5.2

395 31 24
                                    

Kaç gündür yazdığım bu bölümü atmamak için direniyorum dedim başka bir bölüm yazayım ama yapamadım. Çok önceleri ilerleyişi bu şekilde ayarlamıştım ama o zamanlar daha en başlarındaydım bu yüzden gidişat bu kadar rahatsız etmemişti. Şimdi bu bölümü yazmaya gelince acayip rahatsız etti. Bilseydim gidişatı hiç bu şekilde oluşturmazdım ki başka türlü yazabileyim. Ama olan oldu sanırım yeni yazacağım bölüm o günü anlatıyor olacak çağların gözünden. O bölümü yazmak sorun uzun zaman sonra çağların gözünden bölüm yazmak garip baya değişik olucak benim için. Çokta beğenmeyin bölümü hiç içime sinmedi kaç bölümdür mum olup erittiğim adam ateş olup çağları yaktı. Kırgınım biraz , atlası bu şekilde yazmak beni hep bir miktar üzüyor. Neyseee iyi okumalar sizlere can kuşlar kendinize iyi bakın 🥰🥰🥰

~~~~~
"Hav hav hav, hhıırrrr"
Artık kaçıncı defa kafasına vurduğumu saymadığım erdem hala köpek takliti yapıyordu.Arada havlıyor sonra hırlıyordu beyinsiz. Ben vurdukça daha da salaklaşıyordu bu çocuk gerçekten ,hayır doktor olacağını ve mesleğinde gerçekten başarılı olduğunu bilmesem bundan kesin emin olurdum ama gayet de başarılıydı.

"Yani sen diyorsun ki seni köpek sandı."

Elimin tersiyle bir kere daha vurduğumda erdemin savrulduğunu gördüm.

"Köpek değil Doru."

"Ah acıdı, azıcık dikkat etsen mi arkadaşım şaka yapsan da acıtıyor."

"Şaka yapıyor gibi mi duruyorum erdem." Söylediklerime ve ciddi yüzüme zerre takılmadan konuyu değiştirdi.

"Eminsin yani olayı anlamadığına"

"Eminim. Gece başta anlamadı diye düşündüm sonra içime bir kurt düştü ya yalan söylüyorsa diye sabaha kadar uyumadım. Sabah kahvaltı yaparken bir konuşmaya başladı ki sorma. Biliyorsun çağlar biraz olayları abartmayı sever sabah o kadar konuştu ki beynim yarıldı sanki sonra da okula gelmeden veterinere uğradık kısırlaştırmayı konuşmak için. Öyle geldik okula."

"Şimdi çağlar abartmayı seviyor haklısın da , ilk kez çocuk da haklı yani ne demeye ,hıhımm"

Erdem cümlesini bitirmeden boğazını temizleyip ileriyi izlemeye başladı. Bende tam olarak ne diyeceğimi bilmiyordum o an olayların nasıl gerçekleşeğini düşündüm ve korkusuzca nasıl bunu yaptım bilmiyorum sadece o an çağların uyanmasını ve bana karşılık vermesini istiyordum o kadar.Yaptığım şey o an çok mantıklı gelmiş olsa da şuan yaptığımın sadece bir çılgınlık olduğunu düşünmekten kendimi alamıyordum.

"Birde çocuğu maça çağırmışsın. Atlas bu çocuğu yatak odasında çıplak beklesen ona bu kadar büyük bir travma yaşatamazsın. Maça geleceğine odasına git daha mantıklı."

"Ben çağırmadım. Böyle birşey yapar mıyım hiç ama ona hayır diyemedim erdem, gelme diyemedim."

İkimizde çardağa doğru yaklaştığımızda çağların ve arkadaşlarının yaptığı muhabbeti daha net duyar olmuştuk.Hepsi yine ayrı bir telden muhabbet çeviriyordu. Çağlar onlara göre biraz daha durgun görünüyordu sabahtan beri bu şekildeydi.

"Çağlar ne renk kurdele seversin." Çağlar biraz anlamsızca suratıma bakmaya başlasada,
"Yeşil."dedi.

"Ah , bu biraz garip olacak sanki" yüzüm şekilden şekile girerken ,erdem karnıma eliyle vurduğunda ona doğru dönüp gülmeye başladım.

"Ne. Neee oldu ? Sen demedin mi yap diye."

"Ne yapıcaksın ?"Erdemin suratına bakıp gülmeye devam ederken çağlar'ın sorusuyla ona döndüm.

PİCASSO 🍁/TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin