4.BÖLÜM

6.8K 255 23
                                    

Emir'den devam...

Halbuki şu durumda ona sıkıca sarılıp, sığınmak isterdim...

Odaya gelen hemşireyle geçmişten sıyrıldım. Hemşire biten serumumu çıkartıp bana dönüp "Emir Bey omzunuzdan vurulmuşsunuz ama doktorlarımız sorunsuz bir şekilde mermiyi çıkardı. Durumunuz şu an gayet iyi. Sadece bir müddet istirahat etmeniz gerek." dedi. Bunu hep derlerdi ama ben diler miydim? Hayır.

Yerimden doğrulup hemşireye Cenan'ı çağırmasını söyledim. Bana onaylamaz bir bakış atıp odadan çıktı. Hah... sanki ilk kez vuruluyordum.

Kısa süre sonra Cenan geldi. Benim can dostum ve sağ kolum. Ama yüzünde hiç hoş olmayan bir ifade vardı. Bunun benim omzumla ilgili olmadığını anlayacak kadar onu tanıyordum.

"Ağabey Naz..." dedi. Naz mı? Naz ne alaka ona bişey mi oldu yoksa.

"Söylesene oğlum, Naz ne? Ona bişey mi oldu?" dedim endişeli bir sesle.

"Hayır, ağabey. Endişelenme o iyi. Asıl mesele şu ki... Naz şu an misafir odasında. Bu sefer gördüğün gerçekten Naz'dı. Seni bulmuş yarana tampon yapmış. Ve beni aradı, sen söylemişsin. Anlayacağın senin hayatını kurtardı. Sen de kızı alın diyince biz de kaçırıp eve getirdik."

Duyduklarımla kan beynime sıçradı. Naz'ı kaçırmak ne demek. Allah bilir ne kadar korkmuştur. O yolda giderken duyduğu en ufak seste bile sıçrardı. Şu an ne haldeydi acaba. Hızla yerimden doğruldum. Bir an gözümün önü karardı gibi oldu ama umursamadan Cenan'ın üstüne yürüdüm.

"Oğlum ne saçmalıyorsun sen? Naz'ı kaçırdık ne demek? Lan siz kimsiniz ki onu korkutursunuz?"

"Ağabey valla korkutmadık. Bir yerine zarar da gelmedi. Depoya da götüremezdik. Başka eve gidecek zamanda yoktu. Durumun çok kötüydü. Fazla kan kaybetmiştin. O yüzden arabada ,yanında, eve geldi. Sonra da misafir odasına çıkardık. Hanife abla da sıcak yemek ve temiz kıyafet bıraktı odaya."

Duyduklarımla köşedeki tişörtü omzumu aldırmadan üzerime geçirdim. Şu an sinirden ve endişeden gözüm dönmüştü. Dışarı adım atacağım sırada Cenan arkamdan tekrar seslendi.

"Ağabey, daha kötü bir durum var aslında. Seni vuran Akrep'in adamı. Naz'ı nişanlın sanmış. Biz gelince kaçtığı için onu kaçırdığımızı görmemiş ve tüm herkese onun senin gizli nişanlın olduğunu anlatmış. Akrep'in adamları şu an mahallede nöbet tutuyormuş."

Ona cevap verme gereği bile duymadan kendimi dışarı attım. Naz'ı nasıl bir pisliğe sürüklemiştim? Şimdi ne yapacaktım?

Hızla üst kata ,misafir odalarının olduğu kata, koştum. Kapısı tek kapalı olan odaya doğru adımladım. Sessizce kilidi çevirdim. Belki uymuştur. Kapıyı açmamla onun kokusu olduğunu tahmin ettiğim bir koku yüzüme çarptı. Derince bir nefes çektim içime. Bir insan nasıl böyle güzel kokabilirdi. Ve ben bu kokuyu almışken nasıl ondan mahrum kalabilirdim. Allah'ım sabır ver.

İçeriye ilk adımımla yatakta bir kıpırdanma oldu. Anlaşılan uyumamıştı. Yatağın en köşesinde büzülmüş duruyordu. Korktuğunu yüzünü görmeden bile anlamak mümkündü. Bilmiyordu ki ona asla zarar vermezdim. Ona canımı bile verecekken nasıl zarar verebilirdim ki.

Yatağa doğru yaklaşırken heyecandan bacaklarım titriyordu. Umarım kalbimin sesi dışardan duyulmuyordur çünkü yerinden çıkacak gibi atıyordu. Iyice yaklaşıp yatağın diğer köşesine oturdum. Ahh... nasıl konuşuluyordu. Tamam sakin oğlum, sakin ol. Kendimi sakinleştirip onu daha fazla korkutmadan konuşmaya başladım. Tek ümidim saçmalayıp onu daha fazla ürkütmemekti.

25.06.2022

Aşka Atan KalplerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin