18.BÖLÜM

3.9K 164 102
                                    

🌸Eğer bölümü okuyorsanız lütfen beğeni veya nokta da olsa yorum bırakın. Çünkü okunma oluyor ama yıldız sayısı çok az kalıyor. Gerçekten okunduğuna emin olamıyorum. Bu da motivasyonumu düşürüyor. Sizi seviyorum iyi okumalar🌸

Hiç karşılaşmayı beklemediğim bir görüntüyle olduğum yerde donup kaldım.

Karşımda üstünde sadece şort olan bana sırtı dönük bir Emir ve onun karşında da dışardaki soğuğa rağmen süper mini elbisesi ve geniş göğüs dekoltesiyle duran bir kadın vardı.

Yirmilerinin ortasında gibiydi. Sarı saçları, küçük gözleri ve estetik olduğu belli olan dolgun dudakları vardı. Hafif balık etliydi ama güzel bir fiziğe sahipti. Üstündeki kırmızı elbise onu fazlasıyla seksi göstemişti.

Hararetli ama kısık sesli bir şekilde konuşuyorlardı. Beni fark etmemişlerdi bile. Ne konuştuklarını merak etmeye başlamıştım.

Kadın Emir'e doğru bir adım attı. Sonra bir elini kaldırıp cilveli bir şekilde Emir'in karın kaslarına doğru götürdü. Bu elimdeki sürahiyi daha sıkı tutmama sebep oldu. Acaba sevgilisi miydi? Halbuki beni öpmüştü. Rüya da olsa öptü sonuçta. Şimdi de millete sağını solunu elletecek. Erkek milleti değil mi hepsi aynı.

Ama beklediğim gibi olmadı Emir elinin tersi ile kadının elini itti ve büyük bir adım geri çekildi. Ve uyarıcı bir ses tonuyla üstüne bastıra bastıra konuştu.

"Sakın bana dokunayım deme. Ben nişanlıyım. Ve Naz'ı çok seviyorum. Hareketlerine dikkat et. "

Bunu hafif sesli ve sert bir şekilde söylediği için duymuştum. Kızın gözlerinde hayal kırıklığını gördüm ama bu yüzüne yansımadı.

Tamam, bu hareketi neden bilmiyorum ama hoşuma gitmişti. Gerçekten nişanlım olsa ve birini bu şekilde uyarsa ona bininci kez aşık olabilirdim.

Ama kız bu sözlere rağmen o pişkin sırıtışıyla Emir'i süzmeye devam ediyordu. Kulaklarım yanıyormuş gibi hissediyordum. Sinirliymiş gibi ama değil gibi de. Bu garip histe neyin nesiydi?

Daha fazla sessiz kalamayıp, varlığımı belli etmek için kapıyı sert bir şekilde kapattım. Bunun üzerine Emir arkasına dönüp bana baktı.

Şu an üstümde iki göz hissediyordum. Biri sanki hayatının en büyük hatasını yapmış gibi bakan Emir'in suçlu gözleri, diğeri ise şaşkın ve yargılayıcı olan kadının mavi gözleriydi.

Emir hemen yanıma geldi. Beni belimden tutup kendine çekti ve başımın üstüne bir öpücük kondurup konuşmaya başladı. Ne oluyor burda?

"Sevgilim, bu aile dostumuzun kızı Bilge. Bilge Naz, benim nişanlım. Daha önce de bahsetmiştim zaten."

Demek ki nişanlılık konusunda da yalan söylemiyordu. Ahh... rol mü yapmamız lazım.

Bu kızın bakışı bakış değildi. Neden bilmiyorum ama bu kızı bozmak istiyordum. Tanımadığım insanlar hakkında böyle düşünmem yanlıştı ama altıncı his diye bir şeyin varlığı da gerçek.

Bende Emir'e daha çok yaklaştım ve başımı ona yaslayıp tek elimi de göğsüne koydum.

