PİCASSO 🍁/TEXTİNG

6.4

Dehşet bir iş yoğunluğum var sürekli mesai sürekli yoğunluk kendimi kaybetmiş gibiyim. Yağan karın tadını bile çıkaramadım günlerdir evde tıkılı kaldım adeta 🥲 Amma bu ara acayip motive ediyor bölüm yazmak sanırım istediğim kısma gelmiş olmanın verdiği istek de olabilir bilmiyorum ama o kadar rahatladım ki anlatamam.

Bazen durmak gerekiyor. Bir şehrin her sokağı size çıkmaz sokak oluyorsa durmak gerekiyor. Bir insanın her duygusu size ızdırap geliyorsa durmak gerekiyor. Bir insanın her feryadı size ölüm gibi geliyorsa bazen gitmek gerekiyor. Hani vazgeçtiğinden değil de, sırf o üzülmesin diye.

~~~~

Selim

"Valla yeni haberimiz oldu patron da delirdi konseyi kapadılar 15 dk oldu hala konuşuyorlar. Alıp çıksak atlası olmaz mı ?"

"Kendinde değil ki hadi oldu diyelim adamın hayatı bir kere babası ringten kaçtı diye bok oldu şimdi bırakır mı hiç."

"Emre valla beynimi siktin anlıyorum da aklıma bir şey gelmiyor ki şerefsizim sıkışıp kaldım. Erdem de delirdi dolanıyor almıyorlar içeri."

Erdem kalabalığın içinden geldiğinde boş boş baktım suratına. En kısa sürede bırakmam gerekiyordu burayı.Yaşayacak 30 senem varsa temizinden 20 senesini kısaltır burası. Adamı 5 dk önce bıraktığımda sapasağlamdı şimdi burnundan akan kan, yüzünü kıyafetlerini kırmızıya bulaşmıştı. İnsanın burada kazandığı para sırf estetik parasına yetmezdi şerefsizim.

"İçeri almıyorlar. Abi bitirdiler lan çocuğu. Göz göre göre öldürüyorlar adamı."

Elini sallayıp sağa sola boş boş bakarken çırpınışlarını izledim. Elimizden bir şey gelmiyordu. Atlasın göz göre eceline gidişini izliyorduk. Birimiz de dur diyemiyorduk.

"Vardır bir yolu erdem bir sakin ol lan. Patronun da işine gelmez bu durum halleder kesin, eminim."

"Sen konuşsan ?"

"Erdem görmedin mi , mümkün mü sence ?"

"Polis çağıralım." Dedi.

"Saçmalama erdem."

"Bundan iyisi mi var işte ortalık karışır maç iptal olur sonrasına bakarız buluruz kesin bir şey şimdi bir ertelensin yeter."

"Öldürür. Bilmiyorum kaç yıldır ögrenemedin mi burayı ama yaşatmaz. Mağlup olmasındansa şampiyon olarak öldürür."

Biz kendimizi olaya o kadar kapatmıştık ki çevremizi saran o gürültüyü ancak ringin kalkan demir kafes sesiyle fark ettik. Kalabalık güruh hızla dört bir yanı sararken yanımdan ayırmamak için ikisini izliyordum. Sanki atlasın bir emanetiydi bu iki adam bende olabildiğince emanetlerine sahip çıkmaya çalışıyordum. İkisini de önüme katıp korumaya çalıştım işaretimle birini daha yanımıza çağırdığımda biraz olsun güruh sakinlemeye başlamıştı. Kısa bir zaman öncesine kadar burada 3 kişiyi koruyordum . Şimdi önümde 2 kişi varken diğeri ringte ismi bağrıldığında yerini almış. Kalabalıktan gelen hakaretlere , linçlemelere rağmen tepkisizce durup bekliyordu.

"Çağlar "

Atlas ilk kez çağları yanımıza getirdiğinde de ona aynı bu şekilde bakmıştım. Öyle farklı öyle değişik bir bakışı vardı ki insan tarif edemiyordu. Ya da hiçbir sikim özelliği yoktu çağların. Sadece şu ayakta dikilen adam çağları görür görmez sanki önüne dünyalar serilmiş , çölde vaha sunulmuş ya da bir inanç adamının önüne tanrının izi sunulmuş gibi bakıyordu ya atlas çağlara ,insan çağları alıp göklere çıkarmak istiyordu. Ne lan ne ,onun görebildiği benim göremediğim ne diyordu.

Adını koca bir kitle haykırdı atlasın. Saymadık hiç ama içerisi tıka basa dolunca 1500 kişiye kadar alıyor sanırım. Genelde bu illegal şeyler daha az kişiyle olur. Ama bu maçlar ayrı bir olay ayrı bir güç gösterisiydi her patron elinden geldiğince yüksekliğini namını belirliyordu. Anlaşılacağı üzere bizim patron başı çekiyordu. Atlas sağ olsun namağlup bir Şampiyonluk sergirlerken nasıl ekmeğini yemesindi patron. Diğerleri durmadan nereden daha fazlasını alırım bu sefer belki olur diyerek açgözlülük yapıyordu. Bu maç da öyle herkes ortamın gergin havasını fark ediyor maç sonu kargaşa var. Rakip takip son anda dövüşçü değişikliği yaptı. Konseyde konuşuldu itiraz kabul edilmemiş olacak ki ringte o var. Tam kapasite dolu içerisi belki bir sebep de bu olabilir bilmiyorum. Ağızlarında tek bir isim, ŞAMPİYON. Onlar bağırdıkça tiksiniyorum isimden. Ringe yürüyen atlas, yaralı. Yaklaştıkça güruhta ses azaldı. Onu hiç bu denli yaralı görmediler. Üzerinde olan kan hep rakibinin kanıyken indi bu ringten, şimdi yaralarıyla karşılıyor onları. Ringe çıktığında olduğu yerde kalıyor hakem kolunu çekmeye yeltenip uzaklaştı farkında değil. Ringte karşısına çıkmış Çağlar varken dünya umrunda değil. Nasıl olsun zaten?

Siz hiç istediğiniz şeyi yanlış istediğinizi fark ettiniz mi . Atlas hep çağları yanında istiyordu ama bu şekilde değil. Dualarında bu detayı es geçmiş olmalı. Atlası bıraksalar ömür boyu çağlara bakarak beklerdi. Bunun güzel bir fikir olduğunu düşünüyorum ama kimse bu şekilde düşünmüyor olacak ki ilk raoundun zili çaldı.

Küçükken anlatılan o kıyamet senaryolarını az çok hatırlıyorum.Kıyamet günü bir mahşer meydanına dönecek dünya her yer kan ,revan içinde. Kimse yanında kim vardı yaşıyor mu umursamayacak bir sürü edasıyla dört bir yana dağılıp kendimizden geçeceğiz. Bundan sonra olacakların korkusu tüm bedenimizi sarmaya başlarken bir süre tepkisiz o acı tabloyu uzun uzun boş gözlerle izleyip kalbimizin en kuytu en ücra köşelerinde saklayıp unutmak isteyeceğiz bu anı. Ama ne bu günü biz ne de o acı tablonun figüranları unutabilecek.