Yeliz yanımıza geldiğinde kötü bir halde görünüyordu. Kendisini havluyla kuruladıktan sonra kimsenin bir şey demesine izin vermeden tişörtünü ve şortunu giydi. Plaj çantasını omzuna takarken bize döndü.
"Eve gitsem daha iyi."Deniz yerinden kalktı be Yeliz'e sıkıca sarıldı. Kardeş ilişkilerine hep çok özenmiştim.
"Evde konuşsak olur değil mi?"dedi gülümseyerek. Deniz, Yeliz'in saçlarını öptü.
"Çok sürmeden gelirim." O sırada Giray da çıkmıştı denizden.
"Bırakabiliri-"
"Hayır."dedi net bir sesle. O sırada Kerim de ayaklandı.
"Ben bırakacağım zaten Yeliz'i. Merak etmene gerek yok."dedi ve Yeliz'in ısrar etmesine fırsat bırakmadan giyindi.
"Gel Yelizciğim, arabam şurada. Görüşürüz arkadaşlar."dedi ve çok uzun tutmadan kolunu Yeliz'in omzuna dolayıp onu uzaklaştırdı.
Arkalarından bakmamı kesen şey Giray'ın sesiydi.
"Yeliz anlatsa daha iyi olur sanırım." Sanırım konuşmanın başını kaçırmıştım.
"Bana bak Giray. Gerginlik çıkarmak istemiyorum, olanların az çok farkındayım. Yeliz'i üzme be!" Giray tebessüm etti.
"Özür dilerim be kardeşim..." demesi Deniz'i sakinleştirmek yerine sinirlendirmişti. Ayaklandı ve Giray'a doğru yürüdü.
"Yeliz'i bir kez daha böyle görürsem, yemin ederim seninle görüştürmem! Sikerim seni Giray, çok pis sikerim." Giray'ın hiç sinirlenmemesi sanırım onu daha da sinirlendiriyordu. Ahu yerinden kalkıp Deniz'in kollarını tuttu.
"Yavrum gel sakinleş."dedi Ahu. Sesi biraz endişeli gibiydi.
"Deniz, olayı çok büyütmenin anlamı yok. Yeliz biraz duygusal bir patlama geçirmiş olmalı. Çok abartmayalı-" Deniz sözümü kesti.
"Abartırım Mina. Sadece arkadaşlık bağı yok bizim aramızda, kan bağı var. İkizim lan o benim... Onu o halde görmek beni nasıl üzüyor tahmin edebilir misin sen?" Duraksadım ben de.
"Edebiliyorum tabii ki. Yeliz düzelecektir ondan bahsediyorum. Atlatamayacağı şey mi Allah aşkına?"dediğimde az da olsa sakinlemişti. Şezlongda Ahu'nun yanına geri oturduğunda Ahu uzanır pozisyona geçti ve Deniz'i göğsüne yatırdı.
"Çok doğru bir zaman olmadı da, çıkıyoruz ya biz."dedi Ahu sıradan bir sesle. Gülmeden edemedim.
"Bilmiyorduk sanki, gerizekalı."
*****
Eve geçtiğimizde babam arkadaşlarıyla dışarıda olduğundan Poyraz rahat bir şekilde eve girmişti. Bu gece için de güzel bir otelde oda tuttuğunu belirtmişti bana. Hem de ikimiz için.
"Güzel bir yemek yeriz öncesinde. Ama ben buraları hiç bilmiyorum. O yüzdeeen-"
"Tamam tamam."dedim ve susması için dudaklarını öptüm.
"Biliyor musun? Yeni bir karar aldım."dediğinde kaşlarımı kaldırarak baktım ona.
"Ne kararı canım?"
"Artık geveze bir insan olacağım." Kıkırdayarak dudaklarına küçük bir öpücük daha bıraktım.
"Anneme Yeliz'de kalacağımı söyleyeceğim. Tamam mı?" Beni onayladı ve bavulundan şık kıyafetler seçti. Bunun üzerine ben de elbise giymem gerektiğini anlamıştım. Anneme hep beraber dışarı çıkacağımızı, oradan Yelizlere geçeceğimi söyleyecektim.
Güzel bir elbise seçiminden sonra Poyraz giyinmek için tuvalete geçti ve ben de hazırlandım. Sarı saçlarımı salık bırakıp güzel bir makyaj yaptım ve şekerli parfümümü sıktım.
Hazırlanmam bittiği sırada Poyraz gelmişti. Tam öpmek üzereydi ki elimi dudaklarının üstüne koydum.
"Rujumu yeni sürdüm, durrr..."dediğimde kıkırdadı.
"Çok güzel olmuşsun."dedi kollarını belime dolayıp beni iyice kendisine çekerken. Kıkırdadım.
"Annem gelir şimdi." Gülümsedi ve saçımı öptü.
"Anneciğim, yemek yapıyor." Kıkırdayarak yanaklarını sıktım. Tam o sırada açılan kapıyla bön anneme baktık. Annem bir kahkahayı patlattığında birbirimizden sonunda ayrılabilmiştik.
"Çıkmıyor musunuz diye bakacaktım."dedi gülerken.
"Baban gelir birazdan, çıkın çabucak."dediğinde onayladık. Çantamı alıp Poyraz'ın kolunu tuttum ve aşağı indik. Kapıdan çıktığımızda taksi duruyordu. Annemle vedalaşıp taksiye bindik.
Güzel bir lokantayı söylediğimde Poyraz gülümseyerek elimi tuttu. Şık bir restorana mo gidecektik Allah aşkına? Lokantalar ne güne duruyordu...
Çok sürmeden geldiğimizde parayı bölüşerek ödedik ve taksiden inip lokantaya geçtik.
"Tatlı bir yermiş."dedi gülümseyerek.
"Öyledir, lisede öğle aralarında hep buraya gelirdik."dedim duygusal bir gülümsemeyle.
"Oyyy, sen minnacık 10. sınıfken gelip burada tavuk pilav mı yiyordun?"dedi dalga geçerek. Kahkaha attım.
"Tabi oğlum, ben senin bildiğin kızlardan değilim."diye klişe bir söz söylediğimde o da güldü ve siparişlerimizi verdik.
Bu bolumu bi tik kisa tuttum cunku bi sonraki bolum icin aklimda guzel seyler var mmmhh mis
ŞİMDİ OKUDUĞUN
profiterol
Chick-LitBir kutuya bir çocuğa aşk dolu bakışlar atarken çocuk fileye doğru ilerledi. "Böyle kaçak şeylere bir daha bulaşmam haberin olsun. Afiyet olsun bu arada."dedi ve filenin o yırtık kısmından fırt diye dışarı fırladı.