Keyifli okumalar
***
Hayat insanların zor zamanda ne kadar cesaretli olabileceğini gösterebildiği bir oyun parkı gibiydi genç kız için. Uzun zamandır ablasının kendi gibi davranmadığını biliyordu. Onu bir türlü konuşturamıyor, evden çıkaramıyordu. Hatta ona dokunduğunda korkarak geri kaçıyordu. Genç adam uyuyan ablasını kontrol ederek salona geçtiğinde annesini yine iki gözü iki çeşme olarak bulmuştu. Dünkü sinir krizinden sonra ablası uykuya dalmış hala uyanmamıştı. Yaşlı kadının yanına oturarak ellerine uzanmıştı.
“Ağlama anne, sakin ol biraz.”
“Nasıl ağlamayayım oğlum. Ablan daha birkaç ay öncesine kadar neşeli kıpır kıpır biriydi. Şimdi ölüden farkı yok. Dilim varmıyor ama başına kötü bir olay gelmiş olmasından korkuyorum.” Emir’in de aklına bu ihtimaller geliyordu ancak ilk sinir krizi geçirdiğinde hastaneye kaldırmıştı ablasını. Doğru olmasa da kadın doğum arkadaşından ablası baygınken onu muayene etmesini istemiş fiziksel bir saldırıya uğramadığını öğrendiğinde içi rahat etmişti. Bu durumdayken ablasının tecavüze uğramış olabileceği düşüncesi genç adamın nefesini kesiyordu.
“Merak etme anne, Çisil hoca hastanenin en iyi doktorlarından biridir. Eminim ablamın sorununu da çözecektir.” Emir annesinin yanaklarını silerken kadın dualar ediyordu. Kızı iyi olsun diye her şeyi yapardı. Genç adam kapı zilinin çalmasıyla yerinden kalkarak kapıya yönelmişti. Bu saatte kimseyi beklemediği için önce kapı gözünden kimin geldiğine bakmıştı. Tanımadığı bir adam olduğunu görünce kaşlarını çatarak yavaşça kapıyı araladı.“Buyurun, birine mi bakmıştınız?” genç adam sorusunun cevabını beklerken yabancı adamın tedirgin bir şekilde etrafına bakarak hızla içeri girmesiyle Emir neye uğradığını şaşırmıştı.
“Ne yaptığınızı sanı…” Emir ağzının kapatılmasıyla harekete çıkacağı sırada adamın sessizce “Polis,” dediğini duymuştu. Emir kaşları iyice çatılmış bir şekilde adamın kapı gözünden dışarıyı gözlemlediğini anlayınca neler olduğuna anlam verememişti.
“Neler oluyor?”“Anlatacağım ama önce sakin olun!” bir süre daha dışarıyı kollayan adamla Emir iyice sinirlenmeye başlamıştı. Adamı hem tanımıyor hem de evine zorla giren adama güvenemiyordu.
“Polisin benim evimde ne işi olur?” Emir’in sorusuyla genç adam derin bir nefes alarak geriye çekilip ona elini uzatmıştı.
“Merhaba ben organize suçlardan komiser Suat Günay. Asaf Günay’ın kardeşiyim aynı zamanda.”
“Asaf hocanın mı? Neden buradasınız?” Suat bir süre etrafına bakınarak evi kontrol etmişti. Salondan yaşlı bir kadının sesini duyunca daha fazla oyalanmadan cebindeki telefonu genç adama uzatarak “Ablanızın telefonu, yarın hastaneye uğrayıp sizinle önemli bir konuda konuşacağım.” Emir şaşkınlıkla Suat’ın eline telefon tutuşturup evden ayrılmasını izlemişti.
“Kim geldi oğlum neden orada bekliyorsun?” Emir evin kapısını kapatırken ablasının telefonunun polisin elinde ne aradığını merak etmişti. Üstelik bu polis Asaf hocasının kardeşiydi. Aklına kötü şeyler geliyordu. Ablasının odasından çığlık sesi yükselince hızla odaya girmişti. Genç kız yatağın etrafında deli gibi bir şeyler arıyordu.
“Abla, ne oldu?”
“Telefon… Telefonum yok.” uzun zaman sonra ablasından duyduğu tek kelimeydi bu.
“Burada,” dediğinde birden genç kız elinden telefonu çekip almıştı. Emir şaşkınlıkla ablasına bakarken ablası kapalı telefonu açmaya çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CESUR
Художественная прозаCesur yıllar sonra kızı için kovulduğu evine geri döner ancak ailesi onu kabul edecek midir? Genç yaşında baba olan Cesur, ailesinin altın çocuğu, iyi bir cerrah ve iyi bir baba... Kızı için varisi olduğu hastaneye geri dönmesiyle süre gelen olaylar...