2.6

652 38 11
                                    

Baya uzun bir ara verdim farkındayım. Hayatımın, tam içene sıçmışım lan diye farkına vardığım evresindeyim o kadar çok hatam var ki nereden tutsam elimde kalıyor.Bu halde yazmak istemedim ama bir hayli özledim onları biraz sarılmak biraz da onlar için ağlamak istiyorum.

Ben şimdi biraz çağlar olacağım ve atlasa dair öğrendiğim her yeni detayla kahrolacağım.Gözyaşlarım hazır peki ya sen hazır mısın güzel okur ?

~~~

Yine bir ışıkta daha durduk.Gözleri üzerimde geziniyordu, yolculuğumuzun başından beri yaptığı gibi.

Sesimi çıkarmadım.Artık beni izlemesine takılmadığımı fark ettim.Gözlerinin üzerimde olmasına alışmıştım kısaca. Sanki istemsizce yapıyordu bunu ve fark ettiğim üzere ona kızmak istemiyordum. Artık ona karşı bir arkadaş gözüyle bakabildiğimi de daha yeni fark ediyordum.Ve bunu düşünmeyi ne kadar zamandır ertelediğimi yeni idrak etmiştim. Düşencelerim üzülmeme sebep olsada kucağımdaki bebek yine bir gülümseme me ev sahipliği yaptırırken sesini duydum.

"Oğlum sen gülünce bir başka oluyorsun."

Gözlerimin dehşetle açılmış şekilde ona döndüğüne eminim.Ve evet bu konuşma şekline hala alıştığım söylenemez.Yüzü bir tık düşsede konuşmaya devam etti.

"Güzel oluyorsun yani, Çağlar...Bakma lan öyle yakışıyor işte çok başka oluyorsun gülünce.Yada ben yıllar sonra ilk kez bu kadar güldüğünü gördüğüm için de bana öyle geliyor olabilir bilmiyorum.Ama kalp sızlatır su gülüşün söyleyeyim"

Ne diyebilirdim ki.Hiç bir ERKEK arkadaşım bana böyle bir iltifat etmemişti.Her şeyi geçtim kız arkadaşım da söylememişti.Kısaca şu söylediklerine lügatımda verebilecek bir yanıtım yoktu.Bende en mantıklı gördüğüm şeyi yapıp sustum.Yüzünü hafif bir gülümseme kaplayıp tekrar yola döndü.

Yine bir ışığa takıldığımızda eli radyoda bir yerlere giderken bende sonunda aymış gibiydim.Biz nereye gidiyorduk ? Üniversite yolunda değildik eve bırakmıyordu peki bu sürdüğü yol nereye gidiyordu ? Sonunda uğraştığı şeyi bitirmiş olacak ki gaza basıp haraket ettik.

"Nereye gidiyoruz ?" Suratına baktığım halde müziği bekliyordu.

İçeriyi dolduran cihan mürtezaoğlu'nun martı şarkısını mırıldanmaya başladı.Gel gezmelere gidelim biz ? Derken bana baktı sanki alfabesi şarkı olmuş da isteğini şarkıyla anlatıyordu. Şarkı devam ederken sessizce mırıldanıyordu ama gel gezmelere gidelim kısımlarını tek kaşı havada bana söylüyordu.Tanrım birde cevap bekliyordu !

Yüzümü kaplayan gülümsememle sanırım cevabımı çoktan vermiştim ki her nereye gidiyorsak yolumuzu değiştirmedi.Atlasın hayatını saran o çoşkulu neşesi istemeden de olsa bana bulaşıyordu.Garip hareketlerinin beni bu kadar etki altına alacağını hiç tahmin etmezdim. Sonunda pide kebap lokontasına yaklaştığımızda arabayı park edip birlikte indik.Sanırım bir süre daha dikkatli olmam gerekiyordu çünkü hala ufak bir sızı ayağımı yokluyordu.Yardım almasamda her an isteyebilirmişim gibi tetikte beni takip eden atlasla içeri girdiğimizde bi masaya oturduk.

Girerken gözümden nasıl kaçtı bilmiyorum ama atlasa herkes abim ne istersin donatalım masayı abi ne ister diye soruyor ,hiç olmadı herkes bi selam verip hal hatır sorup yoluna bakıyordu. Sanırım sık sık geldiği için herkesi tanıyor gibiydi.Benim hiç bir esnafla yakınlığım olmamıştı.Normalde her erkeğin tanıdık esnafı vardı en kötü berberiyle bir tanışmışlığı olurdu ama ben hiç o tür biri olamamıştım.Resmiyet hayatımın her anında varken muhabbetti ve eş dost olaylarını emre sağolsun hallediyordu. Atlasın siparişleri verdiğini ultra tembihlerle süslediğini duydum ama müdehale edecek halim yoktu.

"Benim acılı adana, biliyorsun her zamankinden abine de 1,5 iskender bak yüzümü kara çıkarmayın iskender gurmesi arkadaş"

"Eyvallah abi ne zaman yüzünü kara çıkardık"

Çocuk yanımızdan fırladığı gibi siparişler hazırlanmaya başlamıştı.Atlas yüzümü incelerken bende ona baktım ne yapıyorduk biz ?

"Karnın açtır ilk yemek yeriz diye düşündüm. Emre açken pek kafanın çalışmadığını söyledi. Sonrada seninle konuşuruz diye düşündüm. Uzun süredir aklımdaydı fırsat bulamadım"

"İyi düşünmüşsün." Ne konuşacaktık ? Hangi konuda ? Sinirli miydi ? Mutlu mu ? Tanrım !aklımı istila eden bir soru bombardımanı yağmaya başladı.Sanırım bunları unutmam sadece iskender gelesiye kadardı.Sonrasını hatırlamıyorum.Damağımdan uzun süre silinmeyecek olan o güzel tat ve bitirdiğim 1,5 iskender porsiyonu içtiğim ayran, mezeler.

Atlas yemeğini bitirmiş beni izlemeye başlamıştı.Hayvan gibi yedin demesini bekliyordum ama o sakince beni izliyordu.

"Camış gibi yedim.Patlıcam lan !"

"Doymadıysan bir porsiyon daha atsınlar.Yada kebapları da güzeldir bi adana yaptırayım?"

"Yok oğlum bu bile fazla geldi de yalnız çıkmadan ustamın ellerini öpeyim dehşet bir şey bu."

"Olur olur.Doyduysan çıkalım."

"Tamam"

Çıkalım demesine rağmen çıkışa değil ters yöne yürümeye başladı.Tabi mekanı o biliyor diyerek peşine takıldığımda dışarı çıkmak yerine üst kata çıkıp bir köşeden döndüğümüzde ufak bir kaldır topla merdivene sahip bi kapağın önüne geldik hızla merdiveni aşan atlas elini aşağı sallamış tut diyordu.Gereksiz güç gösterisi yapan atlas elini kavradığım gibi beni yukarı çekmişti.Benim canıma minnetti ayağımı zorlamadan çıkmıştım ama işte ne gerek vardı buna ?

Kendimi sabitleyip durduğumda etrafımı süzdüm.Şark gecesi düzenlediğinde kullanılan divanlar ve ortaya oturtulmuş masa vardı.Atlas aşağıya seslenmeden ne içersin diyi sorduğunda çay diye mırıldanıp divana yanaştım.Atlas aşağıya demlik diye seslendiğinde uzun süre burada olacağımızın kanıtını vermişti.

PİCASSO 🍁/TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin