2 gün bölüm atmadık etiketlerde sıralamam düşmüş really nigga yani
Eve girdiğimizde ışıkları yakmadan salona geçtik.
"Rahat bir şeyler vermemi ister misin?"dedi ve beni süzdü. Üstümde dar, kısa kollu bir crop ve altımda da tayt vardı.
"Rahatım böyle, sağ ol."dedim gülümseyerek.
Televizyonu açtıktan sonra koltuğa yayılırken elimden tutup beni yanına düşürdü.
"Ne seçtin bakalım?" Gülmemi engelleyemeden göğsüne yattım.
"Hiçbir şey."
"Tüh, ne yapacağız şimdi?"dedi gerçek olmayan üzüntüyle. Tekrardan gülmeye başladığımda gülüşümden öptü. Gülmeyi kestim ve öpüşüne karşılık verdim.
Elimi karnından yavaş yavaş göğsüne, oradan boynuna ve en son saçlarına çıkardığımda belimden tutarak beni üstüne yatırdı.
Dudaklarımızı ayırıp beline sarıldım ve başımı göğsüne yasladım. Güzel bir film bulduktan sonra beni göğsünden kaldırdı.
"Mısır yapıp geliyorum." Başımla onayladım.
"Telefonundan oyun oynayabilir miyim?" Gülümseyerek telefonunu cebinden çıkardı ve bana uzattı. Kendimi misafir çocuğu gibi hissetmiştim ama ben 32 GB'lık telefonumun yanında herifin 128 GB'lık telefonu vardı. Bir zahmet oyunu ondan oynayayım.
Saçma sapan bir oyun bulup oynamaya başladığımda içeride şarkı mırıldanarak mısır patlatıyordu.
Boran'dan:
Tatlımı bitirdiğimde Açelya'nın da bitirmesini bekledim. Bir insan nasıl magnoliayı yarım saatte yiyebilirdi?
Kafasını kaldırdığında göz göze gelmiştik. Yakalandığımı hissederek telefonumu çıkardım.
"İstersen seni yurda bırakabilirim."dediğimde tatlısını yemeyi bıraktı ve arkasına yaslandı. Gergin gözüküyordu. Bir sorun varmış gibiydi, kilo vermişti. Zaten eskiden fiziği güzeldi, şu an kilo verince yavaş yavaş kemik kalacakmış gibi gözüküyordu.
Bir şey demediğinde tekrar konuştum.
"Tatlını bitir." Başını iki yana salladı.
"Rica etmedim Açelya, bitir şunu."dediğimde bana bir bakış atıp tatlısına geri döndü.
"İstemiyorum."
"Bitir işte." Bu kadar kilo vermesi normal değildi. Ki bu konuyu konuşacaktık.
Tatlısını bitirdikten sonra hesabı ödeyip kalktık. Arabaya binerken Poyraz'ın neden tek araba gelmek istemediğini anlamıştım. Pezevenk.
"Yurda bırakmasan olur mu?"dedi kemerini takarken. Kaşlarımı çattım.
"Başka bir yerde mi kalacaksın?" Bana döndü.
"Hayır. Seninle olmak istiyorum, Boran. Yurda dönmek değil." Kısa bir süre gözlerine baktıktan sonra arabayı çalıştırdım.
"Beni eskiden götürdüğün bir yer vardı. Oraya gidebilir miyiz?" Nereyi kastettiğini anlamıştım, yolumu değiştirdim.
"At çiftliği."dedi sessizce.
"Biliyorum." Telefonunu çıkarıp Bluetooth'a bağlandı. Arabamda bile duruyordu ya kız.
İkimizin de sevdiği bir şarkı açtıktan sonra camını da açmıştı.
"Çiftlik açıktır, değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
profiterol
ChickLitBir kutuya bir çocuğa aşk dolu bakışlar atarken çocuk fileye doğru ilerledi. "Böyle kaçak şeylere bir daha bulaşmam haberin olsun. Afiyet olsun bu arada."dedi ve filenin o yırtık kısmından fırt diye dışarı fırladı.