46. Bölüm

42 5 18
                                    

Boran'dan:

Poyraz'la olan aramayı sonlandırdıktan sonra Poyraz'la önceden kaldığımız evden çıkmış aile evine gelmiş ve annemi bekliyordum.

Poyraz her şeyi anlatmıştı, her şeyi. Ama Açelya'mı ele vermemek için konuşmayı sakin başlatmam gerekiyordu. Annem gibi akıllı bir kadından böyle geri kafalı bir şey hiç beklemezdim doğrusu.

Kapının açılma sesiyle ayak seslerini dinledim. Annem olsa topuklu ayakkabılarını çıkarırken 5 saat söylenmesini dinlerdim. Demek ki babamdı.

"Merhaba oğlum."dedi gülümseyerek ve en sevdiği tekli koltuğa yayıldı. O koltuğun adı bizim evde baba koltuğuydu.

"Merhaba baba. Annem ne zaman geliyor biliyor musun?"dedim sabırsızlıkla. Yanındaki tekli koltuğu işaret ederek oturmamı belli ettiğinde sesimi çıkarmadan oturdum.

"İrem'le alışverişteler yavrum. Senin canın neye sıkkın anlat bakalım..."dedi açtığı televizyonun sesini kısarken. İrem büyük ihtimal annemin aklındaki kızdı. Bunca zamandır nasıl da fark etmemiştim anlamıyordum.

"Beni İrem'le evlendirmek istediğinizi neden söylemediniz?" dedim dan diye. Babam kaşlarını çattı.

"Ne?"dediğinde yüz ifadesinden onun da haberinin olmadığı belli olmuştu.

"Annemin öyle planları varmış. Sanki benim kimi sevdiğim belli değilmiş gibi..."diye söylenirken tekrardan ayağa kalktım.

"Aklım almıyor baba ya! Böyle alımlı, akıllı, ve modern bir kadın nasıl böyle bir şey düşünür?"dedim sesimi yükselterek.

"Aman oğlum, annenle daha sakin konuş da..."

"Sakin konuşacağım zaten baba, bunu bildiğimi bilmemesi gerek." dedim ve olayları kısa bir şekilde anlattım.

"Kafayı mı yemiş bu kadın?"dedi ve gülerek televizyonun sesini tekrardan açtı. Çok rahattı. Fazlasıyla.

Kapıdan gelen sesi duyduğum an ayağa fırladım.

"Lanet olsun şu ayakkabılara, bıktım bıktım! Vallahi terlikle gideceğim yarın..."diye söylenerek elindeki poşetlerle direkt mutfağa geçen annemin peşinden gittim. Beni görünce şaşırmıştı. Kendi evimde olduğumu sanıyordu herhalde.

"Oğlum, hoşgeldin. Haber vermedin hiç, bilseydim yemek yapardım sana."dedi gülümseyerek. Sakin kalmaya çalışarak sandalyeye oturdum.

"Yedim ben anne. Gel konuşalım biraz." Dertleşiyor havası katıp annemin düşüncelerini öğrenecektim ve büyük  ihtimal gece büyük bir kavgayla sonlanacaktı. Güzel plan, değil mi ama? Annem mutfak kapısını kapatıp endişeyle karşıma oturdu.

"İyi misin oğlum sen? Rengin değişmiş." Bekle beni Flash TV.

"Anne ya, üzülüyorum."dedim sandalyede dikleşirken.

Hayır anne üzülmüyorum, sinirleniyorum.

"Neden tatlım?"dedi elini elimin üstüne koyarak.

"Açelya'yı son günlerde çok üzgün görüyorum, nasıl davranacağımı bilemedim. Bir kadın olarak yardımcı olursun diye düşündüm." Annemin bakışları değişti.

Hayır anne, Açelya'yı senin üzdüğünü öğrendim.

Annem derin bir nefes aldı.

"Bunu ona sordun mu?"dedi kuşku dolu gözlerle. Ah benim minik bebeğim. Sorsam anlatmazdı ki bana. Annemle aram bozulmasın isterdi.

"Sordum. Geçiştirdi beni. Böyle yapmazdı anne, her sorununu anlatırdı."

Sorun sen olunca anlatamıyor anne.

profiterol Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin