M.K - 54

3.1K 215 56
                                    

"güzellinden biriktir,
öldüm derken diriltir."

🪐

Naz'dan

Her sabah olduğu gibi bu sabahta okula gitmek için hazırlandım, sevdiğim bir şarkıyı açtım ve okula gitmek için yola koyuldum. Bu ana kadar her şey çok normaldi, ta ki kedilerimi beslemek için parkın yakınlarına geldiğim de karşılaştığım boşluk ile duraksama anıma kadar her şey normaldi. Neredeyse bir ay geçmişti kedilerimin gidişinin üzerinden ama hâlâ alışabildiğim söylenemezdi.


Yüzümde buruk bir gülümsemeyle kedilerim için hazırladığım boş yuvaya baktım, bir süre. Ardımda duyduğum sese kadar.

"Günaydın, Naz."

Derin bir nefes aldım ve istemeye istemeye de olsa bakışlarımı Öykü'ye çevirdim. Öykü her zaman ki yüz ifadesinin aksine fazlasıyla soluk görünüyordu. Her ne kadar bu duruma şaşırsamda belli etmedim.

"Günaydın Öykü, görüşürüz Öykü." dedim ve kendisini dinlemeden gitmek için hareketlenmiştim ki Öykü'nün kolumdan tutması ile acıyla derin bir nefes verdim.

Öykü hızla elini çekti. "Bir şey yapmadım." dedi telaşla. "İyi misin?"

"İyiyim," dedim şaşkınlıkla. Öykü aylardır geçmek bilmeyen morluklarımın tam üzerine bastırdığı için canım acımıştı ama bundan daha önemli mesele, Öykü'nün bu denli ilgili olmasıydı.

"Özür dilerim."

"Sorun değil," dedim ve hızla kendimi toparladım. Bir süre Öykü'yü inceledim. "Sen benimle bir şey mi konuşmak istiyorsun?" diye sordum ve tahammülsüz bir tavırla konuşmaya devam ettim. "Eğer yeniden, yok Atlas beni seviyor, gibisinden saçmalamaya başlayacaksan cidden hiç vaktim yok. Sen kendi kendine konuş benim arkamdan olur mu?"

Öykü gözlerini devirdi ve boğazını temizledi. "Hayır... Gerçi bende tam olarak ne konuşmak istediğimi bilmiyorum."

"Anlamadım?"

Öykü bir süre sustu ve bir şey demedi, daha sonrasında yüzünde küçük içten bir gülümsemeyle yüzüme baktı ve konuşmaya başladı. "Ben kendimi çok küçük düşürdüm son zamanlar da. Yapmam dediğim ne kadar şey varsa yaptım. Dışarıdan ne kadar ucuz biri gibi göründüğümü biliyorum ama inan benim de kendimce haklı sebeplerim vardı."

"Haklı sebepler mi? Öykü sen resmen bile isteye Ömer ile benim arama girmeye çalıştın? Hangi sebep seni bunu yapmaya itebilir ki, üstelik Ömer bir kere bile sana umut verecek bir şey yapmamışken?" dedim, sinirle değilde daha çok kendisini anlamak için sakin bir tavırla.

"Dışarıdan düşündüğümden daha rezil görünüyormuşum." Başımı olumlu anlamda salladım. "Çağan hâlâ Atlas'ın, pardon Ömer'in bana karşı hisleri olduğunu düşündüğünü söyleyip durdu. Çantasında bize dair hatıralar sakladığını da söyleyince sandım ki.."

"Ömer hâlâ sana karşı bir şeyler hissediyor, sandın." diye tamamladım, Öykü'yü. Çağan'ın neden bunu yaptığını az çok anlayabiliyorum. Asel ile arası bozulmuştu ve Ömer ile benim de ayrılmamı istiyordu. Böylece Ömer hem benim, hemde Asel'in yanından uzak olacaktı. Kendince böyle bir şey düşünmüştü ama ona kızamıyordum. Asel'i nasıl sevdiğini biliyordum, onu kaybedince de resmen kendini kaybetmişti.

"Öyle ama anladım," dedi Öykü ve bu kez buruk bir gülümsemeyle baktı bana. "Geçen gün sizi kantinde müzik dinlerken görünce, anladım." İstemeden huzursuz olmuştum. Bir zamanlar benim, Öykü ve Ömer'i izlediğim de hissettiğim hisleri şimdi de Öykü yaşıyordu. Büyük ihtimalle daha da acı dolu hemde. "Biz hiç Atlas ile şarkı dinlemedik. Daha da kötüsü ben geçen güne fark etmedim bile bunu."

Müzik Kutusu | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin