"durmuş bütün saatler,
bizim için sevgilim."🪐
Naz'dan
Kirpiklerimin üzerine düşen kar tanelerini sildim ve cebimde ki telefonumu elime aldım. Yeni çalmaya başlayan şarkının moduma uygun olmadığını fark edince sevdiğim ve bildiğim şarkı gelene kadar değiştirdim. En sonunda Ah Canım Sevgilim şarkısı çalmaya başladığın da durdum ve dinlemeye başladım. Aslında bu şarkıda uygun değildi ama öyle seviyordum ki, düğünüm de bile dinlerdim.
Bakışlarımı tekrardan yola çevirdiğim de okulun yakınlarında ki parka yaklaştığımı gördüm. Adımlarımı hızlandırdım ve kedilerime doğru gittim. Kediler için yaptığım kutudan evin yakınlarına geldiğim de birinin benden önce davrandığını gördüm.
Tolga bir kez daha benden önce gelmişti buraya, kedilere mama ve su vermiş görünüyordu. Sadece karınlarını doyurmuş gibi durmuyordu. Dizlerinin üzerine çökmüş ve her birini tek tek seviyordu. Bu davranışı karşısında ister istemez gülümsedim. Tolga da geldiğimi fark etmişti büyük ihtimalle ama ses çıkarmıyordu, ya gitmemi bekliyordu ya da konuşmamı.
"Merhaba," dedim en sonunda dayanamayarak. Tolga bana bakmadı ama güldüğünü duydum.
"Hoşgeldin," dedi sevecen bir sesle. "Ama biraz geç geldin. Kedilerin itin kopuğun peşinde dolanmaya başladı bile."
"Akıllanmıyor benim kedilerim." dedim, gülerek. Tolga diz çöktüğü yerden kalktı ve karşımda durdu. O an gördüm göz altlarında ki morlukları. Kavgaya karışmış gibi durmuyordu, uykusuz kalmış gibi bir hali vardı. "İyi misin?"
"Sen iyi misin?" diye sorduğun da kaşlarım çatıldı.
"Ben iyiyim ama sen," demem ile Tolga'nın sözümü kesmesi bir oldu.
"Bende artık iyiyim." dedi, yüzünde ki o her zaman ki kırgın gülümsemesiyle. "Atlas ile barışmışsınız?"
Yutkundum ve gözlerimi kaçırdım.
Bir başkası demiş olsaydı otuz iki diş gülümserdim ama karşımda ki Tolga olunca pek mümkün olmuyordu. Yalan olmasını umut ettiği ses tonundan bile belli oluyordu. Ömer'in peşinden koşup konuşmak için yalvardığım zamanlar da Tolga da benimle konuşup, iyi olmam için çabalıyordu. Üstelik bunu Ömer'e fark ettirmeden yapıyordu. Ömer fark etseydi daha da öfkelenir ve beni üzer diye korkuyordu ama yine de benimle konuşmaktan vazgeçmemişti.
Bunları kendisi söylediğin de ciddiye almamıştım ama sonrasında fark etmiştim yaptığı inceliği.
"Evet," dedim ama o kadar kısık sesle konuşmuştum ki ben bile zor duydum.
"Sevindim," dedi ama aksini hissettiği çok belliydi. "Umarım bu kez senin kalbini kırmaz."
"Önceden de kırmadı ki, ben saçmaladım." dedim. Benim de aksini hissettiğim çok belliydi ama naparsınız, yalan ağzımıza yuva yapmıştı.
Tolga gülümsedi, "Senin böyle düşünmeden doğal hiçbir şey yoktu Naz. Atlas'ın anlaması ve altan alması gerekiyordu." dedi ve ekledi. "Yanlış anlama onu sana kötülemek istemiyorum sadece içimden geçenleri söylüyorum."
"Yok, merak etme. Yanlış anlamadım," dedim ve bakışlarımı kaçırdım. "Zaten artık bunları konuşmak da boşuna. Olan oldu. İkimiz de hattamızı anladık."
Tolga'nın bakışlarının buğulandığını gördüm ama hâlâ gülümsüyordu. "Güzel bir hismiş."
"Ne?" diye sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Müzik Kutusu | Texting
Teen Fiction*TAMAMLANDI* 0598***: Anlamam nedenini üzmüşler bebeğimi... Ömer: Efendim? 0598***: Yok bir şey. 0598***: Ömer bugünü not al, yaşamaya ve müzik dinlemeye bugünden sonra başlayacaksın. 0598***: Çünkü seni öyle bir sevicem ki, bana değilse bile san...