"vurgunum sana,
bir mahkum gibi."🪐
Atlas Ömer'den
"Beynim erimeye başladı artık."
Çağan'ın sitemine bıyık altından güldüm ve bakışlarımı duvarda ki saatten çekip ona döndürdüm. "Tam olarak hangi beyinden söz ediyorsun?"
"Ayıp," diye beni kınadı Çağan yalandan kırılmış bakışlarla. "Senden bunu hiç beklemezdim."
"Yalan söyleme en çok benden beklerdin." dedim keyifle.
Çağan cevap vermek için dudaklarını aralamıştı ki zilin çalmasıyla sustu ve sabırla öğretmenin sınıftan çıkmasını izledi. "Şükür Yarabbi! Bir an hiç bitmeyecek sandım."
Çağan'ın abartılı sevincine sadece göz devirmekle yetindim ancak içten içe bende onunla aynı sevinci yaşıyordum. Matematik günün her hangi bir saatinde çekilecek bir dert değilken sabahın köründe asla çekilmiyordu. Üstelik matematik öğretmeniniz emekliliğine sayılı günler kalmış ama bunu bir türlü kabul etmeyen, kuralcı ama aynı zamanda unutkan bir erkek öğretmenken hiç çekilmiyordu.
"Hadi ben kaçtım." diyen Çağan'a döndüm.
"Nereye?"
"Asel'in yanına tabii ki de."
"İyi bekle bende geliyorum." dediğim de Çağan kısa süre bakışlarını kısıp yüzümü incelemeye başladı. "Ne var?"
"Sende bir haller var."
"Ne saçmalıyorsun?"
"Hayırdır? Kaç zamandır Asel'in yanına gidiyorum diyorum, sesin çıkmıyor yetmezmiş gibi benimle geliyorsun?" dedi ve sonra endişeyle elini alnıma koydu. "İyi misin kardeşim? Bak doğruyu söyle, ben senin hep yanındayım. Senin için her şeyi yaparım bak."
"Boş yapma Çağan ve yürü, gidelim." dedim alnımdaki elini iterken.
Çağan pişmiş kele gibi sırıttı ve oturduğu yerden ayağa kalkıp sınıftan çıktı, bende ardından. Çağan da farkındaydı Naz için sürekli oraya gittiğimin ama sürekli benim ağzımdan duymak için abuk subuk hareketler yapıyordu.
Nazların sınıfının önüne geldiğimiz de içeriye girmek yerine kapının önünde yanımıza gelmelerini bekledik ancak Asel tek başınaydı.
"Naz nerede?" diye sorduğum da Asel bilmem dercesine omuz silkti.
"Daha gelmedi, derste mesaj da attım ama geri dönüş yapmadı." diyen Asel ile kaşlarım merakla çatıldı.
"Gelir ya, kesin uyuyakalmıştır o mal." dedi Çağan.
"Kesin," dedi Asel. "Biz kantine inelim o da gelir zaten."
Çağan ve Asel önden ilerlerken bende arkalarından yürüdüm ancak bir yandan da Naz'ın nerede kaldığını deli gibi merak ediyordum. Telefonumu cebimden çıkardım ve Naz'ı arayacaktım ki Asel'in sesi ile durdum.
"Naz değil mi o?"
Asel'in bakışlarını takip ettiğim de karşılaştığım manzara karşısında tüm bedenimin yanmaya başladığını hissettim.
"Tolga değil mi yanında ki?" dedi Çağan hem şaşkın hem de sinirli bir sesle.
Tolga, Gökçe'nin kuzeniydi ve kendisiyle uzun zamandır süren bir düşmanlığımız vardı. Geçtiğimiz ay da, bunu resmiyete kavuşmuştur ve çok büyük bir kavga etmiştik. Zaman zaman karşıma çıkıp beni rahatsız etmekten geri durmasa da son zamanlarda kendisini görmediği için mutluydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Müzik Kutusu | Texting
Fiksi Remaja*TAMAMLANDI* 0598***: Anlamam nedenini üzmüşler bebeğimi... Ömer: Efendim? 0598***: Yok bir şey. 0598***: Ömer bugünü not al, yaşamaya ve müzik dinlemeye bugünden sonra başlayacaksın. 0598***: Çünkü seni öyle bir sevicem ki, bana değilse bile san...