Tekrardan bolumler azalabilir o yuzden simdi biraz yardiricam bakalim elimden ne kadar gelirse
Alarmın sesiyle uyandığımda gözlerimi ovuşturdum. Sanırım saat 5'ti ve biz uyuyalı 1,5- 2 saat olmuştu. Poyraz'ın kollarının arasından çıkıp doğrulduktan sonra etrafıma baktım ve kıyafetlerimi aradım.
Kenara bıraktığım kıyafetlerimi alıp giyinirken Poyraz'ı izliyordum. Minik aynasının karşısına geçip hafif bir makyaj da yaptım. 10 dakika sonra çalması gereken alarm çaldığında 10 dakikada hazırlandığım için içimden kendimi tebrik ettim ve Poyraz'ın yanına geri döndüm.
"Poyraaaaaaz."diye kulağına fısıldadığımda sırıttı ve gözlerini ovaladı. Elini belime attığımda giyinmiş olduğumu fark edip kaşlarını çattı.
"Hazırlandım ben. Hadi kalk sen de." Dudaklarıma minik bir öpücük bırakıp kalktı ve kilidi açıp odadan çıktı. Tuvalete gidiyor olmalıydı. Ben de Açelya ve Boran'ı uyandırmaya gittim.
Boran'ın odasına, salona ve mutfağa baksam da yoklardı. En sonunda balkona çıktığımda yerde oturmuş dışarıyı izlediklerini fark ettim.
"Çıkıyor musun?"dedi Açelya ayaklanırken.
"Biz de gelecektik."dedi Boran da ayaklanıp.
"Hazırlanın geliyorsanız. Poyraz da hazırlanıyor şimdi. Sonra çıkarız." Beni onaylayıp odaya geçtiklerinde ben de Poyraz'ın odasına döndüm.
Yatakta boş boş otururken kendimi yaklaşık 8 saat sürecek yolculuğa hazırlamaya çalışıyordum. Telefonumun ve kulaklığımın şarjlarını kontrol ettikten sonra son bir kez çantalarımı da kontrol ettim. Her şey tamdı.
Poyraz tuvaletten çıkıp yanıma geldiğinde hemen giyindi ve parfümünü sıktı. Yatağın önünde dizlerinin üstüne çöktüğünde gülümsedim. Ellerimi tutup öptü.
"Evlenme teklifi mi geliyor?"diye dalga geçtim.
"Gelmesini ister misin?"
"Olur. Gelmişken bir de babamdan istersin beni." Başını öne eğip gülümsedi ve dudaklarını birbirine bastırdı. Bu tatlı görüntü karşısında yanaklarını tuttum.
"Hep ararım seni, görüntülü veya normal. Gidince hemen anneme anlatmam lazım. Eminim seni sever." Gülümsemesi sanki daha büyüyebilecekmiş gibi büyüdü.
Kollarını belime doladığında altta kaldığı için başını da göğsüme yaslamıştı. Saçlarını öpüp kokladım.
"Çok değil ya 2 hafta."
*****
Çokmuş. 2 hafta cidden çokmuş. Günler geçmiyordu ki az olsun. Eski arkadaşlarımla buluşup biraz gezsem de onun dışında hep evdeydim.
Anneme daha Poyraz'dan bahsetmemiştim. Zaten geldiklerinde tanışırlardı. Yatağıma uzanıp tavanı izlerken Poyrazların gelmesine kaç gün kaldığını saydım. Daha 9 gün vardı. Zaman cidden geçmiyordu.
Çalan telefonumla yatağımdan kalktım ve çalışma masamdaki telefonu aldım. Poyraz arıyordu.
"Balımmm."diye açtığında gülmemi durduramadım.
"Gülüşe bak gülüşe. Yesinler gülüşünü."dedi cilveli bir sesle.
"Ne yapıyorsun yavrum?"dediğinde kendimi tekrardan yatağa attım.
"Yatıyorum. Birazdan lise arkadaşlarımla denize gideceğiz sanırım."
"Tamam. O sırada bana neler yaptığını anlat bakalım." Sesi epey neşeli olduğundan dolayı benim de keyfim yerine gelmişti.
"Dün liseden kızlarla bir kafede oturduk. Eve biraz geç döndüğüm için arayamadım."
"Hmm, kimlerle oturdun? Erkek var mı diye sormuyorum bu arada balım. Biraz konuşalım diye." Onaylayan mırıltılar çıkardım.
"Buse vardı. Lisedeki sıra arkadaşım. Sonraa... Yeliz vardı. Oya, Pınar ve Ahu da vardı. O kadardık işte."
"Bugün kimler geliyor?"
"Ahu ve Yeliz geliyor. Bir de Deniz, Giray ve Kerim."
