34. Bölüm

52 4 21
                                    

Poyraz'ın kollarının arasından kurtulup odadan çıktığımda evde biraz gezindim. Mutfağa giderken salonun önünden geçmiştim ve...

Yeliz ve Giray?

Sarılarak uyudukları sırada Giray'ın üstünde bir şey yoktu. Hızla yanlarına gittim ve onları uyandırdım.

"Gerizekalılar."dedim sessiz bir şekilde. Giray uyanmaya çalışırken Yeliz bir şeyler geveliyordu.

"Giray üstünü giyin. Diğerleri görmesin." Giray gözlerini ovalayarak kalktı ve tişörtünü giydi.

"Aptalsınız siz."demiştim ki arkadan bir ses geldi.

"Ne oldu da sinirlendirdiniz yengemi?"dedi Boran saçlarımı karıştırırken.

"Ahah bir şey olmadı."dedim sahte bir şekilde.

"Ceren geliyormuş birazdan." dedi Boran. Hemen arkasından da Ahu'nun sesi duyuldu.

"Kerim de."

Ceren'den:

Ağaçların arasındaki yoldan yazlığa doğru ilerlerken arkamdan bir ses duydum.

"Selam. Ceren olmalısın sanırım."

"Evet. Tanışıyor muyu-" Mal gibi konuşurken yürüdüğüm için ve yine aynı şekilde mal gibi yürürken arkama baktığım için kafamı çarpmıştım. Sanırım bir dala.

Bana seslenen yakışıklı çocuk adımlarını hızlandırarak yanıma geldi.

"Ah!"diye inledim acıyla. Çocuk gülmemek için dudaklarını birbirine bastırıyordu.

"İçinde tutma gül."dedim acı içinde sızlanarak. Sırıtarak elimi tutup alnımdan çekti ve diğer eliyle alnımı incelemeye başladı.

"Biraz çizilmiş sadece, endişelenme."dedikten sonra alnıma üflemesiyle huylanarak burnumdan hıh sesiyle güldüm ve bana garip bir bakış attı.

"Tanışıyor muyuz diyordum en son."dedim aklıma gelirken. Ve elimi hemen elinden çektim. Alnıma üflemeyi kısa bir süreliğine bıraktı.

"Boran'ın arkadaşıyım ben, Kerim. Geleceğini söylemişti. Sadece tahmindi yani."dedi ve alnıma biraz daha üfledi. Parmağını çiziğe bastırdığında inleyerek eline vurdum. Güldü.

"Sanırım bir tık derin bir çizik olmuş. Gel içeride bakalım."dedi ve önden ilerleyip kapıyı çaldı. Ben de bavulumla peşinden gittim. İzmir de gördüğüm en yakışıklı 10 erkek sıralamasına kesinlikle girerdi. Kumral saçları, yapılı vücudu, uzun boyu ve düzgün yüzü. Ayrca harika kokuyordu. Çok harika hem de.

Kapıyı açan kızıl kıza kaşlarımı çatarak baktım.

"Ahu, Boran'ın arkadaşı. Cerensin herhalde."dedi ve çok umursamayan bir şekilde içer geri döndü.

"Sen sallama onu, herkese karşı böyledir."dediği sırada Ahu'nun bağırışı duyuldu.

"Günaydın Deniz'im!"

"Bir tek sevgilisine karşı böyle değil tabi."dedi yakışıklı Kerim gülerek. Boran'ı gördüğümde sıkıca sarıldık.

"Alnına ne oldu lan?" Cevap veremeden Kerim konuştu.

"Kanka sonra anlatırız da pansuman kutusu var mı?" Boran omuz silkerken ben tuvalete doğru ilerledim. Kerim de peşimden geliyordu.

"Şuraya çıkar mısın?"dedi çamaşır makinesini göstererek. Ufak bir deneme yapsam da yere çakılacak gibi olduğumda Kerim refleks olarak tuttu.

"Çıkamazmışsın."diye mırıldanıp koltuk altlarımdan tutup beni kucakladı ve çamaşır makinesinin üstüne oturttu. Tekrar kıkırdadım huylanarak.

"Sen de her şeyden huylanıyorsun."dediğinde dik dik baktım.

"Kısa kes." Muzip bir şekilde bana baktığında gözlerimi devirmiştim. Elleri koltuk altıma yöneldiğinde korkup kaçıyordum ki alnımdaki yarayı dolabın köşesine vurdum.

Ufak bir çığlık attığımda kollarımdan tutup hareket etmemi engelledi ve alnıma baktı.

"Harika."dedi yaramı biraz inceledikten sonra. Yüzünde sahte bir gülümseme oluştu.

"Korkma, harika becerilerimle seni pampacık yapacağım."

"Neycik?"diye ani bir tepki verdiğimde gülerek pansuman kutusunu açtı ve pamukla tentürdiyot çıkardı. Yarama bastırdığında tekrardan bağırarak koluna yapışmıştım. Fakat güçlerimiz yarışamayacak derecede olduğundan koluna yapışmam hiçbir şeyi değiştirmiyordu.

"Ne oluyor?"diye odaya giren sarışın kıza baktım. Benziyormuşuz biz bu kızla.

"Bir şey yok çiçeğim, pansuman yapıyorum."dedi Kerim gülerek. Çiçeğim?

"Cerensin sen herhalde."dedi sarışın yanıma gelerek.

"Mina ben, Poyraz'ın sevgilisiyim."dedi ve elini uzattı. Oh çekmemek için kendimi zor tutarak elini sıktım.

"Memnun oldum." Gülümsedi. Tatlı kızdı. Kesinlikle bana benzediği için demiyorum.

"Ben de memnun oldum."dedikten sonra bize son bir bakış atıp tuvaletten çıktı.

"Mina'ya yiyecek gibi bakmanın sebebi ne acaba?"dedi Kerim ve sırıtarak pamuğu daha da bastırdı. Bu sefer resmen çığlık atmıştım.

"Sen canisin!"

"Kırıcı." Daha hafif hareketlerle yaramı temizledikten sonra yara bandını yapıştırdı.

"Kendim ineri-"dememe kalmadan koltuk altlarımdan tutmasıyla gülmeye başlamıştım. O da gülmeye başladığı için bir süre öyle kalmıştık. Sonrasında kolay bir hamleyle beni aşağı indirdi.

"Geçmiş olsun, Ceren Hanım."

"Çok teşekkürler, Doktor Bey."dedikten sonra sırıtarak salona girdim. Çok yakışıklı bir doktordu hem de...

*****

Bir öncekine göre daha kısa bir bölüm oldu

Bu bizim Ceren bilmiyorum Mina'yla hafif bir benzerlikleri var bence uyduruyo da olabilirim flanfkandmsn

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu bizim Ceren bilmiyorum Mina'yla hafif bir benzerlikleri var bence uyduruyo da olabilirim flanfkandmsn

Ceren icin ilham kaynagim olan cereni de etiketliyim hepuyicam

profiterol Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin