profiterol

55. Bölüm

Kucağımda Yağız'la mutfağa geçtiğimde Poyraz gülerek ikizlerle konuşuyordu. Kapıdaki beni gördüğünde gülümsedi.

"İkizler seviyor diye soslu makarna yapmıştım, pesto soslu isteyeceğini düşünerek sana biraz sade ayırdım. Nasıl istersin?"dediğinde gülümseyerek yanına gittim ve yanağını öptüm.

"Pesto soslu." Gülümsedi ve makarnaları tabakalara koyup herkesinkini hazırladı. Ben kendi tabağımı alırken ikizler de kendi tabaklarını almış peşimden geliyorlardı.

Salondaki yemek masasına otururken Yağız hala kucağımdaydı. Poyraz kollarını uzattı.

"Ver civcivim, sen rahatça yemeğini ye." Başımı iki yana salladım.

"Rahatım böyle." Elif merakla Poyraz'a döndü.

"Poyyaz dayı?"dediğinde Poyraz gülümseyerek baktı ona. Dayı denmesi çok hoşuna gidiyordu keratanın.

"Efendim kuzum?"dediğinde kıkırdadım. Yaşlanıyordu bu çocuğun ruhu.

"Sen neden yengeme civciv diyorsun? Normal bir insan o da." Poyraz'ın gülümsemesi büyüdü ve o güzel gözleri bana döndü.

"Bilmem ki, civcive benzetiyorum sanırım. Ayrıca ben civcivleri çok severim, küçükken bir sürü civcivim vardı." Gözlerine bakarken gülümsemem genişledi.

"Mina'yı da mı çok seviyorsun Poyyaz?"dedi Emre sırıtarak.

"Evet."dedi Poyraz bakışlarını benden çekmeden.

"Civcivlerden daha çok seviyorum."demesiyle güldüm.

"E bir zahmet."dediğimde o da gülmüştü. Makarnalarımızı yedikten sonra Yağız'ı Poyraz'a bırakıp bulaşıkları yerleştirdim ve etrafı toparladım.

İş paylaşımı denen şeyi bulan kimse gelsin alnından öpecem.

Salona döndüğümde ikizler uykusuzluktan ölecek gibi etraflarına boş boş bakıyorlardı. Poyraz, Yağız'ı kucağıma bıraktı.

"Ben ikizleri giydirip yatırayım, gelin veletler."diyerek merdivenlerden çıktığı sırada ikizler de peşinden koşmuştu.

İkizlerin yatabileceği yer olmadığından bizim aramıza yatıracaktık. Poyraz'ın gelmesini beklerken Yağız'ı öptüm.

"Annecim bence ikizleri senin beşiğe tıkalım sen ortamızda yat."

"Ayıp ediyorsun."diyerek yanıma oturdu Poyraz. Ne ara gelmişti bu?

"Şu tüm işler bittikten sonraki rahatlığı çok seviyorum. Karım, oğlum oturuyoruz. Mis ya."dedi ve beni çekip göğsüne yatırdı. Yağız da kucağımda oturuyordu.

Alnımı öptü.

"Ver ben yatırayım Yağız'ı." Başımı iki yana salladım.

"Sen bayağı yoruldun. Yarın işe gideceksin zaten. Ben yatırırım."

"Mi-"

"İtiraz yok."dedim ve susturmak için dudaklarına kısa bir öpücük bıraktım.

"Biraz şurada ikimiz oturalım mı Yağız uyuduktan sonra?" Başımla onayladım ve kucağımda Yağız'la ayaklandım.

"Gel bakalım uykucu şirin..." Merdivenlerden çıkarken onu kucağımda hoplatıyordum ve o tatlı kahkahalarını atıyordu. Sıkıca sarılıp yanağını öptüm ve beşiğine yatırdım.