Keyifli okumalar!
****
Genç kız babasının kendisini yatırmasıyla gülümsemişti. Ayşem yıllar sonra küçük bir kız çocuğu gibi hissediyordu. Sabah erkenden hastaneden çıkışı yapılmış ve ailenin büyük evine getirilmişti. Bu durum kendisini biraz tedirgin etse de mutluydu. Daha önce kalabalık bir ailede yaşamadığı için de heyecanlıydı. Babası annesinin ailesinin yakınına taşındığında bile kendine küçük bir ev tutmuş, sonra da o evi satın almıştı. Bebekken komşuların ve yengesinin yardımı ile Ayşem'i büyütmüştü. Teyzesi ve ananesi yanına gelse de belli bir süre sonra laflarıyla kızı ağlatmayı başarıyorlardı. Cesur'un bu durumdan çok sonra haberi olurken o günden sonra küçük kızını tek başına dedesinin evine göndermemişti. Dedesinin gözünün içine bakmasına rağmen adam kız olduğu için doğru düzgün Ayşem'in yüzüne bile bakmazdı. Bakışları yatağın yanında kendisine şefkatle bakan Servet dedesine takıldığında istem dışı gülümsemişti. Adam dış görünüş olarak ne kadar sert görünse de sevgisini hissettirebiliyordu.
"Sen dinlen Ayşem, benim hastaneye dönmem gerek," diyen babasına başını sallayarak cevap verdi.
"Sen git oğlum, biz torunumla vakit geçiririz," dedi babaannesi. Servet Bey karısının sözlerini homurtuyla kesmişti.
"Hanım, torunu görüp beni unutmayacaksın değil mi?" dedi.
"O nasıl söz Servet Bey, torunla kendini bir mi tutuyorsun?"
"Ne var, geldiğimizden beri bir kere yüzüme bakmadın," diyen yaşlı adama şaşkınlıkla baktı genç kız. Cesur anne ve babasının atışmasını gülümseyerek izleyen kızına göz kırpıp odadan çıkmıştı. Ayşem ihtiyaç dâhilinde seslenebilmesi için alt katlardaki odalardan birine yerleştirilmişti.
"Hastaneye mi gidiyorsun abi?" Cesur dış kapıya yöneldiğinde mutfaktan çıkan kardeşinin sesi ile ona dönmüştü. Çisem karnı iyice büyümüş bir şekilde kendisine bakıyordu.
"Evet, sen nasıl oldun? Bir sıkıntın var mı?" Çisem elinde ki elmadan bir ısırık alarak başını sallamıştı.
"Şuanda iyiyim, Ayşem nasıl oldu?"
"Ayşem iyi, sen kendine dikkat et Çisem. Doktorun dinlenmen gerektiğini söylemişti, neden ayaktasın?"
"Kendimi daha iyi hissediyorum," diyen kadın buruk bir şekilde gülümsemişti. Cesur sıkıntıyla nefesini dışarıya verirken Çisem'in tedirginliğini fark etmişti.
"Kocan geldi mi bu gün, nerede olduğunu biliyor musun?" Çisem yüzünü asarak genç adama cevap vermişti.
"Soner'i burada kalmaya başladığımdan beri görmedim. Telefonlarıma da cevap vermiyor," dediğinde adam kardeşi için üzülmüştü.
"Üzülme, onunla konuşurum."
"İstemiyorum, bu şekilde davranması kararımdan emin olmamı sağlıyor." Cesur gözlerini kısarak genç kadına bakmıştı.
"Ne kararı? Çisem, biliyorum yıllardır yanında değildim ama bundan sonra buradayım. Her zaman yanında olacağım," dediğinde genç kadın hormonların etkisi ile gözleri yaşarmıştı. Cesur kardeşine sarılarak onu salona kadar götürmüştü. Genç kadını koltuğa oturttuktan sonra saçını öperek "Sen dinlen canım, hiçbir şeye kafanı yorma," dedi. Ayşem'in odasından çıkan anne babasına kısa bir bakış atarak gitmesi gerektiğini söyleyerek hastaneye doğru yola çıkmıştı.
***
Genç kadın sabah erkenden kalkarak bir saate yakın yürüyüş yapmıştı. Ne zaman aklı karışsa sabah erkenden sokakların sakin olduğu saatlerde yürüyerek aklını toparlamaya çalışıyordu. Dün kardeşinden öğrendiği şeyle oldukça sinirlenmişti. Asaf'ın Cesur'a söyledikleri Aylin için kabul edilebilir bir konu değildi. O kendini yalnızlığa alıştırmıştı. Hayatında kimseyi istemiyordu. Ama Serdar'ın sözleri de aklından çıkmıyordu. Gerçekten Cesur için bir değeri var mıydı? Başını iki yana sallayarak buna imkan olmadığını düşünerek kendi kendini veto etmişti. Hızlı adımlarla eve giderken, üzerini değiştirip hastaneye geçecekti. Kapıyı açtığında kardeşinin yeni uyandığını görünce ona kısa bir bakış atarak sessizce odasına geçmek istemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CESUR
General FictionCesur yıllar sonra kızı için kovulduğu evine geri döner ancak ailesi onu kabul edecek midir? Genç yaşında baba olan Cesur, ailesinin altın çocuğu, iyi bir cerrah ve iyi bir baba... Kızı için varisi olduğu hastaneye geri dönmesiyle süre gelen olaylar...