"Tamam balımm. Bana fotoğraf falan atarsın. Haber ver bana olur mu?" Gülümsedim.
"Olur olur." Üstten mesaj geldiğinde duraksadım.
"Kerim alacaktı beni de. Hazırlanmamı söylüyor. Eve dönünce tekrar ararım yavrum olur mu?"
"Tabii ki! Eğlenmene bak güzelim. Geldiğimde tanışmak da isterim." Keyfi hiç bozulmadığı için gülümsedim. Nasıl davranması gerektiğini iyi biliyordu.
"Tamam. Şimdi kapatıyorum o zaman. Seni seviyorum."
"Ben de, ben de."
Telefonu kapadıktan sonra toz pembe bikinilerimi giyip kot şort ve bol eski bir tişört giydim. Önceden hazırladığım plaj çantamı da almak üzereydim ki aşağıdan sesler gelmeye başlamıştı.
"Hoş geldin Kerimciğim."diyen annemin sesiyle merdivenlerden aşağı indim.
"Görüşmeyeli bayağı oldu. Mina yokken de uğra arada." Kerim güldü.
"Ankara'da okuyorum ben Yasemin Teyze. Anca yazın gelebiliyorum." Benim aşağı indiğimi fark etmemişlerdi bile. Gidip su içtim.
"Ne okuyorsun oğlum?"
"Hukuk okuyorum." Annem beğeni dolu mırıltılar çıkarırken ben de mutfaktan çıkıp yanlarına varmıştım. Kerim dalgalı kumral saçlarıyla çoğu kızın ilgisini çekebilecek bir insandı. Uzun boylu ve yapılıydı da.
Ama biliyorsunuz, benim başım bağlı.
"Mina."dedi neşeli bir sesle kollarını iki yana açarken. Açtığı kollarının arasına girdim. Lisedeyken az peşimden koşmamıştı. Peşinde olan onca kıza rağmen peşimde olan biriydi. Bana göre enayilikti ama arkadaşlığımızı hiç bozmamıştık. Yine de bana şakasına yürürdü. Ya da şaka değildi bilemiyorum.
Kollarımı boynuna sardığımda yavaşça belimi okşadı.
"Çok güzelleşmişsin liseden beri. Görüşmeyeli çok oldu."dedi ayrıldığımızda. Gülümsedim.
"Evet. Sen de çok değişmişsin." Eskiden kürdandı bu çocuk. Kaslanmış.
Lisede peşimde koştuğunu bilsem de Kerim soğuk yapabileceğim biri değildi. Genelde her ağladığımda yanımda duran, bana destek çıkan nadir insanlardandı. Bana bir kötülüğü dokunmadığı için ona kötü davranamazdım. Üstelik arkadaştık.
Annemle vedalaştıktan sonra Kerim'in spor arabasına bindik.
"Ee özlemiş misin İzmir'i? Ya da beni?"dedi sırıtırken. Gülerek yanıt verdim.
"Özlemişim." Aslında tüm lise grubumuzu özlemiştim. Kerim, Yeliz, Giray, Ahu, ve Deniz.
Gülümseyerek birkaç saniyeliğine bana baktıktan sonra yola geri döndü.
"Bir şey sormak istiyorum. Yanlış anlama olur mu?" Merakla ona baktım.
"Anlamam." Şu ana kadar onca yanlış anlaşılacak şey yapmıştı. 1 sorudan ne olabilirdi ki?
"Erkek arkadaşın var mı?"dedi durgun bir sesle. Çok beklemediğim bir soru olduğundan duraksadığımda tekrardan lafa devam etti.
"Affedersin, birden özeline girmemem gerekird-"
"Var."diye cevapladığımda tekrardan bana baktı. Fakat bu sefer gülümsemiyordu. En sonunda buruk bir gülümsemeyle yola döndü.
"Ve özelime girmende sorun yok Kerim. Kaç yıldır tanışıyoruz sonuçta. Özelime sen girmeyeceksin de kim girecek?"dediğimde morali biraz da olsa yerine gelmiş gibi duruyordu.
"Sağ olasın be çiçeğim."dedi eski günlerdeki gibi. Düşündüm de... Sanırım 7 yıldır bir şey değişmemişti. Ben hala Kerim'in çiçeğiydim. En azından onun için.
Abi asiri icime sinen bi bolum oldu 1-2 bolume kaosu patlatirim mck
![](https://img.wattpad.com/cover/313315831-288-k126263.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
profiterol
ChickLitBir kutuya bir çocuğa aşk dolu bakışlar atarken çocuk fileye doğru ilerledi. "Böyle kaçak şeylere bir daha bulaşmam haberin olsun. Afiyet olsun bu arada."dedi ve filenin o yırtık kısmından fırt diye dışarı fırladı.