Yaklaşık on dakika sonra bulunduğumuz ara sokağın başına iki tane siyah araba yaklaştı. Arkadaki arabanın içinden izbandut gibi 4 adam çıkıp çevreyi taramaya başladı.
Öndeki araba sokağa girdi. İçinden inen üç adam ise bize doğru koşmaya başladı.
Yanımıza gelen hafif sarışın adam endişeli gözlerle elimin altında acı çeken adama bakıyordu. "Yaşıyor." diyebildim sadece.
On an gözleri bana döndü. Yüzümü görünce sanki bir an afalladı. Ya da bana öyle geldi.
Sonrasında diğer ikisiyle birlikte yaralı adamı fazla sarsamadan kaldırıp arabaya taşırken yaralı adam son kalan güç kırıntılarıyla "Kızı da alın." demesiyle sarışın adamla göz göze gelmem bir oldu.
Bir dakika nee. Kızı da mı alın? Hangi kızı? Burada benden başka kız falan yok. Kaçmam lazım. Evet, hemen kaçmam lazım.
Hızlıca yerdeki çantamı kapıp kenardan koşmaya yeltenmemle üçüncü adımımda koluma sarılan bir kol ve ağzıma kapanan elle çırpınmaya başladım.
Allah'ım resmen kaçırılıyorum. Ama nafile daha ne olduğunu anlamadan kendimi yaralı adamın yanında arka koltukta bulmuştum.
Sarışın olan şoför koltuğana geçip arabayı sürmeye başladı. Nereye gidiyorduk acaba. Beni öldürecekler mi? Yok ya ne öldürmesi abilerini kurtardım o kadar. Aptal düzgün insanlar olsa beni kaçırırlar mı? Kesin öldürecekler beni. Allah'ım daha çok gencim o kadar sınava da çalıştım lütfen ölmeyim, şu an değil .
Düşüncelerimden yanımdakinin acı iniltisiyle sıyrıldım. Gözlerimi silip ona baktım.
Yarasına bez gibi bir şey bağlamışlardı. Kanaması da azalmıştı. Ama hâlâ durumu kötüydü.
Gebersin pislik. Allah'ın belası bi de kızı da alın diyor. Ölüyorsun aptal benden ne istiyorsun daha.
Kafamı cama doğru çevirdiğimde ıssız bir koru yoluna saptığımızı farkettim. Burası benim sonum olacaktı kesin. Ağlamam daha da şiddetlendi. Allah'ım sen yardım et.
Çok geçmeden araba bir villanın önünde durdu. Evin önünde sedyeyle hazır bekleyen beyaz önlüklü doktor olduğunu düşündüğüm beş kişi bekliyordu.
Seri bir şekilde arabaya koşup vurulmuş adamı dikkatli ama hızlı bir şekilde sedyeye aldılar, evin içine girdiler.
Her şey o kadar hızlı gelişiyordu ve ben bi o kadar da korktuğum için kımıldamaya dahi cesaret edemiyordum. Kal gelmiş gibiydim. Ellerim ve üstüm başım hep kandı. Kokudan artık midem bulanmaya başlamıştı.
Benim oturduğum tarafın kapısı açılınca geriye doğru kaydım. Cenan denen adam kapıyla arasında kalan hafif boşluğu gösterip eliyle inmemi istediğini belirten bir hareket yaptı.
Şimdi ne yapmalıyım aradan sıyrılıp kaçsam etrafta çok adam var hemen yakalanırım. En iyisi uslu kızı oynayıp en uygun boşlukta kaçmak. Arabadan inip Cenan'ın yönlendirmesiyle eve girdim.
Beni misafir odası olduğu belli olan bir odaya getirmişlerdi. Beni kaçırmışlardı, depoda falan tutmaları gerekmez miydi?
Odada yatak, dolap ve birkaç komodin vardı. Tabiki hepsine belki bir telefon veya işe yarar birşeyler vardır diye baktım ama içleri boştu. Dolapta aynı şekilde... Pencerelerde de parmlaklık vardı.
Neyse ki odada banyo vardı da elimdeki ve yüzümdeki kanı temizleyebilmiştim. Ama üzerim hala leş gibiydi. Kazağıma her baktığımda kusma isteğim artıyordu.
Kapıdan gelen kilit sesiyle olduğum yerde sıçradım. Hemen yatak ve komodinin arasına sakladım. Olduğum yere sinip gözlerimi kapattım, bakmaya cesaretim yoktu.
Kapı açıldı ve içerde adım sesleri yankılandı. Sesler yatağa yaklaştı yaklaştı ve yaklaştı... Evet sanırım birazdan gencecik yaşımda ölecektim.
Ama tahmin ettiğim gibi olmadı. Adım sesleri giderek uzaklaştı ve kapının kapanma sesi odada yankılandı.
Gelen her kimse gittiğinden emin olunca kafamı dikleştirip etrafa baktım. Gözlerim, ilk yatağın diğer tarafında komodinin üzerinde duran tepsiye takıldı. Üstünde buharı tüten ev yemekleri vardı. Sonra yatağın üstüne konulmuş eşofman takımını farkettim. Hemen alıp banyoya koştum.
Bu kanlı şeylerden bir an önce kurtulmanın sevinciyle kıyafetlerimi değiştirip odaya döndüm. Ama karnımın açlıktan kazınmasına rağmen yemekleri yemeyecektim. O kadar da aptal degilim.
İçinde zehir olabilir. Beni zehirle sesiz sakin bir şekilde öldürmek isteyebilirler. Böylesi onlar için daha kolay olurdu. Ve işlerini kolaylaştırmaya hiç niyetim yoktu.
Kaçış yollarını düşünerek odada volta atmaktan yorulmuş bir şekilde kendimi yatağa attım.
Ailem acaba ne yapıyordur? Saat geç oldu. Şimdiye çoktan evde olmam lazımdı. Meraktan ölmüşlerdir. Polise de gitmişlerdir kesin. Umarım beni çabuk bulurlar çünkü benim buradan kaçmam çok zor.
Pencereden gördüğüm kadarıyla dışarda adım başına koruma var. Kurtardığım adam nasıl biri ki ormanın içinde onlarca korumayla yaşıyor. Tabii bi de şu var acaba hala yaşıyor mu?
Düşüncelerimde boğulurken daldığım kuş uykusundan kapının gıcırtısı ile uyandım. Etraf aydınlanmıştı.
...20.06.2022
Evet bir bölümün daha sonuna geldik. Bu benim ilk hikayem. Her türlü yapıcı yoruma açığım. Yorumlarınızı bekliyorumm...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşka Atan Kalpler
RomanceKaderin birbirine bağladığı iki kalbin hikayesi... Her ne yapsa da kaderinden kaçamayan Emir Soylu ve hiçbir şeyden haberi yokken kendini aşkın ve ihanetin içinde bulan Naz Aksoy. (+18) Ellerini bacaklarımı araladığım için açılan elbisemin üstünden...