Keyifli okumalar!
----
Genç kadın odasına giderek elindeki dosyayı masasına fırlatmıştı. Dişlerini sıkarak öfkeyle odada dolanmaya başlamıştı. Gün içinde olanlardan sonra Cesur'un hiç bir şey olmamış gibi ortalıklarda dolanması genç kadının sinirine dokunuyordu. Kendisine sarıldıktan sonra içindeki öfke daha da artmıştı. Sakinleşmek için elinden geleni yapsa da bir türlü başaramıyordu. Odasının kapısı aniden açılınca bakışları kapıdan içeriye giren kardeşine döndü.
"Abla ne yapıyorsun, çıkmıyor muyuz?" diyerek Serdar sorunca genç kadın bakışlarını kaçırmıştı.
"Birazdan çıkarız Serdar, gelmek yerine arayabilirdin." Serdar ablasının ses tonundan hoşlanmamıştı. Kadının yanına yaklaşarak onu kendisine bakmaya zorladı.
"Neler oluyor abla, ne bu yüzünün hali?"
"Bir şey yok canım, yorgunum sadece. Bu gün olanlarda moralimi alt üst etti." Serdar bir süre ablasına dikkatle baktıktan sonra üzerine gitmemeye karar vererek başını sallamıştı.
"Hadi hazırlan da çıkalım," Aylin iş kıyafetlerini çıkarmak için soyunma odasına geçerek hazırlanmıştı. Üzerine kırmızı dizlerinin altına kadar uzanan belden oturtmalı kloş bir elbise giymişti. Saçlarını da gelişi güzel tarayarak fazla uzun olmayan saçlarını düzeltti. Son kez aynadan kendisine bakıp derin bir iç çekmişti.
"Yaşlanıyorsun Aylin, artık eskisi kadar genç değilsin," diye söylense de aynada gördüğünün sadece ruhunun yorgunluğu olduğunu düşünemiyordu. Aylin birçok yaşıtına göre oldukça bakımlı ve güzel bir kadındı. Üstelik aileden gelen genetiği onun kolay yaşlanmayacağını gösteriyordu.
"Abla, iyi misin?" Serdar ablasının geciktiğini görünce odanın kapısını tıklayarak içeriden ses gelmesini beklemişti. Aylin kendine gelerek kapıyı açıp kardeşinin karşısına dikildiğinde genç adamın dudaklarının arasından tiz bir ıslık sesi yükseldi.
"Maşallah benim ablama, nazar değmesin aman kıçını kaşı," dediğinde Aylin kaşlarını çatarak kardeşine baktı.
"Sen iyice edepsiz olmaya başladın Serdar," diyerek önden yürüyüp odasından çıkmıştı.
"Gitmeden Ayşem'e uğrayalım mı? Oradan da Asaf'a uğrar eve geçeriz."
"Olmaz," Serdar'ın ani itirazı ile genç kadın ona döndü.
"Olmayan ne Serdar, fazla vaktimizi almaz."
"Eve geçmeyeceğiz, saat daha erken ben ablamla güzel bir yemek yemek istiyorum. Ama dışarıda," dediğinde Aylin buruk bir şekilde genç adama gülümsemişti.
"Ne gerek var Serdar, ben evde sana hazırlardım."
"Abla, şu havanın güzelliğine bakar mısın? Sence de evde takılı kalmak haksızlık değil mi? Hem bir daha ne zaman vakit geçireceğiz ki?"
"Ne demek o?" Serdar omzunu silkeleyerek ablasına bakmıştı. Kolunu kadının omzuna atarak koridorda ilerlerken derin bir iç çekti.
"Bu günlerde daha yoğun çalışacağız abla, yönetim el değiştirdi ve Cesur Bey şimdiden birçok şey istedi. Onları hazırlamak zaman alacak."
"İyi de senden istemedi ki? Bölüm sorumlularından istedi," dediğinde Serdar omzunu silkmişti.
"Öyle bile olsa kendi hastalarımı benden daha iyi kim bilebilir ki? Kendi hastalarımın dosyalarını ben hazırlayacağım. Aynı şekilde diğer doktor arkadaşlarım da kendi hastalarının dosyalarını hazırlayacak," dediğinde Aylin anladığını belirtircesine ses çıkarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CESUR
قصص عامةCesur yıllar sonra kızı için kovulduğu evine geri döner ancak ailesi onu kabul edecek midir? Genç yaşında baba olan Cesur, ailesinin altın çocuğu, iyi bir cerrah ve iyi bir baba... Kızı için varisi olduğu hastaneye geri dönmesiyle süre gelen olaylar...