36. Bölüm

1.4K 124 10
                                    

Keyifli okumalar

****

Masmavi gökyüzünü kaplayan bulutlar son olanlardan sonra birden dağılmış ortama soğukta olsa parlak bir güneş ışığı yansımıştı. Hastanenin penceresinden içeriye sızan güneş ışıkları yatakta uyuyan genç kızın gözünü alırken yüzü sıcaklıkla yanmaya başlamıştı. Rahatsız olarak diğer tarafına dönmek istediğinde ise bedenine dolanan kollar yüzünden kıpırdayamamıştı. Burnuna gelen kokuyla huzuru içine çeken genç kız gözleri kapalı bir şekilde gülümsemişti.

“Anne!” diye sayıklarken kendisine sarılan bedenin kasıldığını fark etmişti. Gözlerini ağır bir şekilde aralarken karşısında kendisine mahcup bir şekilde bakan kadınla göz göze gelmişti.

“Aylin abla?” Ayşem şaşkındı. Şaşkınlığına bir o kadar mutluluk eklenmişti. Aylin kalkmak isterken Ayşem kadına izin vermeyerek iyice göğsüne yaslanmıştı. Aylin bir eli havada öylece kalırken ne yapacağını bilememişti. Genç kızın derin bir nefes almasıyla kokusunu içine çektiğini anlamıştı. Aylin yutkunarak başını geriye yaslarken gözlerinin yaşarmasına engel olamamıştı. Ayşem yaşadıklarından dolayı sürekli uykusunda sayıklayıp duruyordu. Kızın çırpınışlarına dayanamayarak yanına uzanıp onu kollarının arasına çekmişti. Bunu neden yaptığını bilmiyordu ama Ayşem’e sarılmak eksik yanını tamamlamış gibi hissetmesini sağlıyordu.

“Şimdi nasılsın?” Ayşem gelen soruya soruyla karşılık vermişti.

“Saçımı okşar mısın?” Aylin kızın isteğine buruk bir şekilde gülümsemişti. Kalbi deli gibi atıyordu ve göğsünde yatan kızın kalp atışlarını dinlediğine emindi. Boşta kalan elini kaldırarak usulca kızın saçlarını okşamaya başlamıştı.

“Ninni de ister misin?” Aylin genç kıza şaka yaparken Ayşem ciddi bir şekilde cevap vermişti.

“Ninniye gerek yok Aylin abla. Bebekleri şimdi daha iyi anlıyorum, neden annelerinin kalp atışlarını duyduğunda sakinleştiklerini… Kalbinin sesi en güzel ninniden daha rahatlatıcı.” Aylin ne söyleyeceğini bilememişti. Gözleri kapı aralığından kendilerini izleyen adama takılmıştı. Cesur acil servisin yoğun olması nedeniyle acile inmiş, Aylin’i de Ayşem’in yanına bırakmıştı. Birkaç saat sonra odaya geldiğinde Aylin ve Ayşem’in birbirine sarılı bir şekilde uyuduklarını görünce onları rahatsız etmeden yeniden işinin başına dönmüştü. Birkaç dakikalık mola vermeye karar vererek odaya çıktığında kızının sözlerini duymuştu. Aylin’e sevgiyle bakarken ona karşı hissettiği duygular sanki mümkünmüş gibi daha derinlere işleniyordu. Dudaklarını kıpırdatarak “Seni seviyorum,” dediğinde Aylin gözlerini kocaman açarak adama bakmıştı. Cesur ilk kez ona açık açık sevdiğini söylemişti ve bunu kızının yanında yapmıştı.

“Aylin abla kalbin çok hızlı atıyor doktora mı göstersek?” diye soran kızla Cesur gülümserken geldiği sessizlikle oradan ayrılmıştı. Aylin’in sakinleşmesi ise belli bir süre almıştı.

“İyiyim canım hadi sen uyu, yarın eve gideceğiz” Ayşem başını sallarken Aylin kızın yüzüne gelen saçını geriye alarak yüzünü başına yaslamıştı. O da tıpkı Ayşem gibi kızın kokusunu içine çekmişti. Anne olup olamayacağını bilmiyordu. Allah isterse elbette bebeği olurdu ama şuanda Ayşem’le hissettiği duyguyu da sevmişti.

***

Serdar son hastasını da muayene ettikten sonra kantine gidip sıcak bir çay içmek istemişti. Ankara’nın soğukları yavaş yavaş kendisini hissettirmeye başlamıştı. Yönünü Asaf’ın odasına doğru çevirerek müsaitse onu da çay içmeye davet edecekti. Odanın kapısına geldiğinde ise içeriden gelen seslerle duraksamıştı.

“Abi sen çıldırdın mı? Urfa’ya geri döneceğim de ne demek?” Asaf’ın kızgın sesiyle Serdar şaşırmıştı. onu ilk kez bu kadar kızgın bir şekilde konuşurken duyuyordu.

CESURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin