Ağlama sesleriyle gözlerimi açarken Poyraz çoktan ayaklanmıştı.
"Uyu sen yavrum."dedi ve odadan çıktı.
"Şu bebe susacak mı?"diye mırıldanarak uykuma geri dönmeye çalıştım. Aynı zamanda Yağız'ın odasındaki bebek telsizi şeysinden Poyraz'ın sesi duyuluyordu.
"Oğlum? Ne oldu yavrum?" Beşikten çıkan seslerle onu kucağına aldığını anlamıştım. Büyük ihtimal pışpışlıyordu.
"Lan bebe, saat gecenin 3'ü. Niye uyanıyorsun sen?" diyerek 5 aylık çocuğu azarladığında uykulu bir şekilde gülümsedim.
"Annen hangi ninniyi söylüyor sana?"diye fısıldadı Yağız'a.
Yanımdaki telsizi aldım ve fısıldadım.
"Dandini dandini dastana..."diye fısıldadığımda buna alışık olduğu için korkmamıştı. Bir süre sonra Poyraz'ın sesi duyulmaya başladı.
"Dandini dandini dastana
Danalar girmiş bostana
Kov bostancı, danayı
Yemesin lahanayı."Biraz durduktan sonra Yağız'ı pışpışladı ve yine beşikten çıkan sesle yatırdığını anlamıştım. Yanıma geldiğinde arkamdan sarıldı.
"Dandini dandini dastana..."diye bana ninni söylemeye başladığında gözlerim kapanmıştı bile.
******
"Ya bu bebe yemiyor."diye söylendi Poyraz elindeki sütü Yağız'a içirmeye çalışırken.
"Yanlış tuttuğundan olabilir mi?"dedim ve gülerek Yağız'ı kucağıma aldım. O kadar tatlıydı ki. Saçları daha belli olmasa da gözleri kesinlikle benim gözlerim gibiydi. Poyraz sanki ne düşündüğümü anlamış gibi mırıldandı.
"Umarım saçları da seninkiler gibi olur." Gülümsedim.
"İnan, hiç fark etmez." O da gülümsedi. Sütünü içirdikten sonra gazını çıkarması için Poyraz'ın kucağına verdim Yağız'ı.
"Yorgunsundur sen civcivim. Uzan hadi."diyerek beni yatak odasına yolladı Poyraz. Yağız beni çok yorduğundan Poyraz işten daha erken çıkıyor ve haftada 4 gün çalışıyordu. Çalışmadığı günlerde de tüm gününü olabildiğinde Yağız'a ayırmaya çalışıyordu zaten... Minnoşum.
Yağız'ı uyutmuş olmalı ki yanıma geri döndü ve beni kollarının arasına çekti.
"Seni de uyutmamı ister misin?" O kadar yorgundum ki konuşmak bile istemiyordum. Kollarımı sıkıca beline sarıp başını göğsüne yatırdığımda saçlarımı öptü ve ninni söylemeye başladı.
Fakat uyumamı engelleyen Poyraz'ın çalan telefonuydu. Hoparlöre alarak saçlarımla oynamaya devam etmişti.
"Canım naber?" Pelin ablanın sesiydi bu. O yüzden çok sallamadan uykuma dönmeye çalıştım.
"Poyraz bokunu yiyeyim bu akşam çocuklar sizde kalsın. Lütfen bak." Evet, bu uykumu açmaya yetecek bir şeydi.
Henüz 1 bebeğe bakamazken... 3 çocuk?
"Abla saçma sapan konuşma be."diyerek düşüncelerime tercüman oldu Poyraz'ım. Canım kocam, bak tekrar aşık oldum.
"Poyraz vallahi ben de bir akşam Yağız'a bakarım. Lütfen, lütfen, lütfen!"
"Neden annemlere bırakmıyorsun?"diye söylendi Poyraz.
"Düşünmedim mi sandın gerizekalı? Annemler öğlene doğru babamla şehir dışına çıkıyormuş. 30. evlilik yıl dönümleri mi ne..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
profiterol
Chick-LitBir kutuya bir çocuğa aşk dolu bakışlar atarken çocuk fileye doğru ilerledi. "Böyle kaçak şeylere bir daha bulaşmam haberin olsun. Afiyet olsun bu arada."dedi ve filenin o yırtık kısmından fırt diye dışarı fırladı.