"bu kız bana güzel
hayaller gördürür."🪐
Naz'dan
Tam spor salonundan çıkmak üzeriydim ki beden öğretmenin seslenmesiyle durmak zorunda kaldım.
"Naz, bir bakar mısın?" dedi.
"Tabii hocam, bir şey mi oldu?" diye sordum merakla. Umuyorum ki zamanında Ömer'in kendi dersini gasp etmesinin hesabını bana sormazdı.
"Birazdan burada basketbol maçı olacak, karşı okulun öğrencileri gelecek," dediğinde rahat bir nefes aldım. "Onları karşılayabilir misin, benim ufak bir işim var da."
"Tamam." diyebildim sadece. Beden öğretmeni yanımdan ayrılırken Asel merakla yanıma geliyordu.
"Hadisene sınıfa gidelim, ne bekliyorsun burada?" diye sordu.
"Birazdan basket maçı olacakmış, karşı takımın öğrencilerini buraya getirmemi istedi Murat hoca."
"Neden sen?" dedi Asel huysuzca. "Dur bende seninle geleyim."
"Gel, gel." dedim imayla. Asel ile birlikte spor salonundan çıkıp okul kapısına doğru ilerledik. Diğer dersimiz beden olduğu için diğer derse yetişebilir miyiz, telaşı olmadan bekliyorduk. Yaklaşık on dakika sonra okulun önünde duran minibüs ile yaslandığım duvardan ayrılıp, minibüsün yanına doğru yürüdüm.
Öğrenciler -ki kendilerine öğrenci demek bana ve tüm liselilere haksızlıktı- teker teker inerken küçük bir şaşkınlık yaşadım. Göz ucuyla Asel'e baktığımda Asel'in de benden pek farksız olduğu söylenemezdi.
"Merhabalar, beni Murat hoca gönderdi. Size spor salonuna kadar ben eşlik edeceğim." diye kibar kibar kendimi açıklarken biri dışında hepsi olumlu anlamda başını salladı.
"Bir huriyle karşılacağımı bilseydim buraya gelmek için bu kadar huysuzluk etmezdim." Çocuğa sert bakışlarla bakmak için hazırlanmıştım ki çocuğun bakışlarının Asel'e dönük olduğunu görünce rahat bir nefes aldım ve önden yürüyüp spor salonuna kadar eşlik ettim. Asel'in benim yanımda olması gerekiyordu ama kendisi birden bire kaybolmuştu.
"Burada hazırlanabilirsiniz, Murat hoca birazdan gelecek. O size yardımcı olabilir."
"Biz memnunduk aslında." dedi aralarında en uzun olanı, yüzünde beni asla etkilemeyi başaramayan o çapkın gülümsemesiyle.
"Daha da memnun olmak ister misin!?" Arkamdan gelen sinirli sesle bakışlarımı Ömer'e çevirdim ve keşke sadece sesi sinirli çıkmış olsaydı. Yüzü de, kırmızı görmüş bir boğadan farksızdı.
"Sen mi memnun edeceksin?" dedi çocuk. Tam bir cahil cesaretiydi ama bunu benim söylememe gerek kalmadan kendisi anlardı elbet.
Ömer sinirle güldüğü sırada, karşı takımın oyuncularından biri bana yaklaşıp, "Senin şu anda aralarına girip bu gerilime son vermen gerekmez mi?" diye sordu.
"Ne münasebet, onu arkadaşın bana asılmadan önce düşüncekti." dediğim de Ömer beni duymuş olacak ki bu sefer ikisine birden sinirle baktı ve tam üzerlerine yürüyecekti ki, Murat hocanın sesiyle duraksadı.
"Ne oluyor!?" diye sordu.
"Öğrenciniz-" diye söze başlayan uzun çocuğun lafını kestim.
"Bir şey yok hocam, dediğiniz gibi arkadaşlara salonu gösterdim. Bizde şimdi gidiyorduk."
Murat hoca pek inanmasada üzerinde durmadı. "Tamam, Naz sınıfın yoklamasını al."
"Tamam hocam." Spor salonunda çıkarken, Ömer'in kolundan tutup zorla çıkarttım. "Sen ne yapıyorsun ya, oldu olacak tüm herkesin içinde çocuğun ağzını yüzünü dağıt!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Müzik Kutusu | Texting
Teen Fiction*TAMAMLANDI* 0598***: Anlamam nedenini üzmüşler bebeğimi... Ömer: Efendim? 0598***: Yok bir şey. 0598***: Ömer bugünü not al, yaşamaya ve müzik dinlemeye bugünden sonra başlayacaksın. 0598***: Çünkü seni öyle bir sevicem ki, bana değilse bile san...