50. Bölüm

1.2K 124 5
                                    

Keyifli okumalar....

****

Genç kız hastanın yanında beklerken kulaklarına dolan tanıdık sesle hızla ayağa kalkıp kapalı olan perdeyi aralamıştı. Acil serviste endişeli bir şekilde etrafa bakınan kadına seslenecekken o kendisine dönmüştü. Göz göze geldiği kadının korkusunu iliklerine kadar hisseden genç kız yutkunurken Aylin’in “Kızım,” diyerek kendisine sarılmasıyla donup kalmıştı. Aylin öyle çok korkmuştu ki bedeni tir tir titriyordu.

“İyi misin? Neren yaralandı?” Aylin geri çekilerek genç kızın bedenini kontrol ederken Ayşem kadının elini tutarak kendisine bakmasını sağlamıştı.

“Aylin abla ben iyiyim,” dese de kadın korkudan onu duymuyordu bile. Ayşem sesini duyuramayınca kadına sıkıca sarılarak kulağına “İyiyim, yaralanmadım,” dedi.

Aylin gözle görülür bir şekilde rahatlarken sinir boşalmasıyla sendelemişti. Ayşem onu tutarak acilde çıkarırken hala kadının bu hale gelmesine inanamıyordu. Koridordaki sandalyeye Aylin’i oturtan genç kız önüne diz çökerek kadının dizlerinin üzerinde ki ellerini tutmuştu.

“Aylin abla bana bak,” dediğinde Aylin yaşlı gözleriyle genç kıza bakmıştı.

“İyisin değil mi?” kadının ağlamaklı sesi Ayşem’in içine dokunurken hızla başını sallayarak onu onaylamıştı.

“İyiyim, sen nasıl geldin buraya?”

“Telefon ettim sana, akşam restoranda yemek yiyelim diye. Adamın biri açtı telefonu…” Aylin ağlamaklı sesiyle konuşurken yarıya sözlerini yutuyordu. Genç kızın gözleri otomata takılırken yerinden kalkarak otomattan su alıp kadının eline tutuşturmuştu.

“İç şunu, kendine gelirsin.”

“İyisin değil mi Ayşem, o adam kaza yaptığını söyledi.” Ayşem başını iki yana sallarken kadına cevap vermişti.

“Kaza yapan ben değildim, sadece yardım etmeye çalışıyordum. O arada telefonum düşmüş olmalı.”

“Çok şükür,” diyen kadın yeniden genç kıza sarıldı. “Çok korktum Ayşem, sana bir şey olsaydı ne yapardık.” Ayşem kadının içtenliğine gülümseyerek cevap vermişti.

“Endişelenme artık, bana kolay kolay bir şey olmaz. Ama bu gün yeniden anladım ki Aylin abla, kesinlikle cerrah olacağım.” Aylin önünde diz çökmüş kızın yanağını kavrarken yanağından aşağıya bir damla yaş düşmüştü.

“Yürekten istersen başarabilirsin Ayşem, sen harika bir doktor olacaksın.” Ayşem kadının gözlerindeki sevgi karşısında yutkunurken ne söyleyeceğini bilememişti. Aylin o kadar içten kıza bakıyordu ki Ayşem’in eli ayağı bir birine dolanmıştı.

“Başka biri biliyor mu kaza olayını?” Aylin kime haber verdiğini ya da birine haber verip vermediğini hatırlamıyordu. Başını iki yana sallayarak cevaplamıştı.

“Bilmiyorum Ayşem, telefonla konuştuktan sonra kimle konuştuğumu ya da konuşup konuşmadığımı hatırlamıyorum.”

“Tamam sorun değil, telefonum yok maalesef kim aradı onu bilemeyiz. Hadi gidelim buradan.”

“Hastanın durumu nasıl?”

“Doktorlar ilgileniyor. Ailesi de geldi zaten benim kalmama gerek yok.” Aylin başını sallayarak suyundan bir yudum alıp ayağa kalkmıştı. Genç kızı kolunun altına alırken Ayşem gülümsemeden edememişti. Aylin etrafına yırtıcı bir kuş gibi bakınırken yavrusunu korumaya çalışan atmacalara benziyordu.

“Etrafa öldürecek gibi bakma Aylin abla,” dediğinde kızın kulaklarında hala Aylin’in ‘kızım’ diye seslenişi vardı. Kedisine gösterine sevgiyi geri çevirmeye hiç niyeti yoktu. Hele ki Aylin’in şefkatli anne sevgisini asla. Başını kadının omzuna yaslarken ikili acilden dışarıya çıktıklarında acilin önüne ani fren yapan arabayla durmuşları.

CESURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin