BÖLÜM 41*

147 8 0
                                    

Lavabonun üzerindeki çubuğa gözlerim kayıyordu. Aşırı stres içerisindeydim. Günlerdir beynimi kemiren düşüncelerden bir an evvel kurtulmak istiyordum. Psikolojik olarak midem bulanıyor diye düşündüm ta ki sabah şiddetli bir bulantıyla gözlerimi açana kadar.

Henüz regl dönemine bir kaç gün vardı. Düşük yapalı 2 ay ancak olmuştu. Bu kadar çabuk olacağına hiç inanmamıştım ama kaset testte ikinci çizgiyi gördüğümde gözlerim fal taşı gibi açık kaldı. Aynada kendimle göz göze geldiğimde gülümsedim.

Olduğum yerde sevinç çığlığı attım .

Hamileydim...

Ben hamileydim bunu yalnız başıma öğrenmiş olmam umrumda değildi. Bu sayede belki Berzan'la yeniden bir oluruz. Hep bugünü hayal ettim ve hep o günü hayal edeceğim...

Kasetin resmini çekip önce Berzan'a sonra da Zişan'a gönderdim.

Banyodan çıkıp yatak odama gittim. Kendimi yatağa bir kuş misali bıraktım. Çok mutluydum Allah'ım hamileydim ve bebeğim olacaktı. Eğer bir kızım olursa adını Asel koyacaktım. Annemin ismini bebeğimde yaşatacaktım.

Saatler sonra bile Berzan mesajıma bakmıştı ama cevap vermemişti. Sevinmemişmiydi benim gibi bebeğimiz olacağına.  İstesin veyahutta istemesin ben onu doğuracaktım o karşı gelse istemezse işte o zaman bu evlilik bitecekti. Ben bir defa bebeğimi kaybettim onlar yüzünden.

Gözyaşları içerisinde hıçkıra hıçkıra ağladım. Bir yandan da kadın doğum doktoruna randevu aldım. Buraya geldiğimde yeni düşük yaptığım için muayenemi onunla tamamladığım doktorum Gülcan hanıma mesaj atıp yarın geleceğimi söyledim.

Uykunun verdiği ağırlıkla gözlerimi geceye kapattım.

Sabah izlenme hissiyle gözlerimi açtığımda karşımda Berzan'ı görmeyi beklemiyordum.

"Sanırım hala uyuyorum ve rüyadayım. " Dedim. Diğer yana dönüp. Yatağa girip kollarını belime sardı. Burnunu saçlarıma gömüp ellerini karnımın üzerine koydu.

"Baba oluyorum. " Dedi heyecanla. Ondan yana dönüp başımı aşağı yukarı salladim gülümseyerek.

"Baba oluyorsun..."

"Bahar'ım... " Dedi dudakları dudaklarımla buluşmadan önce. Ben onun baharıydım... Kıştan sonra gelen, Baharıydım sevgilimin...

🌑

Kadın doğum polikliniği önünde el ele oturup sıramızın gelmesini bekliyorduk. Etraftaki insanları inceledim. Kimi karnı burnunda kimi bir umut gözleri kapıda bekliyordu. Biz şanslıydık belki de bebeğimiz olacaktı. Yıllar boyu uğraşıp olmayan insanlarda vardı her halimize şükür etmek gerekirdi. Hamile olduğumu tüm kalbimle hissediyordum içimde bir umut tomurcuğu vardı gün geçtikçe büyüyordu kalbim...

Dışarı da yağmur havası vardi yavaştan ciseliyordu camlara. Yağmurun kokusu sesi huzur versede ben Mardin'in sıcağını çok özlemiştim. Dedem burnumda tütüyordu. Daha önce de çok ayrılık yaşamıştık ama bu başkaydi.

Bu can yakıcıydı...

Sesine yüzüne hasret kalmıştım. O ömrünü bana verdi ben ömrümü elin oğluna...

İç çektim hasretle. Berzan'la gözlerim kesiştiğinde gülümsedim.

"Bahar hanım buyrun sıra sizin. " Diye içeri çağırdı asistanı. Heyecanla kapıdan giriş yaptım. Doktorun sedyesine uzanıp jeli karnıma sürüşünü,  hareketlerini izliyordum.

"Sakin olun Bahar hanım. " Dediğinde doktora burukca gülümsedim "bu kadar stres bebeğinize iyi gelmez" dediğinde ultrason cihazından pıt pıt sesleri duyduk.

"Berzan duyuyor musun?" Dedim ve  gözyaşlarımı durduramadım. Elimi dudaklarına götürüp öptü.

"Duyuyorum güzelim. "

🤍

İstediğimizi duymuş olmanın mutluluğuyla evimize dönüyorduk. Bugünden sonrası daha zor olacaktı. Berzan bir şekilde ailesine benim yaşadığımı söyleyecekti. Belki hepsi karşı gelecekti ama aşkımızla her engeli aşacaktık.

Artık bir bebeğimiz de olacaktı. Biraz büyüsün sonra söylesin istiyordum. Geçen sefer gibi bebeğimi kaybedersem ölürdüm. Allah'ım çok şükür dedemle görüşüp ben yaşıyorum diyecektim sevinçle.

"Berzan. "

"Efendim bitanem?"

"Nasıl yapacaksın?"

"Neyi güzelim?" Dedi gülümseyerek. Anlamaması bende endişe uyandırmıştı.

"Ailene , aşirete nasıl söyleyeceksin benim yaşadığımı. "

"Bahar-"

"Bebeğimiz olacak diye kabul ederlermi sence? Benden daha iyi biliyorsun aşiretin kurallarını " dedim dudak büzüp göz devirdim. Ne geldiyse aptal aşiret kuralları dolayısıyla gelmişti başıma.

"Bahar... Şimdi söyleyemem güzelim. " Dedi arabayı sağa çekti. Hayretle ona baktım elimi tutmak istediğinde geri çektim.

"Söylemeyeceksin öyle mi? " Dedim onun başını aşağı yukarı sallayışını izledim. Bu kadar mı yano? Bana verecek bir cevabı dahi yok! "Ne olacak Berzan ? Sen orada biz burada mı olacağız! Ben ve çocuğum hayatımız boyunca sana hasretmi yaşayacağız.  "

"Bir gün bitecek hepsi ama şimdi değil güzel karım çok erken. " Dedi. Kalbim sıkışıyordu nefes almak neden bu kadar güçtü.

"Beni istemiyorsun attık"

"Saçmalama Bahar. Sen benim güzel karımsın. Dünya bir yana sen bir yana. " Dedi. Gözlerim dolmuştu emniyet kemerini açıp arabadan indim. Üzgündüm çok üzgündüm.

"Nereye Bahar?"

"Cehennemin dibine gidiyorum. Sende defol git cennetine Mardin'e dön. Bir daha seni görmek istemiyorum. "

"Bahar saçmalama hayatım hadi bin arabaya , bağırma bak bebeğimize zarar veriyorsun bu kadar sinir iyi değil dedi doktor. "

"Sanane ! Gideceksin seni görmek istemiyorum. Yemin ederim Berzan döndüğümde evde olursan aklının alamayacağı kadar kötü şeyler olur. Seni görmek istemiyorum. "

"Bende seni bu şekilde bırakmak istemiyorum. "

"Ben hiç birinizi hayatım da istemiyorum. "

"Sana aşiretinle mutluluklar ve bol kurallar diliyorum..." Onu arkamda bırakıp geçen ilk taxsiye bindim.

BEDEL《LANETLİ PAPATYA》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin