"sen geçince,
semtimi sever gibiyim."🪐
Atlas Ömer'den
Kitaplıkların arasında durup, rafta ki en kalın kitabı elime aldım ve birkaç satırına göz gezdirdim. Kitap da ilgimi çeken herhangi bir satır olmamasına rağmen birkaç dakika ilgimi çekmeye yetmişti ama tabii ki bu benim için çok fazlaydı. Bakışlarımı kitaptan kaldırıp, kütüphane nöbetçisinin masasına kurulan Çağan'a çevirdim.
"Hala neyi bekliyoruz?" diye sordum sabırsızca ve kitabı yerine bırakıp, yanına ilerledim.
"Naz'ı bekliyoruz dedim ya, oğlum?" dedi Çağan telefonundan başını kaldırmadan.
"Naz kim ve ne zaman öyle bir şey dedin?"
"Senin kafa hepten uçmuş." dedi Çağan keyifle.
"Sayende."
Çağan'ın oturduğu masaya yakın bir sandalyeye oturdum ve telefonumu cebimden çıkartıp, mesaj gelip gelmediğini kontrol ettim. Ama bugün Bir Kadın'dan mesaj yoktu, en son kendisi bana laf soktuğu için de benim yazasım gelmiyordu. Aslında tamamen bahane ama neyden neyi bahane ederek kaçıyordum bilmiyordum ama işime geliyordu.
Bunu itiraf etmek çok zor ama ona karşı bağlandığımı düşünüyorum ve bu beni delirtiyor. Şimdi bile ondan bir mesaj gelip gelmediğini kontrol ediyor oluşum bir delilikti. O yasak elmaydı ve benim ondan uzak durmam gerekiyordu. Dengelerin yerinde durması için.
Onu sevmiyorum ama alışıyorum.
Bu iyi değil.
Kütüphanenin kapısı bir hışımla açıldığında Çağan'da bende telefonlarımızdan başımızı kaldırmış gelen kişiye bakıyorduk. Günün ilk saatleri olduğundan sebep kütüphanede bizden başka kimse yoktu ve tahminimce şu an saçı başı sırılsıklam olmuş, kumral kız Çağan'ın bahsettiği Naz'dan başkası değildi.
"Ananı avradını dondum." dedi kız hızlıca yanımıza gelirken.
"Noldu lan bu tip ne?" dedi Çağan oturduğu yerden kalkıp kıza yerini verirken. Naz, Çağan'a öldürecek gibi bakarken ben uzaktan ikisini izliyordum.
"İnanır mısın, kasım ayında birden yağmur yağdı.. Kaldık tüm ülke mal gibi!" dedi Naz sinirle. Islanan ceketini çıkartıp çantasından küçük bir atkı çıkarıp saçlarını kuruladı.
"Anladık, Bahtsız Bedevi'liğin tutmuş." Naz, gözleriyle Çağan'ı dövecek gibi baktığında Çağan birkaç adım geri durdu. Naz saçlarını kuruturken etrafa göz gezdirdiğin de fark etmişti beni ama bir şey demek yerine işine odaklanmaya devam etti.
"E arkadaşın da geldiğine göre neymiş şu konuşacağın önemli konu?"
Naz, saçlarını kurutmayı bir kenara bırakıp dikkatini Çağan'a verdi. Çağan'sa yüzüne yayılan kocaman gülümseme ile bir bana bir Naz'a bakıyordu.
"Konu, Asel."
"Al işte," diye sitem ettim ve ellerimi ensemde toplayıp dikkatimi Çağan'a verdim. "Ben biliyordum, başıma buna geleceğini."
"Sanki adam öldürcem dedim, tepkiye bak." diye sitem etti Çağan.
"Aynı şey." diye mırıldandım ama kimse duymamıştı.
"Ne yapacağız Asel'e anlamadım?" dedi Naz ilgiyle.
"Çıkma teklifi edicem." dedi Çağan gururla ve ortamda birkaç saniye ölüm sessizliği yayıldı. Ardından Naz'ın kocaman kahkahası yankılandı. Bu durum karşısında yüzüme küçük bir gülümse yayılsa da çabucak silindi ama aynı durum Naz için geçerli değildi. Neredeyse üç dakika aralıksız gülmeye devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Müzik Kutusu | Texting
Teen Fiction*TAMAMLANDI* 0598***: Anlamam nedenini üzmüşler bebeğimi... Ömer: Efendim? 0598***: Yok bir şey. 0598***: Ömer bugünü not al, yaşamaya ve müzik dinlemeye bugünden sonra başlayacaksın. 0598***: Çünkü seni öyle bir sevicem ki, bana değilse bile san...