Iyi okumalar...
Konağa girdiğimizde beklediğimin aksine daha sessizdi. Tâki Zeliha merdivenlerde bize görünene kadar. Ama yine bekledigim gibi olmamıştı, hızla geri odasına döndü.
Konaktakiler yavaş yavaş bize görünürken Zeliha odasından çıktı geldi tam karşıma. Elinde bi zarf vardı. Içini açıp elindekileri yüzüme doğru fırlattı. Gözlerimi gözlerinden çekip yere baktığımda benim ve Serkan'in resimleriydi bana sarılırken çekilen.
Mesut tam karşıma geçip elini kaldırmıştıki Berzan bileğini tutup onu durdurdu.
"Ne zamandan beridir sen kızlara el kaldırır oldun Mesut " dedi öfkeyle. Tabi bu yetmemişti onu durdurmaya bu defa saç diplerimden tutup beni salona doğru sürükledi. Canım acisada sesim çıkmadı.
Yine sustum!
Arkamda kalan adamdan utandım...
Hep yaptığım gibi sadece göz yaşlarım dökülüyordu. Kötü olan da buydu ya, bir tek sevdiğim insanlar için ağlardım . Sevmediklerim ne yaparsa yapsın ne kadar canımı acıtırsa acıtsın tek damla göz yaşı dökemezdim.
Beni Hate Daye'nin ayaklarının dibine attı. Kafamı kaldırıp gözlerine baktım. Buradaydı divanda oturuyordu.
"İ-iyisin" dedim gözyaşları arasında gülümseyerek. O ise cevap vermeyip gözlerime bakmaya devam etti. Benden açıklama bekliyordu.
"Yemin ederim hiç bir şey göründüğü gibi değil Daye!" Dedim zar zor sadece üstü kapalı bi şekilde anlattım. Zeliha ise yine çenesini tutamayıp orataya attı kendini.
"Yalan söylüyor Daye beraber otele gectiler ben Aha da bu gözlerle gördüm." Dedi. Herkesten bir figan çıkmıştı. Gözlerim Berzan'a kaydığında sadece boş boş bana bakiyordu. Öfkeyle Zeliha'ya dönüp
"Yalancı şeytan! Yemin ederim yalan söylüyor! "
Hate Daye'nin gözlerinde hayal kırıklıkları vardı. Ama ben böyle olsun istememiştim. Önce bana sonra da Zelihaya bakıp tekrar bakışlarını bana yöneltti."Gelin!" Diye seslendi yengem bunu bekliyormuş gibi.
"Buyur Ana" dedi keyifli bi ses tonuyla. Ve o an anladimki zafer onlarındı ben kaybetmiştim ilk savaşta.
Hate Daye'nin dizinin dibinden kalkıp başım öne eğdim ve arkamı dönmeden önce son bir kaç kelime döktüm ağzımdan.
"Özür dilerim sadece.. ben yapmamıştım" dedim bi ölüden farksız ses tonuyla. Arkamı dönüp gidecekken dayenin sesini duydum.
"İkinizde abdest alıp gelin, Kur'an'a el basacaksınız" dedi. Ben sessizliğimi korudum. Zeliha ise
"Ne!" Demişti. Hate daye bastonunu yere vurup
"De hayde ! Sabaha kadar burada mı bekleyecez!"
Onları arkamda bırakıp kapıya yöneldiğinde Berzan'la bakıştım. Bunlara şahit olduğu için çok üzgündüm. Benim hakkımda ne düşünüyordu bunu bilmek bile istemiyordum.
Odama çekilip üzerime bileğime kadar süzülen elbise giyip abdest aldım. Saçımı arkada ense topuzu yapıp başıma mevlüt örtüsü geçirdim.
Örtümün bir ucunu salık bırakıp diğer ucunu omzuma attım.
Salona indiğimde bütün bakışlar bana dönmüştü. Birinin öksürük sesini duymamla kafamı sola çevirdim. Divanın üzerinde oturan Berzan'ın boğazına içtiği çay çarpmıştı.
Yoksa beni görünce mi çarpıldı:D
Ona bir bardak su verdiler gözlerini benden çekmeyip suyunu içti. Dikkatimi ondan alıp Hate daye'nin tam önünde diz çöküp oturudum.
![](https://img.wattpad.com/cover/140834973-288-k511506.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL《LANETLİ PAPATYA》
Roman pour AdolescentsTöre hikayesidir Genç bir kızın düğün günü öğrendiği gerçekle terkedilisinin ardından tüm hayatını değiştirerek farkında olmadan herşeyin başladığı yere MARDİN'e yerleşir. 19 yıl sonra öğrendiği yakınlarıyla mutlu huzurlu yaşarken atladığı bir şey...