4. Bölüm

2.1K 194 2
                                    

Merhaba arkadaşlar. Yeni bölümle karşınızdayım. Umarım bu bölümü seversiniz. Keyifli okumalar!

***

Genç kız hızla üzerini değiştirerek odasından çıkmıştı. "Geç kaldım," diye söylenerek mutfakta kahvaltı hazırlayan babasına kapıdan öpücük atarak kapıya yönelmişti.

"Ayşem kahvaltı..."

"Geç kalıyorum baba, gitmem gerek," diyerek ayakkabılarını yarıya giyerek hızla evden çıkmıştı. Kızının arkasından gülerek bakan adam hazırladığı masaya iç çekerek bakmıştı. Hala bir karar verebilmiş değildi. Bu gün hastaneye gitmeyi planlıyordu. Ama önceliği annesine gitmek olmalıydı. Kapı zilinin çalınmasıyla gülerek kapıya giden Cesur aynı gülümseme ile kapıyı açıp "Ne unuttun güzelim?" diye sorduğunda, kendisine şaşkınlıkla bakan kadını görmeyi beklemiyordu.

"Anne?" Cesur yutkunarak yaşlı kadına bakarken kadının gözlerinin anında dolmasına şahitlik etmişti.

"Cesur, oğlum!" kadın hızla oğlunu kollarının arasına atlarken genç adam kadını güçlükle sarabilmişti. O kadar şaşkındı ki ne yapacağını bilememişti. Kollarının arasında ağlayan kadına içi gidiyordu. Bakışları daha önce fark etmediği sert bakışların sahibi ile çakışırken oldukça gerilmişti.

"Senin anneni görmeye geleceğin yoktu," diyen Servet Bey anne oğulu kapıda bırakarak eve girmişti.

"Oğlum, ilk göz ağrım... Döndün mü?" kadının hıçkırarak sorduğu soru genç adamın içini acıtmıştı.

"Döndüm anne, artık buralardayım." Genç adam annesini evin içine doğru yönlendirirken kapıyı kapatarak onu takip etmişti. Mutfaktan gelen kaynama sesi ile izin isteyerek mutfağa geçen genç adam annesinin de peşinden geldiğini görünce buruk bir şekilde gülümsemişti.

"Kahvaltı yaptınız mı anne, buyurun birlikte yapalım." Kadın oğlunun sözlerine hıçkırarak cevap vermişti. Genç adam dayanamayarak annesine sarılırken "Ağlama artık, bak buradayım." Ayşem Hanım oğlunun sözlerine iç çekerken oğlunun kokusunu derince içine solumuştu.

"Neden eve gelmedin?"

"Anne hadi salona geçelim, babam söylenmeye başlamasın." Kadın oğlunun sözlerine buruk bir şekilde gülümsemişti.

"Oğlum, varlığına şükrettiğim ne çok özlemişim. Şu anneni hiç mi düşünmedin, neden hiç aramadın?" Cesur ne söyleyeceğini bilememişti. Cesaret edemediğini nasıl söyleyecekti ki. Söz konusu annesi olunca adı gibi cesaret gösteremiyordu. Salona girdiklerinde babasını pencereden dışarıyı izlerken bulmuştu.

"Baba?" Servet Bey geriye dönerek oğluna kısa bir bakış atarak sormuştu.

"Karın nerede?" Cesur gelen soruyla birden irkilmişti. Babasının ciddi olup olmadığını anlamak istercesine gözlerini ona dikmişti. Adamın ciddi olduğunu anladığında babasının onun hakkında yıllardır bir şey öğrenmek istemediğini düşünmüştü.

"Vefat etti!" Ayşem Hanım oğlunun cevabı ile ellerini ağzına götürerek üzüntüsünü göstermişti.

"Ne zaman, neden bize haber vermedin?" Servet Bey de karısı gibi aldığı habere üzülse de belli etmemeye çalışmıştı.

"Doğumda öldü, şimdi bunları konuşmayalım anne, sen nasılsın? Kızlar nasıl?" Cesur'un cevabı ile Servet Bey elleri iki yanda yumruk olmuş bir şekilde oğluna bakmıştı.

"Neden karın öldüğünde eve gelmedin? Annenin seni beklediğini biliyordun."

"Kovulduğum eve neden geleyim baba?" baba oğulun tartışacağını anlayan kadın araya girmişti.

CESURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin