32.BÖLÜM

4.1K 186 111
                                    

Herkese merhabaaa...

Nasılsınız canlarımmm

Yeni bir bölümle sizlerleyimm

Oylarınızı ve bu aralar azalan yorumlarınızı bekliyorum

Yorumlarınızı gerçekten çoook seviyorum. Lütfen bol bol yorum yapın. İnanın hepsini tek tek okuyorum ☺️💕

İyi okumalar 💖💜

İyi okumalar 💖💜

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Naz... Çok güzelsin... Gözlerimi senden alamıyorum. Ama yanlış anlama bu güzellik sadece dışınla ilgili değil. Ben senin o güzel kalbine de çekiliyorum. Her dakika her saniye seni düşünüyorum. Kendime asla hakim olamıyorum, Naz. İnan zamanında çok denedim ama olamıyorum. Her anım her dakikam sensin. Gözlerimi kapatıyorum sen, açıyorum yine sen. Ama bu asla bir şikayet değil. Hatta seni düşünmediğim, seninle olmadığım her an benim için boş. Naz, ben seni seviyorum. Seni çok seviyorum."

Emir'den duyduğum itiraf karşında şaşkın ama bir o kadar da dedikleri karşında etkilenmiş bir surat ifadesiyle ona bakmaya başladım. Beni şaşırtan şey bana karşı olan hislerini ufak bir hoşlantı sanarken onun büyük bir sevgi beslemiş olmasıydı.

Açıkçası ne diyeceğimi de bilmiyordum. Ama onu cevapsız da bırakmak istemiyordum. Tam ağzımı açacağım zaman yanağımdaki elinin işaret parmağını dudaklarıma koydu.

"Şş... Bir şey söylemek zorunda değilsin, Naz. Kendini hiç bir şeye mecbur hissetme. Biliyorum, yani anlıyorum... Sen de bana karşı bir şeyler hissediyorsun ama sendeki hisler bendeki kadar büyümedi, bunu da biliyorum."

Dudağımda ki elini çekti ve sol elimi tutarak kalbinin üstüne yerleştirdi. Kalbi resmen çırpınıyordu. Sanki onu hissetmem için çırpınıyordu.

"Sadece daha fazla sevgimi içimde tutamadım. Hislerimi bil, beni gör istedim."

Dudaklarını bana yaklaştırdı ve yanağımla dudağımın tam birleşim noktasına tüy kadar ama beni fazlasıyla etkileyen bir öpücük kondurdu. Bununla beraber elimin altındaki kalp mümkünmüş gibi daha da hızlı atmaya başladı. Ama buradaki hızlanan tek kalp onunki değildi. Benim kalbimde en az onunki kadar hızlı atıyordu.

Sonra bir adım geri attı ve beni beğenen gözlerle baştan aşağı süzdü.

"Elbise sana çok yakışmış, her zamanki gibi yine göz alıcısın. Diğerlerini de dene hadi. Hâlâ akşam yemeğini yemedik acıkmışsındır."

Sanki bir az önce hiçbir şey olmamış gibi bana diğer elbiseleri denememi söyleyip kabinden çıkmıştı. Ben arkasından bu anlayışlı ve sevimli haline gülüserken, o çoktan kabinin kapısını kapatmıştı.

Geçen sürede birçok elbise denemiş ve evde giymeye bir kaç parça günlük kıyafet almıştım. Şimdiyse Emir'le birlikte oldukça lüks duran bir restoranın önündeydik.

Emir sıcak ve büyük eliyle benim küçük ve soğuk elimi tuttu.

"Güzelim içerdeki çoğu kişi beni tanıyor ve çoğuyla iş yapmaktayım."

Dediklerinden neyi ima ettiğini anladım ve bunu belirtmek için de elini sıktım. Emir bana bir tebessüm yollayıp saçlarıma kokulu bir öpücük bıraktı.

Bu yaptığı ile birlikte yanaklarım kızarırken başımı yere eğdim. Bu adam böyle yapmaya devam ederse ya ona karşı koyamayacaktım ya da ritim bozukluğundan kalpten gidecektim.

Emir bu tepkime ağzının içinden gülerken restorana doğru adımlamaya başladık.

İçi de en az dışı kadar güzel olan restoran, oldukça doluydu. Ve nedense tüm gözler Emir ve benim üstümdeydi. Kimi bizi beğeniyle kimi kıskançlıkla süzüyordu.

