Merhaba arkadaşlar. Nasılsınız? Umarım keyifler yerindedir. Hikayeyi okuyan gizli okuyuculara seslenmek istiyorum. Yıldıza dokunmak bu kadar zor olmamalı. Beğenmediyseniz bile en azından neden beğenmediğinizi yorumla belirtebilirsiniz. Teşekkürler. Keyifli okumalar.
****
Gergin geçen bir akşamdan sonra herkes dağılırken Erhan sonda kalarak kardeşi ile Çisil’in vedalaşmasını izlemişti. Asaf genç kızdan özür dilerken hala olayın şokunu atlatamayan Çisil öylece Asaf’a bakıyordu.
“Bu akşam en oldu öyle?”
“Yarın kahvaltıyı birlikte yapalım mı?” Çisil durgun bir şekilde adama bakarak başını sallamıştı. Asaf derin bir iç çekerek sözde öpemediği kızın alnına dudaklarını bastırarak “Biz birbirimizin alın yazısıyız sakın şüpheye düşme Çisil, bu adam seni bırakmayacak.” Asaf’ın sözleri ile Erhan kardeşine gururla bakmıştı. Genç adam salondan çıkan Servet Bey’e bakarak “Servet amca, yarın müsaitsen hastaneye yanına uğrayacağım. Önemli bir konuda konuşmamız gerekiyor,” dediğinde yaşlı adam başını sallayarak Erhan’ı kabul etmişti. Adamın adını duyan ikili bir birinden uzaklaşırken Asaf abisine bakarak “Narin nerede abi?” diye sordu. Genç adamın sorusuyla birlikte alt odalardan birinden çıkan Çisem genç adamın yanına gelmişti.
“Erhan Bey, Narin Ayaz’ın yanında uyuya kalmış. Eğer sakıncası yoksa bu akşam burada kalsın. Yarın Çisil Asaf’ın yanına götürür,” dediğinde Asaf abisine merakla bakıyordu. Kabul edip etmeyeceğini merak ederken Erhan başını sallayarak “Sabah ben gelir alırım,” dediğinde Asaf’ın ağzı şaşkınlıkla açılmıştı.“Abi sen Narin’i burada mı bırakacaksın?” diye sorarken Erhan kardeşine kaşlarını çatarak bakmıştı.
“Neden bu kadar şaşırdın Asaf?”
“Sen kızını yabancı bir yere asla bırakmazsın.” Erhan kardeşinin haklı olduğunu bilse de onu alt etmişti.
“Burası yabancı bir yer mi Asaf, müstakbel yengesinin evi.” Dediğinde Asaf ağzı açık kalmıştı.
“Haklısın Erhan abi, Narin yengesinin evinde güvende olacak. Merak etme bir şey olursa Asaf’ı ararım,” dedi.
“Beni de arayabilirsiniz,” diyerek Çisem’e dönmüştü.
“Sakıncası yoksa kızımı görebilir miyim?” dediğinde Çisem babasına kısa bir bakış atıp yeniden adama dönmüştü. Önden odanın içine girerek adamın da odaya girmesini bekleyerek salondan fazla ışık gelmemesi için odanın kapısını aralık kalacak şekilde kapatmıştı. Erhan kocaman yatakta bir eli bebeğin karnına gelecek şekilde uyuya kalan küçük kızını görünce buruk bir şekilde gülümsemişti. Kızı Cihangir’i çok sevmişti. Kardeşi gibi görmeye başlamıştı. Asıl olan ise Çisem’e olan yaklaşımıydı.
“Teşekkür ederim,” diyen adam kadının şaşırmasına neden olmuştu.
“Ne için?”“Kızımı uzun zamandır bu kadar mutlu görmemiştim. Genelde uykuları bölünür, korkuyla arada sıçrar,” dediğinde Çisem’in bakışları bebeğiyle uyuyan küçük kıza kaymıştı.
“Korktuğu önemli bir olay mı yaşadı?” Çisem’in sorusuyla genç adam gerilmişti. Eski karısını henüz üç yaşında ki kızını karanlık bir odaya kilitlemesi kızında derin yaralar bırakmıştı. Erhan durumu fark ettiğinde geç kalmıştı. Karısını asla affetmemişti. Annelikle alakası olmayan, ailesine karşı gelemeyip öyle bir kadınla evlendiği için kendine kızıyordu.
“Neyse ben çıkayım artık. Sende dinlen.” Çisem adamın sorusunu yanıtsız bırakmasına anlam veremese de adamın odadan çıkmasıyla peşinden gitmişti. Genç adam herkesi selamlayarak en son evden ayrılmıştı. Dış kapı kapandığında Cesur iki kardeşine baktı.
“İkiniz de salona…” Çisem ve Çisil bir birine bakarken Cesur salona geçmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CESUR
General FictionCesur yıllar sonra kızı için kovulduğu evine geri döner ancak ailesi onu kabul edecek midir? Genç yaşında baba olan Cesur, ailesinin altın çocuğu, iyi bir cerrah ve iyi bir baba... Kızı için varisi olduğu hastaneye geri dönmesiyle süre gelen olaylar...