Bir kutuya bir çocuğa aşk dolu bakışlar atarken çocuk fileye doğru ilerledi.
"Böyle kaçak şeylere bir daha bulaşmam haberin olsun. Afiyet olsun bu arada."dedi ve filenin o yırtık kısmından fırt diye dışarı fırladı.
Dışarı çıkmış, Ahu'nun ameliyat olacağı yere gidiyorduk.
"Fındık kadar burnu var, ne estetiğiymiş bu?"diye söylendi Açelya.
"Ay ne bileyim?" Yine büyük bir hata olarak yürüyüş mesafesi sandığımız için yürümeyi tercih etmiştik ve ebemiz sikilmişti.
"Boran'ım olsaydı da beni kucağına alsaydı."dedikten sonra telefonunu eline alan Açekya'yla gözlerimi devirdim. Arayıp yine aşkımlı aşkımlı konuşmaya başlamıştı bile.
Benim de canım sıkıldığı için telefonumu çıkardım ve annemi arayıp biraz dedikodu yaptım. Baba tarafı dedikodusunun tadından yenmez cidden.
Poyraz'ı neden mi aramıyordum? Paşam ailesiyle buluşmuştu ve bana ikizlerle fotoğraf atıp duruyordu. Gidip yanaklarını mıncırmak istiyordum. Poyraz'ın değil, ikizlerin. Poyraz'ı da bol bol öpmek istiyordum tabi ayrı bir konu.
Tekrardan gelen bildirimle sırıttım. %1000 Poyraz'dı.
Poyraz:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Poyraz: Küçük bir bebek seni özlemiş.
Mina: Ben kendi bebeğimi istiyorum.
Poyraz: Yavrum hemen size gelebilirim. Kendi bebeğimizi yaparız.
Yanlış anlamasıyla gülmeye başladığımda Açelya ne oluyor diye bana bir bakış atmıştı.
Mina: Öyle değil salak.
Mina: Seni istiyorum anlamında, fotoğraf atsana anlamında, yüzünü at anlamında.
Poyraz: Kendi bebeğimizi yapmaz mıyız? 😔
Mina: Çok konuşma, anlık at.
Poyraz: Kırıyorsun yavrum.
Poyraz: İstediğin anlık olsun.
Poyraz:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.