Bir kutuya bir çocuğa aşk dolu bakışlar atarken çocuk fileye doğru ilerledi.
"Böyle kaçak şeylere bir daha bulaşmam haberin olsun. Afiyet olsun bu arada."dedi ve filenin o yırtık kısmından fırt diye dışarı fırladı.
Çok özlendiğimi biliyorum ama relax burdayım geldim
Artık her şey rutinleşmeye başlamıştı. Derse giriyor, dersten çıkıp Açelya'yla takılıyor ve olabildiğince sık derecede Poyraz'la buluşuyorduk. Yaklaşık 2 haftam böyle geçmişti yani.
Yurtta her zamanki gibi mal mal yatarken Açelya beni dürtükledi.
"Benim Boran'a kendimi affettirmem lazım.""
"Yeni mi anladın bunu?"dedim gözlerimi devirerek.
"Ya Mina. Deme böyle, üzülüyorum."
"Oyy kedicik seni."diye dalga geçtiğimde somurttu.
"Ne olur buluşma ayarlasan?" Ey Allahım.
"Ya Açelya! Buluşsak da dörtlü kalıyoruz. Sizin baş başa kalmanız lazım. Ara çocuğu de gel bir buluşup konuşalım de." Açelya'nın yüzü iyice düşmüştü.
"Valla sana da profiterolüne de kurban be yavrum." Gülümsedim. Bu böyle yalakalık yapacaksa ben hep buluşma ayarlayayım.
"Dur bir Poyrazcığımı arayayım."dedim ve hevesle yerimden kalktım. Profiterolü mini buzdolabına bırakırken gözlerimi kısarak Açelya'ya baktım.
"O profiterolden en ufak bir şey yersen buluşmayı unut. Keserim seni."dedim sesimi korkunç çıkarmaya çalışarak. Uslu küçük bir kız gibi başını salladı.
"Sana hiç güvenmediğim için açık terasta konuşup geliyorum. Geldiğimde profiterolleri sayacağım."dedim ve telefonumu alıp odadan çıktım.
Daha koridordayken rehberde adını buldum ve hemen aradım.
"Olurum tabii canım ama şimdi değil. Yarın buluşsak mı diye aramıştım. Boran ve Açelya için."
"Ne demek Boran ve Açelya için? Kırıcıydı bu."
"Ya yavrum o anlamda mı dedim... Hem benim aklımda ne vardı biliyor musun?"diye toparlamaya çalıştım.
"Ne vardı?"dedi tripli tripli.
"Biz şimdi bir yere gideriz. Sonraaaaa..."dedim ve meraklanması için sustum.
"Sonraaaa?"derken keyiflenmiş gibiydi.
"Sen bana sürprizin olduğuna dair bir yalan uydurursun veee... Sizin eve geçeriz. Onlar da orada öyle mal gibi kalır. Nasıl fikir?" Gülüşünü duyduğumda gülümsedim.
"Harika bir fikir. Bize geçtiğimizde ne yapacağız? Film falan mı?"diye güldüğünde ben de güldüm.
"Olur. Ben şimdiden seçeyim filmi."
"Seç bakalım güzelim."
******
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
minapinar: soleil🌞
poyrazaksu1907: alors tu. acelyakaya: nediyorsuncanim?
Açelya'yla buluşmaya gideceğimiz kafeye doğru yürüyorduk. Plandan Açelya'ya da bahsetmemiştim.
Kafeye geldiğimizde gözlerim hemen Poyraz'ı bulmuştu bile. Gülümseyerek ona doğru gittiğimde Açelya da peşimden geldi.
Kollarımı boynuna doladım.
"Hadi gidelim."diye fısıldadığında kıkırdadım.
"Bekle biraz. Tatlı, yemek falan söyleyelim. Sonra hemen gideriz." Başıyla onaylarken çenemi öptü. Huylanarak gülmeye başladığımda Boran gözlerini deviriyordu.
"Kıskanma."diye dalga geçtiğimde sahte bir gülümseme sundu.
Masaya oturduğumuzda gelen garsona siparişleri verdik. 2 sufle, 1 magnolia ve 1 dilim cheesecake söylemiştik.
Siparişlerimiz geldiğinde suflemi silip süpürmüştüm. Poyraz da cheesecake'ini yedikten sonra ayakladık.
"Nereye?"dedi Açelya kaşlarını çatarak.
"Mina'ya bir sürprizim var. Eve mümkünse geç gel Boran."diye göz kırptı ve arkamızdan bağırmalarını umursamadan kafeden çıktık.
Arabaya giderken elimi tuttu.
"Film seçtin mi?"dedi muzip bir şekilde. Başımla onayladım.
"Eminim çok seveceksin."
Biraz kısa oldu, 2 günde hikayeden kopmuşum. Zaten bölümler sıklaşacağı için kısa olmasını çok sallamadım muck