0.8

1.4K 53 12
                                    

Ve sonunda texting kısmına geçebiliriz 😌
~~~

"Atlas"

Engin hoca çardağa doğru yürürken gülümsüyordu.Gördüklerinden bir hayli memnun olduğunu anlamıştım.Karşımda çağlar oturmuş bana bakıyor ve beni dinliyordu.Kavga yoktu.Gürültü yoktu.Masa yemekle doluydu.Yüzlerde gerginlikten eser yoktu.Amacına ulaştığının göstergesi adeta parlıyordu.

"Afiyet olsun gençler" diyerek başlattığı konuşma tek düze bir iki kelimeyi daha kapsamış samimiyetten yoksun olsada nezaketen yapılan konuşma son bulmuştu. Gözleri bana ilgiyle bakarken.

"Sonunda.Sonunda güzel bir şeyler yapdığını görmek beni mutlu etti atlas ."

Konuşmadım.Konuşmak da istediğim söylenemezdi.Söyleyeceğim , soracağım her hesap aleyhime işlerken pek akıllı bir hareket değildi konuşmak.Susmak belkide yapacağım en iyi haraketti.

"Yarışma için hazırladığın resim yanında mı?" Sanırım konuşmayacağımı anlamıştı.Elimdeki sigaradan son bir nefes çekip yere attım topuğumla ezip alevin getirdiği resim çantamdan tuvali çıkartıp ona uzattım. Diğerlerinin pek görebildiğini sanmıyorum ama çağlar görmek için kafasını öne uzatmıştı. Görebildimi emin değilim.Engin hoca tuvali eline aldığı an nefesini tutmuş gibiydi gözleri parlak bir mücevhere bakıyormuşcasına parlıyordu.

"Sen gerçek bir sanatçısın atlas.Tuvala vurduğun her bir fırça darbesiyle göstermişsin. Onu karşımda görebiliyorum. Capcanlı, sanki ayaklanıp bana doğru yürüyecekmiş gibi."

Elindeki tuvalde yarışma için yapılmış bir nü tablo duruyordu.Resim hem vize hem finalde geçerli olacak ekstra nota eşit ve dereceye girersem beni bir hayli kabarık bir cv yazmaya gerek kalmadan tek başına bir yerlere getirmeye yetecek kadar önemliydi.Haliyle benim bunu ne kadar önemsediğimi biliyordu. Kaybetmek istemediğimi.Bunca yaptığı artistlik bundan kaynaklıydı.Gözleri tahmin ettiğim gibi her köşesini ayrı ayrı taradığı tuvalde dolaşıp dolaşıp yine aynı yerlere takılıyordu.

Son rötuşlarıma...

"Bunlar yoktu. Yani attığın çalışma eskizleri ve hızlandırılmış video çalışmasında yoktu.Ne zaman ekledin."

"Dün akşam"

"Bitirdiğini sanıyordum"

"Bittiğini düşünmüştüm."

"Seni bu düşüncenden çeviren şeyi merak ettim"

Elimde oynadığım cam şişe bir elimden diğerine geçiyordu.Karşımda diyemedim. O akşam o hengameyi o kaosu yaratmama sebep olan kişi karşımda diyemedim.Beni o alevlere girmeye siz zorladınız diyemedim.Beni bu masaya oturtmaya sizin o dandik aklınız sebep oldu diyemedim.İçimdeki şiddet karşımdaki bedene yönelmediği için tüm bunlar yaşandı diyemedim.Sadece

"Seviştim." Dedim

Kaşları havalanmış etraftakiler gerilmişti. Sanırım pizzanın neredeyse bitmesi kalan iki parçanın çoktan soğumuş olması biraların soğukluğunu kaybedip yavaştan ısınması ortamın ilk haline dönmesine sebebiyet vermişti.

"Bilmiyorum.Bu kadar hızlı sonuç alabileceğimi fark etmemiştim. Son bir kez daha geçtiğimde karşısına onlarla daha güzel olduğunu fark ettim.Durmadım.Daha çok seviştim."

Ellerinin sıkılaştığını fark ettiğimde artık beni övmek şöyle dursun sövmeye başlayacağı anlaşıyordu.Saldırmak istiyordu.Beni yerle bir etmek istiyordu.Kin miydi yoksa kıskançlık mı bilmiyorum ama artık saldıracağı yerin farkında olarak dikleşti.

"Öyle küstah konuşuyorsun ki ama şu rezil haldeki ellerinin halini görmüyorsun."

Masanın üzerinde hareket eden sarılı ellerim yavaşça masanın altına çekildi.Görüyordum.

"Kendini mükemmel sanıyorsun değil mi çocuk.Ellerinin hiç tükenmeyeceğine dair bir inanç güttüğünü fark ettim.Yanılıyorsun.Artık tek bir darbe vuramadığında ki bu her şeye karşı olacak çökeceksin. Toparlanamayacaksın. Asla sahip olamayacağın şeyler seni tüketecek. Seni bozmayacağım hakkın olan kibirle yüksel düştüğünde ilk toprak parçasını üzerine ben atacagım."

Elinde tuvalimle arkasını dönerek uzaklaşan adama bakarken sesi işittim. Ellerimde keskin bir acı tünerken kanın parmak uçlarıma doğru kaydığını hissettim.Haklıydı.Belki yeteneğim onun bana karşı savaşmasını engelliyordu.Ve bu onun egosunda bir hasara sebep oluyordu yada sebep herneyse artık bana büyük bir kin besliyordu.Kızacak değildim. Dediğim gibi haklıydı. Söyledikleri o kadar doğruydu ki onun kapısında düzelmek için yalvardığım bir gün gelecek ve o bunu beklermişcesine benim yüzüme kapıyı kapatacaktı. Tükenen ellerim ve ben kalacaktık.İşe yaramaz.Sevgiden yoksun. Küçük bir kıl fırçasıyla bir darbe dahi vuramayacak kadar aciz olduğumda onu anlayacaktım.Ama şu an bunu idrak edip durdurabilecek gücüm yoktu.

Bir o kadar güçlü olsamda hayatımda durduramadığım yeter diyemediğim o kadar şey vardı ki sonumun hızla geldiğinin bilincinde olarak oturmuş bekliyordum.Elimi masanın altından yanlarıma alıp kalktım. Alev kendisi gelmeliydi. Benim daha önemli yapacak işlerim vardı.

PİCASSO 🍁/TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin