Bu bölümü biraz Açelya ve Boran bebeklerime ayırıyorum çünkü onları daha samimi buluyorum yani bilemedim
Arabada oturmuş Boran'ı izlerken elim bacağımdaki Boran'ın elinin üstündeydi.
"Dikkatimi dağıtıyorsun."dedi elini yavaşça bacağımda hareket ettirirken. Kıkırdadım.
"Bir şey yapmıyorum."dedim gülümserken.
"Emin misin buna?"dedi o da gülümseyerek.
"Hıhı..."diye mırıldandığımda sırıttı. Hamburgercinin önünde durmuştu.
"Alıp geliyorum bebeğim, burda bekle." Arabadan indiğinde başımı arkaya yaslayıp sırıttım. Mekan camlı olduğu için sipariş verirken ki sakinliğini izliyordum. Oysaki ben her sipariş verişimde hata yapan veya yanlış söyleyen bir insandım.
Siparişleri beklerken içeri giren kediyi sevmeye başlamıştı. Kedi kendini yere attığında Boran gülümsemeye başladı. Fakat birden kafasını kaldırdığında göz göze geldik. Gülümseyerek onu izlediğimi görünce duraksasa da kocaman sırıttı ve bana öpücük attı. Ona bakan kızın bakışlarının beni bulduğunu anlamıştım. Ben de ona bir öpücük attım.
Sırıtarak paketleri aldı ve kediyi son kez sevip dışarı çıktı. Paketleri arka koltuğa bıraktıktan sonra yanıma oturdu. Bakışlarımı hala ondan ayırmıyordum.
"Ne güzel izliyorsun sen öyle." dedi ve dudaklarıma bir öpücük bıraktı. Kıkırdadım.
"Nereye gitmek istersin?" Hep çiftlik evinde olduğumuz için biraz farklı bir yer istemiştim.
"Sahile gidelim mi?" Beni başıyla onaylayıp arabayı çalıştırdığı sırada elini vitesten kaldırdığı gibi havada kapmıştım. Gülmeye başladı.
Elini bacağıma yerleştirdiğimde gözlerini 1-2 saniyeliğine yoldan çekip bana baktı ve sırıttı. Bacağımı sıktığında ben de sırıttım.
Sahil zaten buraya çok uzak olmadığından kısa sürede gelmiştik. Hamburgerlerimizi alıp masalı bir banka geçtik ve yan yana oturduk.
Büyük bir açlıkla hamburgeri ısırdığımda burnumun ketçap olmasıyla Boran kahkaha attı.
"Sakin ol."dedi ve burnumdaki ketçabı parmağıyla sildi.
"Çok acıkmışım."dedim ve bir ısırık daha aldım.
"Ben de çok acıkmışım."diyerek o da hamburgerini ısırdı.
"Tatlı almadım, seni yemeyi düşünüyorum."dedi hamburgerini bırakıp bana bakarken. Sırıtırken bacağımı bacağının üstüne attım. (bu olay cok hos bi sey...)
"İzin veriyor musun?"dedi bir elini bacağıma indirirken. Kıkırdayarak başımla onayladım ve hamburgerime devam ettim.
Hamburgerlerimiz bittikten sonra arabada oturmaya karar vermiştik. Arka kapıyı açtığında sırıtmamı engelleyemedim.
"Fesat. O yüzden değil ya, libido."diye söylendiğinde kıkırdayarak arka koltuğa geçtim. Anında üstüme eğilerek bir öpücük bıraktı.
"Masum öptüm bak."dedi ve kollarını etrafıma doladı. Gülümsemem iyice büyürken beline sarılıp başımı göğsüne yasladım. Çenemden tutup başımı kaldırdı ve burnumu öptü.
"Öpmeye doyamıyorum resmen. Burna bak fındık kadar." Gülmeye başladığımda dudaklarımı da öptü.
Ayrılmasına izin vermeden elimi ensesine koyduğumda gülmeye başladı.
"Cidden arka koltukta mı?"
"Sevişmiyoruz ya."diye homurdanıp ondan uzaklaştım. Gülerek yanıma yaklaştı ve ufak bir baskıyla uzanmamı sağladı.
"Yerim seni."
"Ye."dedim tripli bir ses tonuyla.
"Ham yaparım ama."
"Yap." Gülmeye başlayarak yüzünü boynuma gömdüğünde gülümsedim. Yavaşça bacaklarımı kaldırıp tamamen yatar pozisyona geçtiğimde sırıttı.
"Yapalım istersen."
"Ya bir git."dedim yüzünü itlemeye çalışarak. Büyük bir kahkaha attı.
"Öpeyim mi peki?"dedi dudaklarını bükerek. Ellerimi sırtına koydum. Tam öpmek üzereydi ki kafamı yana çevirdim.
"Öpme." Hayal kırıklığıyla dudaklarını iyice büktüğünde gülmemek için kendimi zor tutuyordum.
"Neden?"
"Cidden arka koltukta mı?"diye söylediği cümleyi tekrarladığımda sırıttı.
"Benim için sorun yok bebeğim. Her yer olur bana."dedi ve beklemediğim anda dudaklarımızı birleştirdi. Daha fazla trip atamayacağımı bildiğim için kollarımı boynuna sıkıca sardım.
Ayrıldıktan sonra çeneme sulu bir öpücük bıraktı.
"Iyyyyy Boran."dedim ve çenemi sildim.
"Ayıp ediyorsun ya."dedi kırılmış bir şekilde. Gülerek saçlarını karıştırdım.
"Dalga geçiyorum yavruşum." Tribine devam ederek üstümden kalkmaya çalıştığında bacaklarımı beline doladım.
"Ooo, Açelya Hanım?"dedi kıkırdarken.
"Cidden arka koltukta mı?"
*****
Yurda girip merdivenlerden çıkarken sırıtmamı yüzümden silemiyordum. Arabada oturmak dışında bir şey yapmasak bile beni aşırı mutlu ediyordu.
Odaya girdiğimde sırıtarak tavanı izleyen Mina'yla karşılaşmayı beklemiyordum tabii.
"Ne sırıtıyorsun, katır?"dediğimde bile bana çok dikkat vermedi.
"Sen her gün sırıtmasını biliyorsun, çok konuşma."derken sırıtması hala yüzünden silinmemişti. Baya korkunç gözüktüğü için gözlerimi ondan çekip aynaya yönelttim.
"Yazın İzmir'e gidecek misin?"dediğimde sırıtması bozulmuştu.
"Evet. 2-3 hafta." Dudak büktüm.
"Çokmuş." Onun da yüzü düşmüştü. Bunu farkettiğim için düşünmeye başladım. Aniden gelen fikirle gülümseyerek yatakta yanına oturdum.
"Ne yapalım biliyor musun?" Merakla bana baktı.
"Ben Boran'ı ikna ederim. 1 hafta ailenlerle kalırsın, 1-2 hafta da biz İzmir'e geliriz. Poyraz da tabii ki." Sırıtarak yerinde doğruldu.
"Çok iyi olur."
"Bence de canım. Şu an zaten okulun bitmesine kalmış 1 buçuk hafta. Vur kafanı uyku, düşünme böyle şeyler. Yarın da Poyraz'la bunu bir konuş." Bana bir öpücük atıp yorganının altına girdi. Ben de üstümü değiştirip yatağa geçmiştim.
"Az kalsın sevişiyorduk." Minik bir çığlıkla yattığım yerde doğruldum.
"Ne?"
Kahkahası duyuldu. Bu kız o yüzden psikopat gibi sırıtıyordu.
"Allah'ın belasısın sen."
"Öpücük bebeğim, uyu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
profiterol
Chick-LitBir kutuya bir çocuğa aşk dolu bakışlar atarken çocuk fileye doğru ilerledi. "Böyle kaçak şeylere bir daha bulaşmam haberin olsun. Afiyet olsun bu arada."dedi ve filenin o yırtık kısmından fırt diye dışarı fırladı.