51. Bölüm

42 4 9
                                        

Kalabalık bir aile yemeğine gittiğimizden dolayı ofluyordum.

"Yavrum ne güzel işte ekmek elden su gölden... Yemek yapmayacağız."dedi Poyraz büyük bir mutlulukla. Bu aklıma nasıl gelmemişti benim?

"Evliliğimizin 1. yılını neden annemlerle kutluyoruz ki?" Poyraz güldü.

"Gece de ikimiz kutlarız yavrum." Fakat mutlu olamamıştım.

"Bütün gün çalıştık, şimdi bir de kalabalık akşam yemeği. Üstelik Merve cadısı da geliyormuş." Yüzünü buruşturdu.

"O ne alaka ya?"

"Nilgün anne Boran ve Açelya'yı da çağırınca Merve cadısı da ay ben de geleyim demiş herhalde, ne bileyim?" Poyraz sinirime karşı güldü.

"Bari bahane bul da erken kalkalım Poyraz, n'olur..."dedim yalvarırcasına ona bakarken. Aynı zamanda da Poyraz'ın 1. yıl hatrına aldığı kolyemle oynuyordum.

"Tamam tamam. Yorgun ve halsiz hissettiğini söyler kalkarız." dedi ama beni oyalıyor gibi gözüküyordu.

"Eve ne kadar erken dönersek hediyeni o kadar erken alırsın." Heyecanla bakışlarını birkaç saniyeliğine bana çevirse de yola geri dönmüştü.

"Neymiş hediyem?" Sırıtarak omuz silktim.

"Bilmiyorum ki aşkım." Bal gibi de biliyordum. Aslında maddi bir hediye değildi ama... Çok mutlu olacaktı.

Nilgün annelerin evine geldiğimizde arabadan indik ve güç almak için Poyraz'ın elini tuttum.

"Canlarımm!"diye açmıştı Nilgün anne kapıyı.

"Okan, geldiler!"diye içeri seslenirken aynı zamanda bize sarılıp yanaklarımızı öpüyordu.

Okan amca televizyonun karşısından kalkıp yanımıza geldi.

"Gelmişler gelmişler ama bizim gelin sadece bedenen burda hanım."dedi kıkırdayarak. Nilgün anne omzuna vurdu.

"Takılma kızıma." diye beni savunmasıyla gülümsedim.

"Mina biraz hasta da erken döneceğiz eve."dedi Poyraz üzgün rolü yaparken.

"Canınız sağ olsun çocuklar." Diğerlerini beklerken biraz salonda Okan amcayla maç izlemiştik. Nilgün anne zaten sofrayı çoktan halletmişti.

Sırasıyla annem ve babam, Açelya ve Boran, en sonda da Merve cadısıyla kocası gelmişti.

Hep beraber sofraya oturduk. Annem dolmuş gözleriyle konuştu.

"Maşallah zaman ne çabuk akıp gidiyor... Neredeyse 25 yaşına basacaksınız." Poyraz çoktan basmıştı zaten de birkaç aya ben de basacaktım. Boran gülerek annemi susturdu.

"Aman Yasemin teyze açma konusunu."diyerek Açelya'ya baktığında Açelya masanın altından vurmuş olmalı ki Boran yüzünü ekşitti.

"Ee koskoca insanlar oldunuz. Juniorlar ne zaman gelir?"dedi Okan amca pis bir sırıtışla.

"Ben henüz çocuk istemiyorum Okan baba. Bence erken."dediğimde Poyraz'ın keyfi kaçmış gibi gözüküyordu. Hele biraz bekle aslanım.

"Tabi ki senin tercihin kızım. Zorla çocuk yaptıracak değiliz."dedi Nilgün anne anlayışlı bir şekilde. Gülümsemekle yetindim. Poyraz'ın kaçan keyfini düzeltmek için de masanın altından elini tutmuştum. Gülümseyerek baktı bana. Öyle gülümsüyordu ki içim ısınıyordu. Ne ısınması dondurma gibi erimiştim lan.

Yemeğimiz bitince salona geçtik.

"Poyraz'a sürprizi söylemedin mi?"diye fısıldadı Açelya. Daha rahat konuşabilmemiz için ayaklandım.

profiterol Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin