Keyifli okumalar
***
Genç kız salona girdiğinden beri ilgi odağı olmaktan oldukça huzursuz olmuştu. Bu akşamın odağı Aylin olmalıydı ama tüm bakışlar ona dönmüştü.
"Gel kızım buraya," diyen Servet Bey torununu yamacına alıp kolunun omzuna atmıştı.
"Madem kızım da geldi şu işi halletsek ya," diye araya giren Cesur dikkati kızının üzerinden kendi üzerine çekmişti. Serdar ve Asaf'ın da salona girerek yan yana oturmasıyla Aylin ayaklanmıştı. Herkesin nasıl kahve içtiğini bilmesine rağmen usul gereği tek tek kahveleri nasıl içeceklerini sorup mutfağa yöneldiğinde Çisil'de onunla birlikte kalkmıştı.
"Ben yardım edeyim," diyerek salondan çıkarken Asaf'ın bakışlarının üzerinde olduğunu biliyordu.
"Asaf oğlum sende hoş geldin, ne iyi ettin."
"Ayşem'i bu güzellikle yalnız bırakmak istemedim." Ayşem utanarak bakışlarını kaçırırken kendisine hayran bir şekilde bakan Serdar ile göz göze gelmişti. Kısa bir temastan sonra hızla bakışlarını çekse de bu bakışlar keskin gözlerden kaçmamıştı.
"Ee oğlum Aylin evlendikten sonra seni de evlendiririz değil mi?" Ayşem Hanım Serdar'a sorarken genç adam yaşlı kadının sorusunu bile duymamıştı. Onun ilgi alanında sadece Ayşem vardı.
"Ne oldu?" Asaf genç adamın karnına dirseğini vururken bakışlarıyla yaşlı kadını göstermişti.
"Sana soruyor Asaf, cevap versene."
"Anlamadım Ayşem teyze, dalmışım." Genç adamın cevabıyla yaşlı kadın ağzının içinden "Dalarsın tabi," derken oğlunun çıkışı ile ona dönmüştü.
"Daldığın yerler derin fazla dalma istersen," diyerek genç adama aba altından sopa gösterirken Serdar boğazını temizleyerek geriye yaslanmıştı.
"Bir şey mi söyledin damat Bey?" Serdar'a ters bir bakış atan genç adam Aylin'in elinde kahve tepsisi ile salona girmesi ortamı yumuşatmıştı. Genç kadın büyüklerden başlayarak kahveleri dağıtırken Cesur'un bakışları genç kadının üzerinde hayranlıkla geziyordu.
"Almayacak mısın?" Cesur önünde duran genç kadının sesiyle kendine gelmişti. Cesur derin bir nefes alarak kahvesine uzanırken Aylin adamın heyecanının kendisinden aşağı kalmadığını anlamıştı. Cesur kahvesini önündeki sehpaya bırakmadan sıcaklığına aldırmayarak birkaç büyük yudumda içmişti. Onu izleyen aile üyelerinin bakışları Aylin'e dönerken Çisil şaşkınlıkla abisine bakmıştı.
"Abi?"
"Abla içine tuz koymadın mı?"
"Koymaz olur mu, özellikle ben koydum," diyen Çisil şaşkınlıkla abisine bakmıştı. Genç adam suya uzanarak suyu da içtikten sonra babasına döndü.
"Hadi baba daha ne bekliyoruz?"
"Acelen ne?"
"Acele mi, kaç yıldır bu anı bekliyorum biliyor musun?" Aylin adamın sözleriyle utanırken Serdar kendisine dönen Servet beye bakmıştı.
"Serdar olum malum sebebi ziyaretimiz belli, Allah'ın emri, Peygamberin (sav.) kavliyle ablanı oğlumuz Cesur'a istiyoruz." Serdar geriye yaslanarak ellerini oturduğu koltuğun kolçağına koymuştu.
"Oğlunuz ne iş yapar?" Serdar'ın sorusu ile Cesur ters bir şekilde genç adama bakmıştı.
"Kendisi doktordur, ayrıca Karahanlı hospıtalın sahibi olur kendisi. Yani senin patronun." Asaf'ın söze girmesiyle Serdar ters bir şekilde genç adama bakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CESUR
General FictionCesur yıllar sonra kızı için kovulduğu evine geri döner ancak ailesi onu kabul edecek midir? Genç yaşında baba olan Cesur, ailesinin altın çocuğu, iyi bir cerrah ve iyi bir baba... Kızı için varisi olduğu hastaneye geri dönmesiyle süre gelen olaylar...