Bu hareketimle elimin altındaki bendenin kaskatı kesildiğini fark ettim. Acaba rahatsız mı olmuştu? Sonuçta o kıza da dokundurtmadı. Ama onun eli de benim belimde. Her neyse elimi çekmeye yeltenecekken Emir göğsümdeki elimi tuttu ve orada kalmasını sağladı.

Kızın yüzü öyle bir şekil almıştı ki. Neredeyse yarım ağız gülecektim. Belliydi bu kız Emir'e karşı boş değildi. Ama sonuçta rol icabı da olsa benim nişanlımdı. Ve nişanlı olan bir adama karşı olan davranışları yanlıştı.

Sonra Emir "Gel sevgilim odamıza gidelim. Saçların ıslak. Hasta olursun sonra, kurutalım. Bilge bekler bizi." dedi ve kızdan cevap beklemeden beni belimden çekiştirerek odaya soktu.

Odaya girer girmez Emir'in kolları arasından çıktım ve açıklama bekler bir şekilde suratına baktım.

Emir derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.

"Bilge'nin babası, Asım amca, babamın yakın arkadaşıydı. Babaları vefat edince şirketin başına Bilge ve ikizi geçti. Ama anlaşılan işleri pek becerememişler ve başlarını belaya sokmuşlar. Beni onları korumam için aramışlardı ama artık bu tarz işlerden uzaklaşma kararı aldığım için yapamayacağımı söyledim."

Ne yani beni de mi bırakacaktı? Yüzümde nasıl bir ifade oluştu bilmiyorum ama Emir hemen tekrar lafa girdi.

"Endişelenme Naz. Seni asla bırakmam. Senin başını ben belaya soktum. Hem sana dediğim o düşmanım Akrep'ti. Son ve en zorlu olanı. Yani bu yolda birlikteyiz."

Dediğiyle birlikte içten bir şekilde gülümsedim. Başlarda Emir'in yanında olmaktan nefret etsem de artık yanında olmamak beni daha çok korkutuyordu.

Gözümü vücuduna kaydırmamaya çalışarak konuştum. Evet hala bir şey giymemişti.

"Peki bu kız ve kardeşine yardım edecek misin?"

Emir sıkıntılı bir nefes alıp konuştu. Bu durumdan gerçekten rahatsız gözüküyordu.

"Yardım etmek istemiyorum. Çünkü artık tek değilim. Sen varsın. Başına daha fazla bela açılsın istemiyorum. Bu yüzden kabul etmeyeceğim. Ama bir süre burada kalabilirler. En azından bunu yapabilirim."

O kız bura da mı kalacaktı? Zaten iki odalı bir evdi. Nerde kalacaklardı? Hem bu kız Emir'i gözleriyle yerdi. Yani banane de yalan da olsa nişanlım sonuçta, bana bu sagısızlığın yapılmasına izin veremem. Değil mi?

"Burada oda yok ki nerede kalacaklar."

"Bugünlük oturma odasında yatarlar. Şimdi akşam oldu ama yarın biz gideriz onlarda artık ne yaparsa yapsınlar. Evi Cenan'ı takip edip bulmuşlar burayada bir daha gelmeyiz zaten."

Anladım anlamında başımı salladım. Ve Emir'e sırtımı dönüp aynaya doğru yaklaşırken konuştum.

"Peki o zaman. Sen üstüne bir şeyler giy ben de saçlarımı kurutayım."

Sonra aklıma gelen şeyle birden arkaya dönüp Emir'in üstüne doğru yürürken sorgular bir tavırda konuştum.

"Hem senin bu halin ne nişanlı adam gece gece üstsüz bir şekilde kızlara kapı mı açar? Ne kadar ayıp. Kıyafetin nerde senin?"

Buna karşı Emir'in sağ dudağı yana doğru kıvrıldı. Yüzünde memnun olmuş bir gülüşle o da benim üstüme doğru gelmeye başladı.

...

Bir bölümün daha sonuna gelmiş bulunmaktayız. Lütfen beğeni ve yorumlarınızı eksik etmeyin💖

Ve kesitleri beğendiniz mi? Ekleyeyim mi bölümlerden önce?

14.07.2022

Aşka Atan KalplerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin