5.BÖLÜM

8.5K 271 84
                                    

Düşüncelerimde boğulurken daldığım kuş uykusundan kapının gıcırtısı ile uyandım. Etraf aydınlanmıştı.

Yatağa yaklaşan adım sesleriyle yorganı kafama biraz daha çektim. Yatağın diğer tarafının çökmesiyle birinin yatağa oturduğunu anladım. Olduğum yere biraz daha sindim.

"Uyumadığını biliyorum. Ayrıca korkmana gerek yok. Sana zarar vermeyeceğim. Ne de olsa hayatımı kurtardın. Ama sana seni bırakacağım da diyemem. Çünkü hayatın tehlikede."

Ben sesiz sessiz ağlamaya başlarken o içinde olduğumuz durumdan gerçekten de memnun olmadığını belli eder gibi bir nefes verip devam etti.

"Dün o sokakta tek değildim. Çöpün yanındaki duvarın arkasında beni vuran adam vardı. Ben o kaçtı sanıyordum ama kaçmamış. Orada durup öldüğümden emin olmak istemiş. Sonra sen gelişsin, o da duvarın arkasına sinip bizi izlemiş. Sen yarama tampon yaparken ağlayarak ölmemem için dua ediyormuşsun. Tam ikimizi de vuracağı sırada bizimkiler gelmiş. O puştta kaçmış. Anlayacağın şu an düşmanlarım senin beni tanıdığını zannediyor. Aynı şekilde benim de seni. Ve işin kötüsü de kendilerini senin benim -bir ay önce plan gereği uydurduğum- nişanlım olduğuna inandırmışlar. Yani şu an burdan başka güvende olacağın bir yer yok. O yüzden ben güvenli bir çözüm yolu bulana kadar bi süre daha benim misafirim olmak zorundasın."

Duyduklarımla birlikte ağlamam daha da şiddetlendi. İç çekişimle beraber kafamdaki yorgan birden çekildi. Ne olduğunu anlayamadan beni kolumdan tutup kendine doğru çevirdi.

Siyah ve bol bir eşofman takımı giymişti. Kalıplı bir yapısı vardı. Tişörtünün izin verdiği kadar geniş omuzundaki sargı görünüyordu. Oraya bakmayı bırakıp gözlerimi yüzüne çevirdim. Keskin yüz hatları hafif kirli sakalları vardı ama özenle tıraş olduğu belliydi. Saçları dağınıktı, ten rengi benim gibi kumraldı.

Sabahın aksine yüzüne renk gelmişti ama hâlâ benzi soluktu. Oldukça yorgun duruyordu. O kadar kan kaybetmişken buraya nasıl geldi acaba. Aman bana ne, nasıl geldiyse geldi.

Gözlerim en son koyu kahve gözlerini buldu. O kadar derin bakıyordu ki sanki yıllardır beni tanıyormuş gibi. Yüzünde pek çok duygu vardı: hüzün, pişmanlık, merhamet, öfke...

"Özür dilerim, lütfen daha fazla ağlama. Yemin ederim sana zarar vermem kimsenin vermesine de izin vermem. Korkma artık."

Gözlerime bakıp sitem eder gibi söylediğı sözlerinden cesaret alıp gözyaşlarımı silip, açlıktan ve ağlamaktan kısılan sesimle konuşmaya başladım.

Bilmiyorum belki deli cesaretiydi benimki ama dediklerinden sonra bana zarar vermezdi sanırım.

"Ağlamayayım mı? Benimle dalga mı geçiyorsun? Tanımadığım birileri tarafından kaçırıldım ve burada zorla tutuluyorum. Üstümden hala kan kokusu alıyorum. Dün sabahtan beri hiç birşey yemedim. Sürekli acaba ne zaman beni öldürmeye gelecekler diye tedirgindim. Şimdi de ne olduğu belli olmayan bir adamın düşmanları beni onun nişanlısı zannediyor. Sen de karşıma geçmiş bana ağlama mı diyorsun?"

Sesimin tonu konuşmamın sonuna doğru arttı. Ama aklıma gelen şeyle göz yaşlarım yeniden akmaya başladı. Ailem... Ya dediği düşmanlar onlara zarar verirse.

Titrek bir sesle "Ailem..." diyebildim sadece. Hemen "Merak etme onlar güvende. Öyle biri olmadığı için nişanlım yurtdışında ailesinin evine tatile gitti demiştim. Ama sen evine gittiğin an gerçek anlaşılır, kendinle beraber aileni de yakarsın. Orada yaşadığını düşünüyorlar. O yüzden o şerefsizlerin sokağı kolay kolay boş bırakacaklarını hiç sanmıyorum."

Aman Allah'ım ben şimdi ne yapacaktım.

...

Bölüm hakkında yorumlarınızı belirtirseniz ve aşağıdaki yıldıza dokunarsanız çok mutlu olurum, şimdiden teşekkürleer💖💖

21.06.2022

Aşka Atan KalplerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin