Keyifli okumalar arkadaşlar
****
“Hadi uzan artık neden sürekli ayaklanıyorsun?” genç adam hastaneden çıktığından beri ablasını ve Ayşem Hanımın yoğun ilgisi altındaydı. Kendi evine gitmek istediğinde ona izin verilmemişti. Ayşem kenardan genç adamın itirazlarına gülümserken oldukça eğleniyordu. Serdar tam bir çocuk muamelesi görüyor, bu durumdan da oldukça şikayetçi olduğunu belli etmekten geriye kalmıyordu.
“Abla yeter artık, lütfen beni düşünmek yerine kendine odaklanmalısın.” Serdar sonunda dayanamayarak çıkışmıştı. Ayşem Hanım kaşlarını çatarak genç adama baktı.
“Sen sus bakayım, on yaşındaki çocuk gibi davranıyorsun.” Ayşem babaannesinin sözlerine kıkırdarken Serdar’ın radarına yakalanmıştı.
“Çok mu komik Ayşem Hanım?”
“Evet, çocuk gibi davranıyorsun. Sen böyle davrandıkça onlar daha çok üzerine düşecek.”
“Sen neden benimle ilgilenmiyorsun? Asıl senin müstakbel eşinle ilgilenmen gerekmiyor mu?” Serdar’ın sorusuyla genç kız yutkunarak gözlerini büyütmüştü. Kızın şaşkın ifadesi genç adamı eğlendirirken Ayşem’i susturabilmenin keyfini sürmeye başlamıştı.
“Ben gidiyorum babaanne, mümkünse bir daha beni bu odaya çağırmayın.” Ayşem Serdar’ın itirazlarına rağmen hızla odadan çıkmıştı. Derin bir nefes alarak sırtını duvara yaslarken utançtan yanan yüzünü ellerinin arasına aldı. Adamın hiç ayarı yoktu. Freni patlamış kamyon gibi üzerine doğru geliyordu.
Bir süre kendine gelmeyi bekleyip derin enfes alıp hızla odasına geçmişti. Odasına girene kadar Serdar’ın iki kadına yaptığı itiraz seslerini duyabiliyordu. Odasının kapısını kapatarak okula gitmek için çantasını hazırlamaya başlamıştı. İhtiyacı olanları aldıktan sonra babaannesine haber vererek evden çıkarken oldukça sıkıntılıydı. Bu gün en ağır derslerinin olduğu gündü ve akşama eve geldiğinde oldukça yorgun olacaktı.
Hızlı adımlarla ilerideki otobüs durağına doğru ilerlerken oldukça düşünceliydi. Normalde babası ona araba almak istemiş ancak genç kız buna yanaşmamıştı. Her öğrenci gibi sade bir öğrencilik hayatı yaşamak istiyordu. İmkanı olsa da bunu gösterme taraftarı değildi. Eski hayatını biranda değiştiremezdi ki zaten değiştirmek istemiyordu. Telefonu çalınca cebindeki telefonu çıkarıp arayana bakmıştı.
“Kuzen nasılsın?” Gülsüm’ün neşeli sesi genç kıza sirayet ederken Ayşem de aynı şekilde karşılık vermişti.
“Mola mı verdin ne bu neşe?”
“Evet, şuanda kahvemi aldım hastanenin çatısından aşağıdaki insancıkları izliyorum,” diyen kızla Ayşem kendini tutamayarak gülmüştü. Otobüste olduğu için birkaç göz ona dönerken bakışlarını hemen kaçırıp devam etti.
“İnsanlar hakkında bu şekilde konuşmamalısın.”
“Ne yapayım Ayşem, buradan bakınca çok küçük görünüyorlar.” Ayşem de kızın ne demek istediğinin farkındaydı. Hastanenin en üst katında ki dinlenme terasından aşağıya baktığında insanlar küçücük görünüyordu. Yeni eklenen katların bazıları boş olsa da babasının o katları yakında açacağına emindi.
“Yine de öyle söyleme, yazık. Bu arada keyfini neye borçluyuz.”
“Ah Ayşem çok keyifliyim. Büyük bir balık yakaladım ve ağa yakalanmış hamsi gibi oynayıp duruyor gözümün önünde.”
“Anlamadım, neden bahsediyorsun? Sen hamsi sevmezsin ki?” Ayşem kuzeninin deniz ürünlerine olan alerjisini bildiği için sormadan edememişti.
“Evet sevmem, zaten bu hamsiyi de sevmiyorum. Asıl mutlu eden ne biliyor musun? Hamsinin ağa takıldığından haberi yok.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CESUR
Genel KurguCesur yıllar sonra kızı için kovulduğu evine geri döner ancak ailesi onu kabul edecek midir? Genç yaşında baba olan Cesur, ailesinin altın çocuğu, iyi bir cerrah ve iyi bir baba... Kızı için varisi olduğu hastaneye geri dönmesiyle süre gelen olaylar...