Emir büyük alanı geçip merdivenlere yöneldiğinde bende peşinden etrafı inceleye inceleye çıkıyordum.

Merdivenlerin sonunda oldukça büyük ve aşağıya göre daha güzel dizayn edilmiş bir alana geldik ve orada olan tek masaya oturduk.

Hemen yanımızda olan dışarıyı boydan boya gösteren camlar, tüm şehir ayağımızın altındaymış gibi hissettiriyordu. Bir süre manzaraya baktıktan sonra Emir'e dönmeden konuştum.

"Emir manzara çok güzel değil mii?"

"Hı hımm, hemde çok."

Boğuk sesiyle gerçekten etkilenmiş bir şekilde söylediği sözler üzerine yönümü ona dönünce göz göze geldik. Ne yani o sözler bana mıydı?

Yanaklarım hatta kulaklarım kızarırken, ondan gözlerimi kaçırıp dizlerimin üstündeki ellerime bakmaya başladım. Emir bu halime gülünce tam ona kızacağım sırada yanımıza garson gelen garsonla sakinliğimi korudum.

"Ne alırdınız Emir Bey?"

"Naz sana denetmek istediğim yemekler var. O yüzden bugünlük ben seçebilir miyim?"

Benden izin istemesi üzerine başımla onu onayladım. Garsona döndüğümde yüz ifadesi fazlasıyla şaşkındı. Ağzı açık bir şekilde bir bana bir Emir'e bakıyordu.

Emir yeniden sert tavrını takınıp siparişi vermeye başladı. Ona bakarken ne dediği değil de nasıl dediğiyle ilgileniyordum. Dolgun ve kırmızı dudaklarının kıpırdanışıysa en çok ilgimi çeken detaydı. Bakışlarımın hiç hayra alamet olmadığını fark edince silkelenerek başımı dışarı çevirdim.

Bundan sonrası keyifli bir sohbet eşliğinde harika olan yemekleri yemekle geçmişti.

...

Kalmadan önce lavaboya gitmem gerektiğinden bir alt kata indim. Ellerimi yıkayıp aynadan kendimi kontrol ettikten sonra kapıyı açtım. Kapıyı açmamla karşıma kulağının arkasından, siyah gömleğinden gözükmeyen, göğsüne kadar uzandığını tahmin ettiğim Akrep dövmesi olan bir adamla karşılaşmam bir oldu.

Adam oldukça uzun boylu ve yapılıydı. Gözleri ve saçları benimle aynı renkti ama teni için aynı şeyi söylemem zordu. Benden daha esmer ve yanık bir teni vardı. Yüzündeyse kendinden emin ama Emir'in akisine tehlikeli bir ifade vardı.

Adam tehlike akan kahve gözlerini bana odaklanmıştı. Bu alan fazla ıssız olduğu için bakışından fazlasıyla korkarken hızla merdivenlere doğru adımladım. Daha ikinci adımımda arkadan ismimi söyleyen güçlü sesle olduğum yerde kaldım.

"Naz, kardeşim. Ağabeyine bir merhaba demeyecek misin?"

Pekâlâ Naz kısmı doğruydu ama ağabey kısmı için aynı şeyi söyleyemeyecektim. Benim ağabeyim yoktu. Tek kardeşim vardı o da benden hayli küçüktü.

Titrememesi için dua ettiğim sesimle konuşmaya çalıştım. Tabii bu sırada Emir'in seninle geliyim teklifini reddettiğim için kendime sövüyordum.

"Üzgünüm beyefendi başka biriyle karıştırmış olmalısınız. Sizi tanımıyorum."

Adam bana bir adım daha yaklaşarak aranızdaki mesafeyi biraz daha azalttı. Dilini üç kez damağına değdirip cıklattı.

"Ah benim saf kardeşim. Seni başka biriyle karıştırmam ne mümkün. Seni ne kadar aradım bilemezsin ama bakıyorum ki sen ailemizi katleden ailenin planının maşası olmuşsun?"

...

Bir bölümün daha sonuna gelmiş bulunmaktayıızz...

Bundan sonra işleri biraz karıştırmaya karar verdim🤭

Heyecan dolu bölümler bizi bekliyor😉

Gelecek bölümde görüşmek üzere hoşçakalınnnn💜

Aşka Atan KalplerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin