Dışarıda geçen yorucu gecenin üstünden 2 hafta geçmişti ve Poyraz'la söylene söylene velet Selim'e hediye bakıyorduk.
1. yaş hediyesi.
"Of ne alacağız Poyraz?"diye homurdandım önüme bağladığım Yağız'ın kokusunu burnuma çekip dururken. Cidden Dalin kafa yapıyor olabilir mi ya?
"Ya hayatım koskoca oyuncakçı, beğen bir şey alıp çıkalım şuradan."dedi elini saçlarından geçirirken.
"1 yaşındaki çocuğa ne alınır ki?"dedim ve gözlerimi oyuncakçıda gezdirdim. Nasıl olduysa Selim'e alacak bir şey bulamazken kendime alacak birçok şey çarpmıştı gözüme.
Olmaz Mina, sen artık annesin. Ve aynı zamanda hem teyze hem de halasın. Toparlan.
Derin bir nefes alıp oyuncakçıya tekrardan bakarken gözüme çarpan şeyle çatılmış kaşlarım düzeldi ve sırıttım. Poyraz da benim baktığım yere bakmıştı.
"1 yaşındaki bir çocuk bunu kullanabilir mi?"
"Kumandalı." dedim ve neredeyse zıplaya zıplaya gidecektim ki önüme bağladığım Yağız bunu engelledi. Yani öyle bir şey yaparsam çocuk içtiği tüm sütü çıkarır şakasız.
"Yaaa pembesi çok güzel."dedim ağzım sulana sulana. Poyraz gülmeye başladığında çattığım kaşlarımla ona baktım.
"Pembeyi de sana alalım istersen."
"Yok yok."dedikten hemen sonra gözüme çarpan görevliyi çağırdım.
"Buyrun efendim?"
"Şu yukarıdaki arabalardan beyaz Mercedes'i indirebilir misiniz?"dedim kibar bir şekilde. Çocuk hemen başıyla onayladı ve bir merdiven çekip istediğim arabayı indirdi.
"Yalnız sizin çocuğunuz biraz küçük olabilir bunun için."dedi ilgili bir şekilde.
"Kendi çocuğumuza almıyoruz, arkadaşımızın çocuğu için alıyoruz. 1 yaş hediyesi." diye araya girdi Poyraz arabayı incelerken.
"Eğer beğendiyseniz kasaya götüreyim."dedi çocuk Poyraz'a.
"Sağ ol kardeşim, alalım biz bunu."
Oyuncakçıdan çıktığımda yüzümde büyük bir gülümseme vardı. Ama böyle kocaman.
Poyraz bu halime gülerek boştaki kolunu omzuma atıp saçlarımı öptü.
"Valla yüksek bir çıtadan başladık, 2. doğum gününde zıbın alalım." Bu dediğine ben de güldüm fakat birden ciddileşerek saate baktım.
"Saat 12.20 Poyraz, yetişemeyeceğiz."dedim hızlı adımlarla yürüyen merdivenlere giderken.
"Parti 14.00'te farkındasın değil mi?"dedi beni anlayamazken.
"Tamam da ben öylesine biri değilim yani. Teyhalıyım." Kaşlarını çatarak bana baktı.
"Teyhal?"
"Teyze hala demek çok zor. Neyse takılma sen bana, koş Poyraz koş!"
******
Geldiğimizde çok da beklemediğimiz bir manzarayla karşılaşmıştık.
Yeliz benim bebem büyüdü diye ağlarken Giray kahkahalar atarak onun ağlamasını durdurmaya çalışıyor, Selim veledi ise yürümeye başladığından resmen yerinde durmayarak bir bebelere sataşıyor bir annesinin bacağına yapışarak onu daha da ağlatıyordu.
Dayı olan Deniz gülüp durarak Selim'i oyalıyordu. Ahu ise büyük ihtimal sesten kafası şiştiğinden kızını uyutacağını söyleyerek içeriye geçmişti. Tabi o en başından beri bu kaosa hakimdi.
Yeliz'i zor da olsa susturmayı başardıktan sonra Selim'i ondan biraz uzaklaştırıp oyaladık. Yeliz de makyajını yapmıştı o sırada.
Herkes toplandıktan sonra bebeyi kucaklarına alıp pastayı üflediler ve hediye faslına geçtik.
"Lan ben de bu arabadan istemiştim almamışlardı ya!"diye söylendi Deniz aldığımız arabaya bakarken.
"Şu an bunun gerçeği var sende farkındasın değil mi?"dedi Ahu kıkırdarken. Deniz dudak büktü.
"Ama ikisinin olayı çok ayrı aşkım ya."
"Tamam Deniz ağlama, Selim seni de bindirir bir 5 dakikalığına."diye dalga geçen Giray'la Deniz gözlerini kıstı.
"Bağrımıza bastık seni kanka yaptık, enişte yaptık o yüzden sus canım."
*******
Cidden ölmek üzereydim sanırım. Yağız'ın 1. yaş doğum gününün üzerinden 3 hafta geçmişti. Bu 3 haftada Yağız ve Selim'i arabalarıyla beraber çıkarıp gezdiriyorduk ve şu an tam anlamıyla bestie olmuşlardı.
Yağız salonda düşe kalka yürüyüp arabalarıyla oynarken onu izliyordum. Artık işe tam anlamıyla dönmüştüm. Ben işteyken o gün kim müsaitse o geliyordu. Annem, babam, Nilgün teyze, Okan amca, Pelin abla... Hep değişiyordu yani.
Ama bugün iş yoktu, çünküüü en sevdiğim gün.
Cumartesi.
Birazdan Poyraz dışarıdan gelince kahvaltımızı edecektik ve büyük ihtimal Poyraz Yağız'ı dışarı çıkarırken ben de biraz dinlenecektim. Sanırım Giray ve Selim'le parkta buluşurlardı. Her gün yapılan bu zaten artık.
Gülümseyerek Yağız'ı izlediğim sırada Yağız elindeki oyuncak arabayla topallaya topallaya yanıma geldi.
"An-ne."dedi zar zor da olsa. Bu dediğine daha alışamadığımdan gülerken bana uzattığı kırmızı arabayı aldım.
"Bende mi kalsın bu?"dedim gülümserken. Tek bir hamlede onu kucaklayıp dizlerime oturttum.
"Mhm."
"Hep bende kalsın mı?" Beni başıyla onaylarken kucağımdan inmek yerine bana iyice yanaştı.
"Birileri yorulmuş sanırım."
Çalan zille kucağımda Yağız'la ayaklandım.
"Baba?"dedi Yağız kıpırdanırken. Kapıyı açmadan önce Yağız'ı yere bıraktım.
"Evet bebeğim, baba geldi." Kapıyı açtığımda Poyraz'ın gözleri önce beni sonra Yağız'ı buldu.
"Civcivlerimm."diyerek Yağız'ı kucağına aldıktan sonra bana da sarılıp boynumu öpmüştü.
"Cifcif cifcif." Yağız'ın yeni öğrendiği kelime karşısında duraksasak da gülerek onu alkışladık. O da kendisini alkışlayarak yakasına bağlı olan emziğini taktı.
"Civcivimm."dedi Poyraz tekrardan demesi için. Yağız hevesle emziğini çıkarıp bağırdı.
"Cifcif!"
*******
60. bölüm final olacak, zaten evli mutlu çocuklu yaptık daha fazla uzatmaya gerek olduğunu sanmıyorum. Finalden önce küçük bir bomba daha ve bir tane de Instagram bölümü olacak. Ondan sonrasında final ve bom.
Özel bölüme de gerek duymuyorum ama eğer kitabı özlersem gelip birkaç bir şey yazabilirim.
2. bir kitaba başlamayı düşünüyorum daha adı kapağı hiçbir şeyi belli değil ama Ceren ve Kerim'in kızının anlatışıyla olacak büyük ihtimalle.
Öpücük çok.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
profiterol
ChickLitBir kutuya bir çocuğa aşk dolu bakışlar atarken çocuk fileye doğru ilerledi. "Böyle kaçak şeylere bir daha bulaşmam haberin olsun. Afiyet olsun bu arada."dedi ve filenin o yırtık kısmından fırt diye dışarı fırladı.