M.K - 52

4.2K 264 69
                                    

"hiç bitmez bu masal,
ben yazar ben yaşarım."

🪐

Naz'dan

"Buyurun Naz hanım," dedi Ömer ve elinde ki bitki çayını bana uzattı.

"Kahve almayacak mıydın?" diye sordum şaşkınlıkla. Ömer bir süre, konuşmadı ve sakince yanıma oturdu.

"Yavrum hastasın ya, kahve içmek yerine bitki çayı içmek daha iyi olur diye, düşündüm." dedi rahat bir tavırla. Gözlerimi devirdim ancak Ömer'in pek umurunda olduğunu sanmıyorum.

"Keşke bana da sorsaydın." dedim, huysuz bir tavırla. Ömer gülümsedi ve arkasına yaslandı.

"Sen dua et bugün okula gelmene ses etmedim." dediğin de kahkaha atmak istesem de sustum.

Dört gün önce birazcık üşüttmüştüm ve Ömer biraz fazla üstüme düşmüştü. İlk başta hoşuma gitmişti ancak sonrasında bunalmaya başlamıştım. Sürekli mesaj atıyor, nerede, nasıl olduğumu soruyordu veya daha da fenası görüntülü arıyordu. Hastayken kimse güzel görünmezdi, bu yüzden sürekli beni arayıp sorması çok yorucu oluyordu. Neyse ki bugün zorla da olsa okula gelebilmiştim. Ömer'e okula gelmek istediğimi söylediğim de tam iyileşmediğimi ve evde kalmamın daha iyi olacağını söyledi. Ancak ben tabii ki de buna karşı çıktım ve zorla da olsa kendisini iyi olduğuma ikna etmiştim. Daha sonrasında bir saat kadar sürede annemi ikna etmek zorunda kalmıştım. Neyse ki annemi ikna etmek, Ömer'i ikna etmekten daha kolaydı.

Bitki çayımdan bir yudum aldığım da en azından vişneli olduğu için mutlu olabilirdim. Bir kahve etmese de, idare ederdi.

"Merhabalar," dedi yanımıza gelen Asel. Bakışlarımı ona çevirdim ve kocaman gülümsedim.

"Merhaba, hoş geldin. Gel otur, ayakta kalma." dedim heyecanla. Asel bana şaşkınlıkla bakarken, Ömer sadece gülümsedi ve gözlerini devirdi.

"Naz iyi misin?" diye sordu Asel. Asel'in kolundan tutum ve diğer yanımda ki sandalyeye oturmasını sağladım. Asel benden cevap alamayınca Ömer'e döndü. "Nesi var bunun?"

"Bir şey yok benden bıktı sadece." dedi Ömer. Gözlerim faltaşı gibi açıldı ve şaşkınlıkla Ömer'e baktım, dediği doğru olabilirdi ama böyle hemen söylemeye ne gerek vardı canım?

"Aşk olsun, senden neden bıkayım ben sevgilim. Sadece Asel'i özledim." dedim, yalan olduğunu ikisi de biliyordu ama ses etmiyorlardı.

"Geçen gün de babamı özledim, diye telefonu suratıma kapattın? Bence başka bahaneler bulman lazım güzelim." dedi Ömer, kahvesinden bir yudum almadan evvel. Bakışlarımı Ömer'den kaçırdım ve bu süre zarfında kendimi haklı çıkaracak bir şeyler bulmaya çalıştım ancak hiçbir şey bulamadım. Bakışlarımı tekrardan Ömer'e çevirdiğim de gülümsemesi genişledi. "Ne oldu, bir şey bulamadın mı?"

"Bulamadım," dedim dürüst bir şekilde. "Aman ne var ya, sende o kadar darlamasaydın canım aaa!"

"İstediğin kadar söylen Naz'ım, hiç pişman değilim." dediğin de, birden kızgın tavanın üzerine atılmış yağ gibi eridim. Dört gündür arada Naz'ım diye sesleniyordu ve istemeden içimi bir mutluluk kaplıyordu.

Yüzümde küçük bir gülümseme belirdi ancak Asel konuşunca kendimi toparladım ve kendisine döndüm.

"Ben hiçbir şey anlamadım vallaha. Naz, neden senden bıktı ki?" dedi Asel merakla.

"Boşver, önemsiz konular." dedi Ömer aynı rahatlıkla. "Sen nasılsın?"

"İyiyim," dedi Asel ve göz ucuyla bana baktı. "Sizler nasılsınız? Hülya teyze nasıl oldu? Gelemedim ziyaretine."

Müzik Kutusu | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin