BÖLÜM 50

280 15 2
                                    

Bahçedeki verandaya gectim. Bugün hava da boğucu bir sıcaklık vardı. Evde klimalar açıktı lakin temiz havaya ihtiyacım vardı.

Serkan'ın telefon numarası hala hatrımdaydı. Numarayı tuşlayıp açmasını bekledim. Umarım doğru kişiyi arıyordum... Başka türlü ona ulaşamazdım bir de Esila gibi bir düşmanım yanındayken.

"Günlerdir aramanı bekliyordum. " Dedi

"Serkan... Görüşelim seninle konuşmak istediğim konular var. Ne zaman gelebilirsin buraya. " Dedim. Diğer taraftan gülme sesi geldi.

"Buradayım... Hep yanındaydım Bahar "

"Anlamadım?"

"Yan eve bakarsan görürsün ne demek istediğimi. " dediğinde şaşkınlığımı gizleyemedim çünkü Serkan yan evdeki terasta kulağında telefon bir elini kaldırmış bana gülümsüyordu.

Telefonu kapatıp kendi evimin bahçesinden çıkıp yanımızdaki eve geçtim. Serkan bahceye açılan kapıdan çıkıp evinin bahçesinde beni karşıladı.

"Hoşgeldin Bahar. "

"Başından beri burada mıydın?"

"Bir kaç haftadır buradayım. "

"İyi de burası Kalelilerin evi nasıl kiraya verdiler. Kışın gelip gidiyorlar yazın hep boş."

"Tahir arkadaşım rica ettim anahtarı verdi." Dedi. Kamelyaya geçtim onun davet etmesiyle. Buraya ne için neden geldiğim aklıma gelince zihnimde kelimeleri toparlamaya çalıştım.

"Serkan"

"Efendim güzelim. "

"Bunu söyleyeceğim aklımın ucundan geçmezdi lakin yardımına ihtiyacım var."

"Boşanmak için mi hemen talimat ver Soner beye bildiririm tek celsede boşatır seni ondan.Maddi manevi hep yanındayım.  " Dedi. Hadi canım! Tek kaşımı kaldırıp ona baktım. Gözlerimi devirdim ona yarı yolda bırakmayı adet edinmiş bir adama elbette güvenemezdim.

"Sana güvenebilir miyim? Yine beni yarı yolda bırakmazsın değil mi?"

"Asla ! Asla güzelim seni yarı yolda bırakmam "

"Senden maddi olarak yardıma ihtiyacım var. Dedem ölmüş 2 yıl önce,  eminim biliyorsundur. Benim yaşadığımı tahminimce biliyordu lakin avukatı bilmediği için mal varlığı kardeşine geçmiş. Gidip istesem vermezler. Belki küçük bir pay lakin o onların değil benim mirasim hepsi dedemin emanetleri"

"Anlıyorum seni elbette avukatlarıma talimat vereceğim derhal davada avukatınıza yardım etsinler. Bütün tapuların paran hiçbirine dokunmadım ne zaman istersen gidip alalım." Dedi. Bir müddet aramızda sessizlik hakim oldu.

Derdi bitmez bu dünyanın tek dayanağım kızımdı. Benim küçük papatyam, kalbim ...

"Mardin'e gidip intikam alacağım."

"İntikam almana bile değmez bu insanlar. "

"Bana yaşattıklari yanlarına mı kalsın?"

"Sen böyle biri değilsin. "

"Biliyorum Serkan. Lakin ben bana bunu reva görenlerin canını yakmak istiyorum. Yandığım kadar yansınlar. Nasıl ki ben namlunun ucundan sıyrıldım, ölüm soğuk kollarına alacakken beni neler hissettiysem aynısını yaşasınlar istiyorum. "Dedim. Yeniden sessizlik yemin etmiştik. Serkan içeri geçip bir müddet orada kaldı. Ben de evinde bir tepsi deki fincan kahve vardı

Tepsideki fincanları önümüzdeki orta sehpaya bıraktı. Gülümseyerek yanıma oturduğunda bedenimde hissettiğim gerginliği beni de geriyordu.

"Söylemek istediğin bir şey mi var?"

"Var!" Dedi direk bedenimi ona çevirip konuşmasını bekledim.

"Söyleyeceklerim benim için bir şey ifade etmeyecek de olsa senin için çok şey ifade edecek. Mardin'deyken seni tuzağa düşürenler Zeliha taşkıran ve Poyraz Şahlıoğlu imiş." Dedi, şaşkınlıkla aldığım bir yudum kahvede boğazıma çarpmıştı. Peki neden hadi Zeliha , Berzan'a aşıktı peki Poyraz?

"Ne anlamıyorum bu nasıl olabilir. Poyraz da benim alakam bile yok tek yakınlığımız hisse ortaklığı.  " Dedim. Bir an için o güne gittim bana söyledikleri aklıma bir bir dolduğunda olabilme ihtimaline kanaat getirdim.

"Bilmiyorum Bahar onlarla ne yaşadığınızı bilmiyorum sana neden bu kötülüğü yaptıklarını da bilmiyorum."

"Zeliha, Berzan'a tam bir platonik aşıktı. Psikopat gibi bağlanmıştı üstelik hiç karşılık görmeden. Kaçırıldığım gün bir erkek ve bir kadın vardı seslerini değiştirmişlerdi cihaz kullanıyorlardı. Erkek olanla yalnız kaldığımızda bana onunla gelmem için teklifte bulundu. Beni kurtaracakmış sözde" dedim Göz devirip. Eğer düşmanlarından biri Poyraz şahlıoğlu ise intikamım acı olacaktı.

" Peki diyelim ki Mardin'e gittik."

"Mardin'e yalnız gidiyor sen gelmiyorsun."

"Seni bu savaşta yalnız bırakacağımı sanmıyordun umarım. Bana geldin ve benden yardım istedi ben de severek kabul ediyorum yalnız bu sadece maddi olmayacak. Sözümü bitireyim Mardin'e gittik intikamını aldık peki sonra ne yapacaksın Bahar Mardin'de kalmaya devam edecek değilsin."

"Ne olacak bilmiyorum? Neler yaşayacağız bilmiyorum bunu bize kader gösterecek. " Dedim içimdeki binlerce kötü hise rağmen bir umut binlerce kırgınlıkla gidecektim Mardin'e. Aşkından ölsem de artık berzan'dan bana yar olmazdı. Kalbim nasıldı paramparçaydı. Hiç gitmesem kör olsam her şeye belki de mutlu olmaya devam edecektik. Yarım yamalak mutluluk yarım yamalak anılar. Yarın gidecektik Mardin'e ama gittiğimiz yer bir şehir değil yok oluşumuz, cehennemimiz olacaktı...

BEDEL《LANETLİ PAPATYA》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin