20. Bölüm

1.3K 119 2
                                    


Keyifli okumalar

***Genç kız yana çekilirken yanından geçip ok gibi arkasında ki adama sarılan kızla donup kalmıştı.

"Amca biliyor musun babam artık onunla yaşayacağımı söyledi?" diye şakıyan Gürsel'n kollarında sevinçle şakırken Çisil'in aklında kızın 'babam' sözleri dolanıyordu. Babası kimdi bu kızın?

"Öyle mi hayatım, çok sevindim. Kiminle geldin sen?" Gürsel yeğenini görmeyi beklemediği için şaşırsa da bunu küçük kıza yansıtmamıştı.

"Narin, nereye kayboldun?" diyerek kapıdan çıkan kadınla genç adam cevabını almış olmuştu.

"Anne, hoş geldin." Çisil kadının Asaf'ın annesi olduğunu öğrenince yanlış bir zamanda geldiğine emin olmuştu. Onun burada işi yoktu. Geri de dönemezdi. Sıkıntıyla iç çekerken kadının göz hapsinde olduğunu görünce iyice gerilmişti.

"Arkadaşın kim oğlum, bizi tanıştırmayacak mısın?" diye soran kadın şalının ucun geriye atarken tam bir Anadolu kadını gibi görünüyordu. Boyu uzun olmasa da heybeti kadının duruşundan geliyordu.

"Asaf abimi ziyarete geldi, hastaneden arkadaşı," dediğinde kadının gözleri parlamıştı resmen.

"Öyle mi, gelsene kızım," derken sevinci sesine de yansımıştı. Gürsel annesinden ki değişimi görünce gülümsemesini saklamak için başını yeğeninin boynuna saklarken hep birlikte evin içine girmişlerdi. Genç kız farkında olmadan evi incelerken koluna giren yaşlı kadınla duraksamıştı. Kadın kendisine o kadar samimi gülümsüyordu ki genç kız nasıl davranacağını bilememişti.

"Adın ne kızım senin?"

"Çisil?" Çisil cevap verecekken kendisine şaşkınlıkla seslenen adama dönmüştü. Asaf salonda ki kalabalıktan sıkılarak odasına çıkmak üzereyken annesinin kolunda içeriye giren genç kızı görünce şaşırmıştı.

"Ah Asaf, bak arkadaşın geldi." Annesinin kızı beğendiğine dair kaş göz işaretlerine göz deviren genç adam ağır adımlarla kıza yaklaşarak onu karşılamıştı. Kızın arkasında gördüğü kardeşi ile kaşları çatılırken genç adam bir şey olduğunu düşünerek sordu.

"Hayırdır Gürsel, siz beraber mi geldiniz?"

"Evet abi, eve geçiyordum yolda Çisil ile karşılaştım." Asaf kardeşinin sözleriyle genç kıza dönmüştü.

"Sen eski eve mi gidiyordun?" dediğinde oldukça şaşırmıştı. Çisil ona kaşlarını çatarak cevap verdi. Aklına onca saat boşuna araba kullandığı gelmişti.

"Evet Asaf Bey, sizin sorumsuzluğunuz yüzünden onca yolu gidip geri döndüm," dediğinde Asaf tek kaşını kaldırarak kıza baktı.

"Sizi davet ettiğimi hatırlamıyorum," dediğinde Sevim Hanım kızarak oğluna çıkışmıştı.

"O nasıl söz Asaf, ayıp değil mi misafire edilecek laf mı?" Asaf omzunu silkelerken Çisil kaşlarını daha da çatarak adama bakmıştı.

"Siz üzülmeyin..." derken kadının adını biran bilmediği için susmuştu.

"Sevim benim adım kızım, sen Sevim teyze diyebilirsin." Çisil adama inat sevimli bir şekilde gülümseyerek kadına bakmıştı.

"Ah Sevim teyze ben oğlunuzun sözlerine aldırış etmiyorum, siz üzülmeyin," dediğinde Gürsel adı gibi gür bir kahkaha atmıştı. Asaf'ın yüzü düşerken bu kez Çisil ona döndü.

"Sen neden ayaktasın, abim bir hafta kalkmayacaksın demedi mi?" Asaf kendisine çıkışan genç kızla neye uğradığını şaşırırken Çisil'in tavuk kışkışlar gibi onu döndürerek arkasından iteleye iteleye salona sokmasına sessizce izin vermişti. Genç kız salona girdiğindeyse olduğu yerde duraksamıştı. Salon oldukça kalabalıktı. Daha önce hastanede gördüğü kişilerden ziyade yaşlı bir adam, hemen yanında daha önce görmediği birkaç genç kız ve birkaç orta yaşlı kadın. Çisil mahcup bir şekilde gözlerini kaçırırken içlerinden biri öne atılarak konuşmuştu.

CESURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin