37. Bölüm

42 4 7
                                    

Eve dönüyorduk. Otobüse bavullarımızı yerleştirmiş dışarıda hep beraber duruyorduk. Giray sigarasını içtiğinden zehirleniyorduk ayrıca. Pasif içicilik... Kurtulamıyoruz.

Yeliz, Giray'ın elinden sigarayı aldı ve bir fırt alıp yere fırlattı.

"Yenisini yakma."dedi dumanı üflerken.

"Bir dakika, bir dakika..."diye duraksadı Deniz.

"Sen maşallah baya iyi içiyorsun canım."dediğinde hepimiz fark etmiş bir şekilde Yeliz'e döndük.

"Bir kere denemiştim sadece. Öyle içmiyorum, üstümü ara istersen."dedi ve güldü Yeliz.

"Sakın Yeliz."dedi Giray gözlerini kısarak.

"Ya saçmalamayın. Çok nadir içiyorum bir
kere. Bağımlısı değilim."dedi ve gözlerini devirdi. Otobüse binme vaktimiz gelmişti. Sırayla hepsiyle sarıldıktan sonra Kerim'e döndüm. Poyraz o sırada Ahu'yla sarılıyordu.

"Arada haber et olur mu?"diye fısıldadı Kerim saçlarımı okşarken. Boynundaki kollarımı sıkılaştırdım.

"Olur."

"Mina."dedi sessizce.

"Hm?" Bir süre bir sessizlik oldu. Birkaç kişi uzun sarıldığımızı fark etmiş olmalıydı. Mesela Poyraz ve Ceren.

"Seni seviyorum."diye fısıldadı kulağıma. Yüzümü boynundan çektim ve yanaklarını öptüm.

"Ben de Kerim." İkimiz de hafif bir şekilde gülümsedik ve ayrıldık. Otobüse binmeden önce herkesle İstanbul'da görüşeceğimize söz vermiştik. Tabi Kerim dışında. Ankaralı olmuştu başımıza.

Kerim ise Boran'a söz vermişti. Ceren'i yalnız bırakmayıp abilik yapacağı hakkında. Eminim abiliktir.

*****

"Uzun yolculuklardan nefret ediyorum!"diye bağırarak kendini yatağa bıraktı Açelya.

"Biliyorum canım."diyerek ben de kendimi yatağa bıraktım. Aklım biraz Kerim'de kalmıştı.

"Senin neyin var?"dedi Açelya.

"Kerim olayını anlatmıştım sana değil mi?"dediğimde yataktan doğruldu.

"Liseden mi bahsediyorsun?" Başımla onayladım ve ben de yatakta doğruldum.

"Ne oldu?"dedi endişeyle.

"Ay Mina... Eğer Kerim'e bir şey hissetmeye başladıysan Poyraz'ı oyalama."dedi hızlı hızlı.

"Saçmalama Açelya. Ben Poyraz'ı seviyorum. Ama Kerim'in hata yapacağından korkuyorum."dediğimde Açelya'nın kaşları çatıldı.

"Niye hata yapsın, öküz kadar adam?"dedi ve kendini yatağa geri bıraktı.

"Ceren'in ilgisi var Kerim'e. Fark ettin bence." Epey normal bir şeymiş gibi başını sallayarak onayladı beni.

"Kerim'in de ona ilgisi var."demesiyle hemen onayladım.

"Evet işte. Ve yakışıyorlar da Allah var." Oflayarak yatakta tekrar doğruldu.

"Sorun ne o zaman kaltak?"diye sorduğunda ben de ofladım.

"Otobüse binmeden önce... Kerim beni sevdiğini söyledi." Açelya bir süre sessiz kaldı.

"Arkadaş olarak da demiş olabilir. Ben de Ahu'ya dedim ama Ahu'ya aşık değilim sonuçta." Gözlerimi devirdim.

"Öyle değil işte Açelya." Dudaklarını yaladı. Bunu genelde düşündüğü zaman yapardı.

"Sana ilgisi olduğu belli. Unutmak her zaman kolay olmaz Mina. Sonuçta 4 yıl kadar beraberdiniz. Yani beraberdiniz dediğim çok yakın arkadaştınız. Ve seni çok seven bir arkadaşındı." dedi ve onu dinleyip dinlemediğimi anlamak için gözlerime bakıp devam etti.

"Bir insan başka bir insandan soğuyabilir, hoşlantısı geçebilir, belki bir gün sevgisi nefrete dönebilir... Ama aşkı biraz zor biter Mina. Belki bizim düşündüğümüz gibi Ceren'e gerçekten ilgisi vardır. Ve bence Kerim 7 yıl öncesinde kalıp hiçbir kıza şans vermeyecek birisi değil. Gerçekten severse emin ol şans verir. Senden de umudu kesecektir çünkü sen ona umut verecek bir şey yapmıyorsun."diye uzun bir konuşma yaptığında ona sarıldım.

"Ya söz verdiği gibi hep beni beklerse Açelya?" Saçlarımı okşadı.

"Mal mı o çocuk? Ceren gibi bir fırsatı kaçırmaz. Üstelik 7 yıl geçmiş Mina, 7 yıl. Sen 7 yıldır ona bir şey hissetmediğin için sonunda başkalarını sevmeye başlayacak, emin ol." Biraz susup devam etti.

"Ama eminim ilk aşkı hep sen kalacaksın. Bunda yapabileceğimiz bir şey yok. Belki torunlarına seni anlatacak, nereden biliyorsun?" Kıkırdayarak ondan ayrıldım.

"Hep öyle derdi zaten. Ama torunlarımız derdi..." Açelya gülümsedi.

"Kerim doğru olanı yapacaktır, akıllı bir çocuk. Sen kendine odaklan." Ne dediğini anlamadığım için ona boş bir şekilde baktım.

"Kendime niye odaklanacağım?" Açelya derin bir nefes aldı.

"Mina... Şu an Kerim'e bir şey hissetmiyor olabilirsin. Ama eğer de hissedersen bunu benden saklama olur mu? Ve de Poyraz'dan." Başımla onaylamakla yetindim. Bir şey hissedecek olsam 7 yıldır çoktan hissederdim. Tek istediğim Kerim'in de artık mutlu olmasıydı.

******

İstanbul'un sıkıcı havası hepimizi tekrardan sarmıştı. İzmir'e gitmek sanki bayram havası gibiydi. Hani küçükken bayramda bir mutluluk olurdu ya. Gerçi o bende olmazdı. Kapı kapı gezmekten, herkesin tek tek elini öpmekten çok hoşlanmazdım. Hoşuma giden tek şey verdikleri paraydı.

Her neyse.

İzmir'den döneli 2 haftayı geçmişti ve her şey tekrardan sıradanlaşmıştı. Sadece arada çıkıp farklı kafelere gittiğimiz oluyordu o kadar. Normalde okuldan nefret etmeme rağmen bir an önce yaz bitsin istiyordum. Zevki böyle kös kös oturarak çıkmıyordu ki.

"Ahu aradı. İstanbul'a gelmiş, burun ameliyatı için. Tabi Deniz de burada yani."dedim Açelya'ya.

"Ne zamanmış ameliyatı?"

"Yarın. Saat 14.00'da." Başıyla onayladı.

"Biz de gideriz."

*****

cidden hic ilham gelmiyo ben bunlari evlendirecem ya

profiterol Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin