bir şey söylemeyecek misiniz?" Ayşem Hanım öylece duran iki kızına hitaben konuşurken Çisil öne çıkarak "Size afiyet olsun, ben tokum" diyerek kapıya yönelmişti.

"Çisil, masaya!" Servet Bey kızının odadan çıkmasına izin vermeyerek konuşmuştu.

"Aç değilim baba, size afiyet olsun."

"Aç olmasan bile o masaya oturacaksın Çisil," Genç kız babasının uyarıcı bakışları karşısında dişlerini sıkmıştı. Biliyordu ki şimdi çekip giderse babası burnundan getirirdi.

Cesur kardeşlerinin uzak durması karşısında üzülse de bir şey söyleyememişti. İkisi de haklıydı. Yıllarca onları ne arayıp ne sormuştu. İkisi de yüzüne bakmasa haklarıydı.

"Hayırlı olsun Çisem, doğuma ne kadar kaldı?" Cesur kardeşine bakarken genç kız ağabeyine bakmadan başını sallayarak ona karşılık vermişti.

"Fazla kalmadı oğlum, hadi yemeğe geçelim." Ayşem Hanım iki kızına da kaş göz işareti yaparken Ayşem'in kolunu tutarak onu yanına oturtmak istemişti. Genç kızın acıyla inlemesi dikkati çekerken Ayşem dudaklarını ısırarak bakışlarını babasından kaçırmıştı.

"Koluna bir şey mi oldu yavrum?" Ayşem Hanım torununun kolunu sıyırmak isterken genç kız ona engel olmak istemişti.

"Yok bir şey babaanne, iyiyim." Kadın torununun 'babaanne' deyişi ile mest olurken sevinçten az önceki olayı unutmuştu. Ama Cesur kızına ters bir şekilde bakarak "Kolunu aç Ayşem!" diye emretmişti. Farkında değildi ancak bu şekilde tıpkı babası gibi davranıyordu.

CESURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin