9. Bölüm

1.7K 158 0
                                    

Keyifli okumalar!

***

Genç adam kızını Serdar'ın kucağında baygın bir şekilde görünce korkuyla ona doğru koşmaya başlamıştı. Adamın kucağından kızını alırken ne yöne gideceğini şaşırmış durumdaydı. Koluna dokunan babasıyla dikkati dağılan genç adan kendisine gösterilen odaya hızla girip kızını yatağa yatırdı. Telaşlı olan oğlunu kenara çeken Servet Bey torununu kontrol ederken Cesur babasından gelecek cevabı bekliyordu.

"Baba, kızım iyi mi?" Servet Bey ilk muayenesine göre oğlunu rahatlatmak için hafif gülümsemişti.

"Korkma bu kadar, şimdilik iyi sadece bayılmış. Bir şey tetiklemiş olmalı..." dediğinde Cesur'un bakışları Serdar'a dönmüştü.

"Ne oldu? Ayşem neden bu halde?"

"Ben bilmiyorum, koridorda ilerlerken solgun görünüyordu. Yanımdan geçerken birden bayıldı," dediğinde Cesur üzgün bir şekilde kızına bakmıştı. Yatağın kenarına oturarak kızının saçlarını okşamaya başlamıştı.

"Kızım, Ayşem hadi aç gözlerini." Cesur kızına seslenirken odaya giren hemşire babasının isteği üzerine test için kan almıştı. Sonuçları hemen istediğini söyleyen Servet Bey oldukça soğukkanlıydı. Serdar bir türlü odadan çıkıp kendi işine bakamıyordu. Servet Bey genç adama dönerek konuşmuştu.

"Sen polikliniğe dönebilirsin Serdar, gerisini ben hallederim."

"Ama Servet amca?" dediğinde Servet beyin çatılı kaşlarıyla yutkunmuştu. Hastanede ona resmi olması gerektiğini unutmuştu.

"Hadi dedim, hastaların seni bekler."

"Peki Servet Bey, sonra uğrarım," diyerek odadan çıkarken aklı odada baygın yatan kıza takılmıştı. Geceden beri baba kızı düşünmüyormuş gibi birde bu başına gelmişti. Sıkıntıyla nefesini dışarıya verirken ensesini ovaladı. Birkaç hastasını muayene ettikten sonra kızı görmeye gelmeyi planlayarak oradan uzaklaşmıştı.

***

Genç kadın bir eli karnında merdivenlerden inerken derin derin soluklanmıştı. Son zamanlarda garip bir şekilde beli ağrıyordu. Henüz erken olduğu için bu durumun doğumla ilişkin olduğunu düşünmediği için endişeliydi. Salona girdiğinde annesini oturmuş düşünürken bulmuştu.

"Annecim?" Ayşem Hanım kızının seslenmesi ile kendine gelmişti.

"Gel kızım, nasıl oldun?" Çisem annesinin yanına otururken hafif gülümsedi.

"Daha iyiyim, sen nasılsın? Nedir seni bu kadar düşündüren?" kadın kızının sorusu ile dolan gözlerini kaçırmıştı. Akşamdan beri aklı Ayşem'in sözlerine takılmıştı.

"Dün geceyi düşünüyordum, abin ve Ayşem'i," dediğinde Çisem de bakışlarını önündeki masaya dikmişti. Ayakları oymalı üzeri ağır mermer olan masa Çisem'in çocukluğundan beri salonlarında duruyordu. Annesinin klasik ve eski eşyalara olan sevgisinin bir kanıtı gibi ortada endam eden mobilyalar eski görünmek yerine oldukça şık bir ortam oluşturuyordu.

"Ayşem bizden uzak duracak." Annesinin sözleri ile masayı incelemeyi bırakan Çisem yaşlı kadına dönmüştü.

"Eminim zamanla bize alışacaktır."

"Halasının kendisini sevmediğini düşünüyor. Sen de duydun, akşam babasının kalmasını isterken kendisinin kalmayacağını üstü kapalı bir şekilde söyledi. Kız bize alışsın derken bizden daha da uzaklaşıyor Çisem. Kardeşinle konuşmanı istiyorum, şu kıza iyi davransın."

"Anne, Çisil benim sözlerimle hareket etmez," dediğinde genç kadının telefonunun çalması ile konuşmaları kesilmişti.

"Efendim Aylin abla," Çisem arayanı görünce hemen cevap vermişti.

CESURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin