Bugun olabildigince bolumleri yardiriyim sonra cok zaman ayiramicam buyuk ihtimal belki de hic
"Ay Mina, sakin ol biraz."diye söylendi Açelya aynada kendi tipini düzeltirken.
"Ne yapayım Açelya, ilk defa birisi beni istemeye geliyor."diye söylendiğimde gözlerini devirdi.
"Mal mısın kızım ya?" Biz birbirimize laf atmaya devam ederken çalan kapıyla ikimiz de sustuk.
"Haydi bismillah."diyerek kapıya doğru gittiğimizde annem ve babam da kapıya gelmişlerdi.
Derin bir şekilde nefes alıp verdikten sonra kapıyı açtım. Poyraz'ı gördüğüm an yüzümde oluşan salak sırıtmayla elindeki çiçek ve çikolataları aldım. Yalaka, annemin adı Yasemin diye yasemin çiçeği almış.
Tabii ki annem buna çok mutlu oldu.
"Ay canımın içi, ne kadar ince bir düşünce."diyerek sarıldıkları sırada ben de Nilgün teyzeyle sarıldım.
"Canım kızım benim."diyerek yanaklarımı öptü ve içeri girdi. Herkes o kadar şıktı ki.
Okan amcayla da selamlaştıktan sonra iki tarafında da çocuk olan Pelin ablaya döndüm. Onunla genelde çok görüşmezdik ama o da çok tatlı bir kadındı.
İkizler kucağıma atladığında ikisini de kucakladım.
"Bugün yaramazlık yok, çünkü bugün çok önemli bir gün."diye fısıldadı Açelya miniklere.
"Nesi öneymli?"dedi Elif merakla.
"Poyyaz'la Mina'nın çocuykları olucaaak."diyen Emre'yle gözlerimi kocaman açtım.
"Dur, Emre. Daha var ona." Dudaklarını bükerek kucağımdan indi ve salona koşturdu. Açelya, ben ve kucağımdaki Elif de salona geçtik.
"Anneciğim gel sen buraya, Mina ablanın işleri var."dedi Pelin abla fakat Elif benimle kalmak istedi.
Poyraz'la gergin bakışlarımız buluştuğunda beni rahatlatmak için gülümsedi fakat o da benim kadar gergindi. Kucağındaki elleriyle oynayıp duruyordu bir kere.
"Mutfağa geçelim hadi."diye fısıldadı Açelya. Başımla onayladım.
"Kahvelerinizi nasıl içersiniz?"diye sorduğumda Poyraz sırıttı.
"Tuzlu." Buna gülerken diğer kişilerin de siparişlerini aldım ve Açelya'yla mutfağa geçtik.
Kahve makinesinin bir tarafında sadeleri, diğer tarafında ortaları yaparken cezvede de Poyraz'ın tuzlu kahvesini yapıyordum. Her şey Açelya'nın suçuydu, ben sevgilime kıyamazdım ki...
"Gel Elifçiğim, Mina ablanın işleri çok zor." diyerek onu kucağına aldığında kıkırdadım.
"Ona artık yenge diyecekmişiz, Poyyaz söyledi."dediğinde Açelya'yla aramızda bir bakışma geçti ve gülmeye başladık. Kahveleri tepsiye yerleştirdikten sonra salona geçtim ve titreyen ellerimle herkese ikram ettim.
Son olarak Poyraz'a ve yanındaki Boran'a döndüğümde Poyraz kahvesini alırken bana fısıldadı.
"Çok güzel olmuşsun." Gülümseyerek ona baktığım sırada Okan amca konuşmuştu.
"Az dayanın, sonra cilveleşirsiniz." Gülmemek için kendimi zorlarken Boran'ın da kahvesini verdim ve tepsiyi bıraktıktan sonra yerime oturdum.
Açelya Hanım da çok şükür sevgilisini bırakıp yanıma gelebilmişti.
"Şimdi efendim, buraya gelme sebebimiz belli."diyerek lafa giren Okan amcayla daha da gerilmiştim. Ya babam size kız yok diyip tabancasını çıkarsaydı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
profiterol
أدب نسائيBir kutuya bir çocuğa aşk dolu bakışlar atarken çocuk fileye doğru ilerledi. "Böyle kaçak şeylere bir daha bulaşmam haberin olsun. Afiyet olsun bu arada."dedi ve filenin o yırtık kısmından fırt diye dışarı fırladı.