26. Bölüm

60 4 13
                                    

"Poyraz?"dedim gözyaşlarımın arasından. Kerim kim olduğunu anlamış olmalı ki kollarını benden çekti.

"Ne yapıyorsun sen burada?"dedim gözyaşlarımı silerken. Sesimden anlaşılıyordu sinirim.

"Erken geldim işte. Konuşmamız lazım."dedi kısa bir şekilde Kerim'e bakarak. Kerim ise ona elini uzattı.

"Mina'nın liseden arkadaşı ben. Kerim." Poyraz hafif bir gülümseme sundu.

"Poyraz. Mina'nın erkek arkadaşıyım." Bir şey demeden sadece ikisine bakıyordum.

Kerim bana baktı.

"Sanırım ben gitsem daha iyi olur şu an. Konuşacak şeyleriniz vardır."dedi ve kollarını iki yana açtı. Sımsıkı sarıldım.

"Üzme kendini çiçeğim." Kerim arabasına binip gittiğinde Poyraz'la baş başa kalmıştık.

"Kalacak yerin var mı?"dedim dik dik bakarken.

"Yazlığın anahtarı Boran'da."dediğinde gözlerimi devirerek evin kapısını açtım. Sokakta kalamazdı sonuçta.

"Yürü." Sırıtarak eve girdiğinde yüzsüzlüğü daha da sinirlendirmişti. Annemlere bir açıklama yapmam lazımdı.

"Yukarıda soldan 2. Annemlerle konuşup geliyorum." Beni başıyla onaylayıp merdivenlere yöneldi. Babam uyumuş olsa da annem mutfaktaydı.

"Anne. Bir şey demem lazım." Hemen başını bana çevirdi.

"Ne ara geldin kız?"dedi gülümseyerek. Ciddi olduğumu fark etmiş olmalı ki durdu.

"Söyle bakalım."

"Ama sakin kal." Kaşlarını çattı.

"Söyle Mina."

"Erkek arkadaşım bu gece buraya gelmiş. Belli bir şey değildi. Otel falan ayarlayamadığı için bugün kalsa olur mu?" Annem gözlerini kocaman açtı.

"Ne? Nerede şu an?"

"Az önce odama çıktı."

"Bir tanışsaydık be kızım."

Oflayarak Poyraz'ı aşağı indirdim. Tanışma faslının bu kadar erken olmasını beklemiyordum.

"Merhaba canım. Yasemin ben, Mina'nın annesi."

"Merhaba Yasemin teyze. Poyraz ben de, Mina'nın erkek arkadaşıyım.  Gerçi biraz kötü bir tanışma oldu kusura bakmayın. Sürpriz yapmak istemiştim sadece." Annem kıkırdadı. Poyraz hoşuna gitmiş olmalıydı.

"Sorun yok tatlım. Özkan görmeden çıksan iyi olur ama sabah. Bir de şey... Yatış işini nasıl halledeceğiz?" Poyraz'a fırsat bırakmadan yanıtladım.

"Yer yatağını açacağım anne. Beraber yatmayız zaten." Annem başıyla onayladı. Biraz daha oyalandıktan sonra yukarı çıkmıştık.

"Beraber uyusak?"dedi Poyraz somurtarak.

"Siktir git Poyraz. Neden geldin ki sen?" Yatağıma oturduktan sonra elimden tuttu ve beni kucağına oturttu. Dizlerimi yandan sarkıtıyordum.

"Anlatmama başka türlü fırsat vermedin çünkü.Ne oldu biliyor musun? Biz Boran'la kafeye gitmiştik. Boran tuvalete gittiğinde Elis oturdu. Ve sana yemin ederim hemen masadan kovdum."dedi yüzümü ellerinin arasına alırken. Olması muhtemel bir şeydi.

"Neden bana söylemedin Poyraz?"dedim sinirle.

"Sinirli civcivim benim. Tatilini boka çevirmek istemedim. Ama o sikik herif hemen fotoğraf atmış. Ekindir büyük ihtimal." Ofladım.

"Bana böyle şeyleri söylemeni istediğimi biliyorsun. Bundan önceki tartışmamız da bundan dolayı olmuştu." Yanağıma bir öpücük bıraktı.

"Yemin ederim tatilin bittiğinde söyleyecektim. Zaten son zamanların ful sınavla geçmişti. En azından tatilin kusursuz geçsin istedim. İstanbul'a döndüğüm gibi o herifi si-"

"Tamam Poyraz. Boşver şimdi. Uyumak istiyorum."dedim ve kucağından kalkıp gardıroptan yer yatağını çıkardım.

"Ben sensiz uyuyamıyorum ki..."dedi ve yavaşça kendini yatağıma bıraktı.

"Evime aldığıma dua et."dedikten sonra yer yatağını ayarladım. Oflayarak yatağımdan kalktı ve yer yatağına geçti. Ben de pijamalarımı giyip yatağıma yayılmıştım. Sabah babam girmesin diye ne olur ne olmaz da kapımı kilitlemiştim.

"Seni çok seviyorum Mina. Yalan söylemek istememiştim. Özür dilerim."diye fısıldadığında gözlerimin dolduğunu hissettim.

"Ben de seni seviyorum. Ama ilk değil bu Poyraz." Bir süre sessiz kaldı.

"Yemin ederim kötü bir amaçla yapmadım."diye kendini açıklamaya çalışırken sesinin titrediğini fark ettim.

"İyi geceler Poyraz."

"İyi geceler civciv."

*****

Babam erkenden çıktığı için annem Poyraz'ı kahvaltıya kalma konusunda ikna etmişti. Hatta ve hatta lise arkadaşlarımla plaja giderken bize eşlik etmesini de söylemişti.

"İşleri vardır anne."dedim anneme susması için bir bakış atarken. Annem ise beni ayıplayan bir bakış attı ve susmak zorunda kalan taraf ben oldum.

"İşim yok Mina. Gelirim. Zaten tanışmak istediğimi biliyorsun." Başımla onayladım ve kahvaltıya devam ettim. Telefonum çaldığında ikisi de bana dönmüştü. Kerim arıyordu.

"Efendim Kerim?" Annem duyduğu isimle kahvaltısına devam ederken Poyraz hala bana bakıyordu.

"İyi misin çiçeğim?"

"Evet evet, iyiyim. Baş ağrım azaldı ama hala var."diye son cümleyi imalı bir şekilde söylediğimde Poyraz'dan bahsettiğimi anlamasını ummuştum. Ki anlamıştı.

"Puşt herif ya..."diye söylendi.

"Neyse Mina'm. Barıştınız mı bari? Gerçi sanırım sen çok konuşamayacağın bir ortamdasın." Hafifçe gülümsedim.

"Annem ve Poyraz'la kahvaltı ediyoruz şimdi de. Çok sayılmaz. Sen ne yapıyorsun?" Diğer taraftan gülüşü duyuldu.

"Seni düşünüyordum. Dünkü halin aklımdan çıkmıyor. Lise 2'de 10 aylık ilişkinde aldatıldığında bile böyle ağlamamıştın." Kıkırdadım.

"Öyle oldu biraz."

"Senin için önemli biri olmalı."derken sesindeki neşenin azaldığını fark ettiğim için gülümsemem söndü.

"Sen de öylesin Kerim. İsimlendirilmesi aynı olmayabilir belki ama. Önemlisin yani." Dediğim şeyle annem de bana dönmüştü. Poyraz'ın ise kaşları çatılmıştı.

"Sağ ol çiçeğim. Hadi sen kahvaltını et, 15-20 dakikaya almaya geliyorum seni. Plaja gideceğiz grupla."

"Tamam, Poyraz da geliyor."

"Tamam. Afiyet olsun hadi, seviyorum seni." Gülümsedim. Bir insan liseden beri bu kadar mı değişmezdi? En azından bana karşı.

"Sağ ol Kerim. Ben de seni seviyorum, görüşürüz." Poyraz tabağındaki omletle oynamaya başladığında gerildiğini hissetmiştim ama sallamamıştım. Annem açıklamaya girdi.

"Kerim liseden arkadaşı da. Çok yakınlardı valla. Sevgili sanardık da Mina nasıl sinirlenirdi. Maşallah ilişkileri hiç bozulmadı." Poyraz kibar bir gülümsemeyle onayladı annemi.

"Dün tanıştık kendisiyle zaten."dedi ağzına bir peyniri zorla atarken.

"Aa, ne ara?"

"Dün beni Kerim bıraktı da anne. O sırada Poyraz geldi." Annem başıyla onayladı.

"Ne diyor Kerim?"

"Almaya gelecekmiş, plaj için." dedikten sonra sofradan kalkıp masayı da toplamaya başladım.

"Gidip mayonu giy Poyraz." Beni başıyla onaylayıp masadan kalktı ve merdivenlere yöneldi. Sinirli gözüküyordu.

profiterol Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin