Keyifli okumalar
***
Genç kız koşturarak hazırlanırken geç kaldığı için kendine kızıyordu. Bu gün çok işi vardı ve o aptal gibi gece film izleyerek geç uyumuştu. Hızla üzerini değiştirdikten sonra saçını tepesinde topuz yaparak çantasını alıp odasından çıkmıştı. Merdivenlerden koşarak inerken Ayşem Hanım seslenmişti.
“Yavaş kızım?”
“Geç kaldım Ayşem teyze, acele etmem gerekiyor.”
“Cesur şimdi çıktı ona yetişebilirsen birlikte gidersiniz.” Genç kız uzaktan yaşlı kadına öpücük atarak hızla kapıya koşmuştu. Cesur arabasını çalıştırmak üzereyken Gülsüm elini kaldırarak “Cesur enişte bekle,” diye bağırınca genç adam kızı fark etmişti.
“Geç kaldım, çok geç kaldım.” Arabaya binen genç kız Cesur’un kendisine baktığını görünce yutkunmadan edememişti. Kim onun gibi patrona geç kaldığını itiraf ederdi ki? Yüzüne sevimli olduğunu düşündüğü bir gülümseme yaymaya çalışırken genç adam başını iki yana sallayarak konuşmuştu.
“Boşuna sevimli olmaya çalışma Gülsüm, yemiyorum.”
“Neden ama ilk kez geç kalıyorum biliyorsun.” Cesur omzunu silkerek cevap vermişti.
“Bu benim sorunum değil. Ne kadar geç işe gidersen o kadar geç çıkarsın haberin olsun.” Gülsüm adamın sözleri ile yüzünü asarken sessizce arkasına yaslanmıştı. Gülsüm işe başlayalı bir ay olmuştu. Ayşem de derslerine başlamıştı.
“Aylin abla nasıl oldu?” Gülsüm konuyu dağıtmak için sorarken Cesur derin bir iç çekmişti. Aylin’in hamileliği aileyi neşeye boğarken zor bir gebelik geçiriyor olmasıysa üzüyordu. Belki de tek şikayet etmeyen Aylin’in kendisiydi. O hiç anne olamayacağını düşünürken çektiği zorluklar ona nimet gibi geliyordu. Sürekli evde dinlenerek vakit geçirirken kafesini de güvendiği bir arkadaşına emanet etmişti.
“Daha iyi, yatıyor işte.”
“Keşke elimden bir şey gelse enişte, inşallah bebeğinizi sağlıkla kucağınıza alacaksınız.”
“İnşallah. Sen ne yaptın alışabildin mi?” Gülsüm’ün yüzü gelen soruyla asılmıştı.
“Pek alıştığım söylenemez enişte,” dediğinde Cesur kaşlarını çatmıştı.
“Sana kaç kez söyleyeceğim bana enişte deme diye? Sevmiyorum biliyorsun.”
“O zaman patron diyeyim.” Cesur onaylamaz bir şekilde başını sağa sola sallarken yeniden sormuştu.
“Problem ne? Sana kötü mü davranıyorlar?” Gülsüm yüzü asılarak adama bakmıştı.
“Arşiv işi yaptırıyorlar patron. Ben muhasebeciyim ama bana çömez muamelesi yapıyorlar. Ama ben onlara soracağım yakında bunun hesabını,” diye sinirlenen genç kız adamı güldürmüştü.
“Merak etme yakında alışırsın. Kendini kanıtlaman için çok çalışman gerek,” dediğinde Gülsüm başını salladı. Patronu haklıydı, o kendini kanıtlamak zorundaydı ve bunu çok yakında yapacağına inanıyordu.
Araba hastanenin önüne geldiğinde Gülsüm hızla aşağıya inerek koştur koştur muhasebe bölümüne gitmişti. Yoğun bir mesainin başlangıcını yaparken bu yoğunluğu ilk kez yaşamayacağını da biliyordu.
***
Kollarında ki kitapları tutmakta zorlanan Ayşem kendi kendine söylenirken sırt çantası almadığı için çoktan pişman olmuştu. Hocaların verdiği alternatif ders kitaplarının fotokopisini çıkarttığında bu kadar ağır olacaklarını düşünmemişti. İki kolu da önceki dönemlere ait kitapların notlarıyla doluydu. İkinci üniversitesi olduğu için bazı derslerden muaf olsa da o derslerin notlarını elinin altında bulundurması gerektiğini düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CESUR
General FictionCesur yıllar sonra kızı için kovulduğu evine geri döner ancak ailesi onu kabul edecek midir? Genç yaşında baba olan Cesur, ailesinin altın çocuğu, iyi bir cerrah ve iyi bir baba... Kızı için varisi olduğu hastaneye geri dönmesiyle süre gelen olaylar...