Keyifli okumalar...
---
Genç kadın etrafına göz atarak masaları en güzel şekilde yerleştirmeye çalışıyordu. Kafenin üç tarafı cam olduğu için içerisi oldukça aydınlıktı. Geriye kalan tek duvarın dibine kendi renkli masasını ve kırmızı koltuğunu yerleştirmişti. Burası ona özel olacaktı. İstediği gibi en sevdiği kitaplardan, ünlü yazarların küçük fotoğraflarıyla birlikte en beğendiği sözleri alıntılar yaparak camlara yazdırmıştı. En sevdiği sözü ise kendi masasının arkasındaki tek duvara büyük puntolarla kendi eliyle yazmıştı.
"Sevdiğin insanları kaybetmeye alıştığın zaman, hayatı önemsememeye başlıyorsun."
Lev Nikolayeviç Tolstoy
İç dekorasyonun bu kadar çabukbiteceğine inanamıyordu. Yan taraftaki restoranın da tüm masaları boyanmış birşekilde kurumaya bırakılmıştı. Sandalyelerin oturma kılıfları değişmiş bazıyerlere nostaljik hava katılmıştı. Üstelik değişimi yaparken yalnızda değildi.Eski olan ama kendisinin yeni personeli de genç kadına severek yardım ediyordu.Hafta sonu açılış yapacaklardı. Restoranın adına dokunulmazken kafenin tabelasını"Hayal Kitap Kafe" olarak değiştirmiş, ismin altına da küçük harflerle okunaklışekilde 'İyi bir kitap iyi birarkadaştır.' Yazdırmıştı.
"Aylin Hanım bir bakar mısınız?" Aylin kendisine seslenen Cengiz ustanın yanına geçerken yeni açılan kapıyı kullanmıştı. İki taraftan da mutfağa geçiş sağlanması çalışanlar için kolaylık oluyordu.
"Bir şey mi oldu Cengiz usta?"
"Yemekler konusunda ne yapacaksınız?"
"Ne gibi?" adam sıkıntıyla genç kadına bakarken devam etmişti.
"Aslında bazı müşteriler açılışın ne zaman olacağını, açılış olana kadar eve servis yapıp yapamayacağımızı sordu. Biliyorsunuz içeride fazla bir tadilat yapmadık. Sadece boya ve birkaç köşe bitkisi," dediğinde adam hala küçük dokunuşlarla bile ortamın ne kadar değişmiş olduğuna inanamıyordu. Özellikle rengarenk boyanan masalar adamı şaşkına uğratmıştı. Üstelik bazı kare masaların kenarları zımparalanarak oval hale getirilmişti.
"Sizin için sorun olmazsa elbette eve servis yapabiliriz. Ama arkadaşlara da sormak lazım," dediğinde adam şaşırmıştı.
"Onlara neden soracağız ki?"
"Servisi onlar götürecek sonuçta, kimseyi zorla bu işte çalıştıramayız."
"Merak etmeyin onlar seve seve işi yapacaktır. Zaten kaç gündür boş boş oturuyorlar. Onlar içinde iyi olacaktır." Aylin adamın sözlerine gülümseyerek cevap vermişti.
"Biz yine de onlara soralım." Birkaç dakika içine restoranda görev yapan üç garson karşısında dikiliyordu. Onlara açılış yapılana kadar paket serviste çalışıp çalışamayacaklarını sorunca ikisi hemen kabul etmişti. Diğeri ise henüz iki aydır Ankara da olduğu için adresleri bulamayacağı endişesiyle kafede kendisine yardım etmek istediğini söylemişti. Aylin anlayışla ona bakarken içten bir gülümsemeyle personeline teşekkür etti. Onlarla iyi anlaşacağını biliyordu. Onlara güvenmek istiyordu.
"Ben geldim!" kapıdan içeriye neşeli bir şekilde giren genç adama dönen grup aynı neşeyle onu karşılamıştı.
"Hoş geldin, bu gün geç kaldın?"
"Son anda bir doğuma girmem gerekti, nasıl gidiyor?" Serdar etrafına alıcı gözle bakarken ablasına dönerek gülümsemişti.
"Nasıl buldun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CESUR
General FictionCesur yıllar sonra kızı için kovulduğu evine geri döner ancak ailesi onu kabul edecek midir? Genç yaşında baba olan Cesur, ailesinin altın çocuğu, iyi bir cerrah ve iyi bir baba... Kızı için varisi olduğu hastaneye geri dönmesiyle süre gelen olaylar...