BÖLÜM 29

2.3K 68 1
                                    

🌼

Saatler geçmesine rağmen ne gelen vardı ne de giden... Gözümdeki bandajım yaşlarımdan ötürü ıslanmıştı. Gözlerim yanıyordu.

Kendi canımdan çok bebeğim için endişeliydim. Henüz küçücük bir candı.

Kapı sesi kulaklarıma geldiğinde bedeni dikleştirdim. Duyduğum adım sesleri ve odaya dolan insan varlığı daha çok korkumu gün yüzüne çıkarmıştı.

"Kimsin siz ? Benden ne istiyorsunuz? Eğer paraysa inanın istemediğiniz kadar çok para veririm size! Yeterki beni bırakın." Kısık bir gülme sesi geldi ardından da koca sessizlik.

"Neden cevap vermiyorsunuz Allah'ın cezaları! Yemin ederim Eşim sizi bulursa hepinizin canına okuyacak!" Diye yüzlerine tükürürcesine bağırdım.

Yanağımda hissettiğim tokatla canım yandı. Allah'ım ben bu insanlar ne yaptım kimdi bunlar.

"Ne yapıyorsun sen!" Diye gelen boğuk ses ilişti kulaklarıma.

"Fazla konuşuyor!"

İkinci kişinin sesi de boğuktu ama daha ince . Kadın miydi diğeri?

"Hepsinin hesabını vereceksiniz yemin ederim hepsinin acısını bir bir sizden çıkaracağım pislikler!"

Üzerime yaklaşan süliet kendimi kasmama sesbep oldu. Yine bana vurmasindan korktum, ama yanındakinin hareketlerini hissedebiliyordum. Tahminimce engel olmuştu ona.

Uzaklaşan ayak seslerinden sonra gelen giden olmaz diye düşünüyordum.

Bulunduğum yere odamı salon mu depo mu bilmiyorum ama biri geldi. Hangisiydi bilmem ama varlığını odanın içerisinde hissediyordum.

"Neden beni kaçırdınız?"

"Bunu ileriden öğreneceksin şuan çok erken."

"İleride diye bir şey yok! Berzan beni bulacak !"

"Bulsaydı şimdiye çoktan bulurdu. "

"Ne zamandır buradayım?"

"Dün sabahtan beri buradasın.!"

"Saat kaç?"

"20.46"

"Beni bulunca size hayatı dar edecek!" Gelen gülme sesi beni endişelendirmişti. Adam kendinden emin konuşuyordu.

"Seni bulmak için çok geç kaldı Bahar..."

"Hayır geç kalmadı eninde sonunda beni bulacak!"

"Geç kaldı... Seni bulsa bile artık töreler affetmeyecek. Ne oluyor biliyor musun şimdi eski evinde! Aşiretin ileri gelenleri toplanmış bir karar alıyorlar. Berzan her yerde seni delicesine ararken onlar senin için bir karar veriyorlar. Berzan geliyor ve ona diyorlar 'Kaçırılsaydı bu saate kadar bir haber gelirdi. Senin karın başkasina kaçmış! Bu saatten sonra bulunursa sonu infazdır ' anlatımım güzel değil mi? Senden sadece istediğim şu; Gidip orada ölmek mi istersin? Yoksa burada kalıp yaşamak mı?"

Söyledikleri tüylerimi diken diken etsede inanmak istemedim. Kolay mı öyle insana yargısız infaz yapmak. Ben bir sey yapmadım. Bundan eminim Berzan beni dinleyecekti .

"Burada kalacağıma ölmeyi yeğlerim. Kimsin nesin bilmiyorum ama senin yaptığın bu kurguya ancak çocuklar inanır."

"Kurgu mu? Bahar bunların hepsi töre'dir. Ben törenin içine doğdum. Sen kaçmamış olabilirsin ama seni kaçıranın sana ne yaptığını asla bilmeyecek ve anlatsanda sana inanmayacaklar. Benim kim olduğumu görmen için ancak benim yanımda sonsuza dek kalmayı seçersen öğreneceksin.! ". Dedi boğuk gelen sesi tanıdık gelmiyordu.

BEDEL《LANETLİ PAPATYA》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin